16. Ceza Dairesi 2020/1941 E. , 2020/6210 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.02.2018 tarih ve 2017/297 - 2018/60 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 1-Sanık ... hakkında; 5237 sayılı Kanunun 314/2, 221/4-2, 53, 58/7-9, 62, 63, 3713 sayılı TMK"nın 5/1,
2-Sanıklar ... ve .. hakkında; 5237 sayılı Kanun"un 314/2, 53, 58/9, 62, 63, 3713 sayılı TMK"nın 5/1, maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı,başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine, sanık ..."in çocuğunu örgütle iltisaklı okula göndermesinin örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği ve sanık ... ile ilgili TCK"nın 20. maddesine göre ""ceza sorumluluğu şahsi olup kimse bir başkasının fiilinden sorulu olamayacağı"" nazara alındığında sanığın eşinin isminin bylock yazışma içeriklerinde geçmesinin sanığın mahkumiyetine esas alınamayacağı kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanıklardan ... ile ilgili suç tarihinin temadinin kesildiği yakalanma tarihi olan “24.09.2016” tarihi yerine gerekçeli karar başlığında “23.09.2016” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
I)Sanıklar ... ve ..."ün temyiz istemlerine yönelik yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II) Sanıklar ... ve ..."in temyiz istemlerinin incelenmesinde;
a)Sanık ... yönünden;
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme veya örgüte bilerek isteyerek yardım etme suçlarında etkin pişmanlık, şahsi cezasızlık veya cezadan indirim yapılması gereken hâl olarak kabul edilmiştir.
Amaç suçun işlenişine iştirak etmeksizin, hakkında bir soruşturma başlamadan önce örgütten gönüllü olarak ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde (TCK"nın 221/2 m.), hakkında soruşturma başladıktan sonra gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde (TCK"nın 221/4 m. ilk cümlesi), verilen bilgilerin samimi ve örgütlü suçlarla mücadelede yararlı olması durumunda yakalandıktan sonra pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının önemli ölçüde yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde (TCK"nın 221/3 m.) sanık hakkında şahsi cezasızlık nedeni uygulanacaktır.
Amaç suça elverişli vahim nitelikte sayılan eylemler gerçekleştirilmeden yakalanmış olup örgüt kuran, yöneten, örgüte üye olan, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek isteyerek yardım edenlerin örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde cezasından indirim yapılacaktır (TCK"nın 221/4. fıkra 2. cümlesi).
Bu kapsamda, sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamına nazara alındığında;
TCK 221/4-2. cümlesi gereğince hakkında etkin pişmanlıktan dolayı ceza indirimi uygulanan sanıkla ilgili olarak; etkin pişmanlıktan kaynaklı indirim oranını uygularken, sanığın örgütte kaldığı süre, konumu, uygun bilgiler vermek suretiyle suçun aydınlatılmasına sağladığı katkı etkin pişmanlığın gerçekleştiği aşama ve verilen bilgilerin niteliği dikkate alınarak sanık hakkında daha üst seviyeden indirim oranı uygulanması gerekirken hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,
b)Sanık ... ile ilgili yapılan incelemede;
Ayrıntıları Dairemizin 20.12.2017 tarih ve 2017/1862 Esas 2017/5796 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere;
Örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde kuşku bulunmamakta ise de, bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; Devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce icra edilen faaliyetlerin, nitelik, içerik ve mahiyeti itibariyle silahlı terör örgütünün amacına hizmet ettiği sanık tarafından bilindiği somut delil ve olgularla ortaya konulmasının zorunlu olduğu, işlenen bir suçta gerçekleşebilecek unsur yanılgısının kastı ortadan kaldıracağı, bu durumun TCK’nın 30/1 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, yukarıda anılan tarihten sonra gerçekleşen ve örgütsel faaliyet olarak kabul edilen hareketlerin örgüt hiyerarşisine dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluk içermemesi halinde kişinin örgüt üyesi olarak kabulü mümkün olmadığından;
Dosya kapsamındaki deliller ve sanığın savunmasına göre;
Suç tarihi itibariyle örgütsel bağını ortaya koyan herhangi bir kod adı veya örgütsel iletişim ağı kullandığı saptanamayan sanık ile ilgili ""2011 yılından itibaren örgütün hiyerarşisine dahil olup eylemlerini devam ettirdiğine"" ilişkin yapılan kabulün, her türlü delil veya tanık ifadeleriyle saptanamaması karşısında dosya içeriğiyle uyuşmadığı yine sanık aleyhine beyanda bulunan tanıkların anlatımlarının soyut ve yoruma dayalı olması, kendi savunması dışında örgütsel bağını ortaya koyan herhangi bir delil bulunmayan sanığın savunmalarında, örgütün görünen yüzü ortaya çıktıktan sonra bağlantısını kestiğini söylemesi, bu tarihten sonra da örgüt hiyerarşisine dahil olduğunu gösterir somut eylem ortaya konulamaması karşısında TCK’nın 30/1 maddesi hükümlerinden istifade edip edemeyeceğinin karar yerinde tartışmasız bırakılması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.