16. Hukuk Dairesi 2019/2646 E. , 2019/6161 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 07.05.2019 gün ve saatte temyiz eden taraftan gelen olmadı. Aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat ..., ... ve diğerleri vekili Avukat ... ve Orman İdaresi vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirilip, süresinde yapılan inceleme sonucu verilen geri çevirme kararı ile istenilen belgeler de getirtilip dosyasına konulduktan sonra yeniden inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında, ...,... Köyü çalışma alanında bulunan 153 ada 62 ve 64 parsel sayılı 6.139,74 ve 2.068,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldıkları ve taşınmazların 2001 yılından beri 1/2 hissesinin ...,... ve ...’ların; 1/2 hissesinin ise ...’nın kullanımında olup üzerlerinde bulunan zeytin ağaçlarının adı geçenlere ait olduğu; 153 ada 65 parsel sayılı taşınmazın ise (... oğlu) ...’ya ait olup taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının ...’a ait olduğu ve taşınmazların tümünün 3. derece doğal sit alanında kaldığından korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı olduğu şerhi yazılarak; 153 ada 62 ve 64 parseller tarla ve zeytinlik; 153 ada 65 parsel ise tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ..., çekişmeli 153 ada 62 ve 64 parsellerin kendi fiili kullanımlarında bulunduğu; ayrıca 153 ada 65 parsel sayılı taşınmazın zeytincilik parseli olup zeytincilik tapusu ile imar-ihya yoluyla kendilerine ait olduğu, 1967 yılından beri zilyet oldukları halde tutanakta 2001 tarihinden beri zilyet oldukları şeklindeki ifadenin hatalı olduğu iddiasına dayanarak; davacı ..., çekişmeli 153 ada 64 parselin bir bölümünün satın alma yoluyla kendi zilyetliğinde olduğu iddiasına dayanarak; davacı ... ise, 153 ada 62 ve 64 parsel sayılı taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği halde bir kısım mirasçılar ve onların eşi ve çocukları adlarına şerh verilmesinin hatalı olduğu iddiasına dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Yargılama sırasında davacı ... 25.06.2014 tarihli dilekçesiyle, 62 ve 64 parseller yanında 65 parselde de aynı nedenle hakkı olduğu iddiasıyla 65 parselinde ıslahen davaya dahil edilmesini talep etmiştir. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacılar ... ve ...’nın asıl dosyada 153 ada 62 ve 64 parsellere yönelen davalarının esastan; birleşen 2010/317 Esas sayılı dosyada 153 ada 65 parsele yönelen davasının hukuki yarar yokluğundan reddine; davacı ...’ın birleşen 2010/417 Esas sayılı dosya da 153 ada 64 parsele yönelik olarak açtığı davanın reddine; davacı ...’ın (birleşen 2012/23 Esas sayılı dosya) Orman İdaresine yönelik davasının husumetten, diğer davalılar yönünden ise esastan reddine; çekişmeli 153 ada 62 ve 64 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, 153 ada 65 parselin beyanlar hanesinin 2 nolu şerhinin iptali ile yerine 2 nolu şerh olarak "Taşınmaz 2001 yılından beri ... T.C. Kimlik numaralı ... oğlu ... mirasçılarının miras payları oranında kullanımındadır" şerhi verilmesine, 3 ve 4 nolu şerhlerin aynen kalmasına, karar verilmiş; hüküm, davacı-davalı ... vekili, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece 12.8.2015 tarihli ek karar ile hükmü temyiz edenlerden ...’ın temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş; bunun üzerine bu ek karar da davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece 12.08.2015 tarihli ek karar ile, davacı ... vekilinin, temyiz posta giderlerini ve eksik harcı tamamlaması hususunda kendisine tebliğ olunan muhtıraya rağmen, yasal süre içerisinde eksikliği tamamlamadığı gerekçesiyle temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş ise de, anılan ihtaratlı tebligatın davacı ... vekiline 15.9.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve muhtıranın gereğinin 22.9.2015 tarihinde süresi içerisinde yerine getirildiği ve eksik temyiz harcının ve posta giderlerinin yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, mahkemenin temyiz isteminin reddine dair ek kararı isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına,
2- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle dava konusu 153 ada 62 parsel hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
3- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davaya konu 153 ada 65 parsele ilişkin hükme yönelen sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki, kadastro hakimi infazı kabil hüküm kurmak zorunda olmasına rağmen, taşınmazla ilgili tescil hükmü kurulmamış olması isabetsiz ve bozma nedeni ise de, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 5. nolu bendinin 6. satırında “3 ve 4 nolu şerhlerin aynen kalmasına” kelimelerinden sonra gelmek üzere "Taşınmazın tespit gibi Hazine adına tesciline" kelimelerinin eklenerek hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA,
4- Dava konusu 153 ada 64 sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; bu taşınmazın Dairemizin geri çevirme kararı uyarınca getirtilen Kaş Kadastro Mahkemesi"nin 2010/392 Esas sayılı dosyası ile birleşen 2010/412 Esas sayılı dosyasında da dava konusu edildiği belirlenmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca, kadastro hakimi taşınmaz malların sınırlarını, arazi ve harita üzerinde belirterek, hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun öngördüğü tapu sicilini oluşturmak; doğru, uygulanabilir, açık ve infazda tereddüt doğurmayacak nitelikte hüküm kurmakla yükümlüdür. Aynı taşınmaz hakkında birbirinden farklı hükümler kurulması halinde, infazda şüphe ve tereddüt oluşacağı, amaçlanan tapu sicilinin tesis edilemeyeceği açıktır. Bu nedenle, Kadastro Mahkemelerinde, aynı kadastro parseli hakkında açılan davaların birlikte görülmesinde zorunluluk vardır. Hal böyle olunca; Mahkemece, aynı taşınmaza ilişkin bulunan davaların HMK"nın 166 ve devamı maddeleri gereğince birleştirilmesine karar vermek gerekirken, ayrı ayrı yargılamaya devam edilerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, temyiz itirazları açıklanan bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 153 ada 64 parsel yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.