Esas No: 2022/1123
Karar No: 2022/4922
Karar Tarihi: 19.04.2022
Danıştay 6. Daire 2022/1123 Esas 2022/4922 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2022/1123 E. , 2022/4922 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/1123
Karar No : 2022/4922
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : I - (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …
II - (DAVALILAR)
1- … Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : … Hukuk Müşaviri
2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
3- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Avcılar İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … parselde bulunan 503,38 m² yüzölçümlü kat irtifakı kurulmuş "…" apartmanındaki … numaralı 230 m² kullanım alanlı bağımsız bölümün, Bakanlar Kurulunca alınan Afete Maruz Bölge Kararı gereğince yıkılması üzerine, söz konusu binanın yıkımı sebebiyle uğranıldığı öne sürülen 10.000,00-TL maddi (28.02.2020 tarihli ıslah sonucu 345.000,00-TL), 60.000,00-TL manevi zararın yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla istinaf talebinin kabulü, İdare Mahkemesi kararın kaldırılması, yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesi yolundaki kararı üzerine, ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının %10 oranında, davalıların ise %30'ar oranında eşit şekilde kusurlarının bulunduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabulü ile toplam 129.219,30 TL maddi, 12.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte kusurları oranında davalı idarelerden alınarak davacıya ödenmesi, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat talebi yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; birbiri ile çelişik kararlar verilmesini önlemek ve hüküm birlikteliğini sağlamak adına, emsal diğer dosyalardaki kusur oranlarına dair bilirkişi incelemeleri de dikkate alınmak suretiyle tamamen ruhsatsız olan davacıya ait yapı için davacının %30, denetim yapmayarak kaçak yapının yapımına sebebiyet veren Avcılar Belediye Başkanlığı'nın %30, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın %15, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın %25 oranında kusurlarının bulunduğu kabul edilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 28.715,40-TL'lik maddi tazminatın davacıya ödenmesine ilişkin kısmının kaldırılmasına, tazminat isteminin 28.715,40-TL'lik kısmının da reddine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca hükmedilen 100.503,90-TL maddi tazminat yönünden davalı idarelerin istinaf başvurularının reddine, netice olarak kabul edilen 100.503,90-TL maddi tazminatın 43.073,10-TL'sinin %30 kusurlu olan … Belediye Başkanlığı, 21.536,55-TL'sinin %15 kusurlu … Büyükşehir Belediye Başkanlığı, 35.894,25-TL'sinin ise %25 kusurlu olan … Bakanlığı tarafından, 10.000,00-TL'nin dava tarihinden (15/06/2015) itibaren, 90,503,90-TL'nin ıslah tarihi olan 14/11/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarelerden alınarak davacıya ödenmesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca kararın manevi tazminata yönelik kısmı yönünden davalı idarelerin istinaf başvurusunun reddine, mahkemece hükmedilen 12.000,00-TL manevi tazminatın kusur oranları gözönüne alınarak 4.800,00-TL'sinin … Belediye Başkanlığı, 3.000,00-TL'sinin … Büyükşehir Belediye Başkanlığı, 4.200,00-TL'sinin ise … Bakanlığı tarafından dava açılma tarihi olan 14/11/2017 tarihinden itibaren davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :
1- Davacı tarafından, temyize konu kararda yapının ruhsatsız olduğuna ilişkin tespitin yerinde olmadığı, yapının sadece iskan ruhsatının bulunmadığı, bu sebeple atfedilen kusurun hatalı olduğu ve kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı … Bakanlığı tarafından, takdir edilen kusur oranlamasının hatalı olduğu, dava konusu olayda kusurlarının bulunmadığı, ayrıca zarar ve idarenin eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığından kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
3- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, hasım mevkiinden çıkarılmaları gerektiği, temyize konu kararda takdir edilen kusurun gerçek durumu yansıtmadığı, kusur ve sorumluluklarının bulunmadığı, ortada tazmini gereken bir zararın da bulunmadığı ileri sürülmektedir.
4- … Belediye Başkanlığı tarafından, somut olayda kendilerine atfedilebilr bir kusur olmadığından zarardan sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu, manevi tazminata karar verilebilmesinin şartları bulunmadığından reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Dava konusu taşınmazın bulunduğu Avcılar İlçesi için Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve bazı kamu kurumlarınca farklı tarihlerde yapılan araştırma ve tespitlerde, ilçe geneline yönelik; ''Marmara denizi kıyıları killi ve marnlı serilerle örtülü bulunduğundan heyelana müsaittir, bu kısımlar gerekli önlemler alınmadıkça iskan için sakıncalıdır'' görüşüne yer verildiği, 1971 yılında yapılan bu tespitte, evlerin fazla katlı olmaması, hafif malzemeden yapılması, derin kazılar yapılmaması, yüzey suyu drenajı yapılması, kıyıdan itibaren kademeli olması ve istinat duvarı yapılması gerektiğinin ifade edildiği, yine Bakanlıkça 1977 yılında Boğaziçi Üniversitesine hazırlattırılan raporda; yamaçları heyelanlı ve heyelana müsait olmaları nedeniyle ancak düşük eğimli ve potansiyel heyelan alanlarında zemine fazla yük vermemek ve kazıdan kaçınmak şartı ile tek katlı ve bahçeli evler yapılmasının mümkün olabileceğinin belirtildiği, İller Bankasınca hazırlanan 1981 tarihli rapora göre Avcıların turistik tesis alanı olarak, kamp alanı ve iki katlı yapı alanı olarak gösterildiği, davaya konu alanın, 1981 yılında İller Bankası tarafından hazırlanan ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığının onayladığı nazım imar planı ve 1982 tarihli Avcılar Belediye Başkanlığının hazırladığı uygulama imar planı ile yerleşime açıldığı ve zaman içerisinde çok katlı yerleşime izin verildiği, anılan planların hazırlandığı tarihlerde yürürlükte bulunan mülga 6785 sayılı İmar Kanununun 1605 sayılı Kanunla değişik 26. maddesiyle nüfus ve il veya ilçe merkezi olması ölçütlerine göre yol istikamet planları ile imar planlarını belediyelerin yaptırmaları mecburiyeti getirildiği ve 29. maddesiyle imar ve yol istikamet planlarının İmar ve İskan Bakanlığının tasdikiyle kesinleşeceği ve yürürlüğe gireceğinin hüküm altına alındığı, Bakanlığın onay yetkisi planların hukuki varlık şartlarından olduğundan, bu planlara ilişkin çok katlı yerleşime izin veren ilçe belediyesinin yanında Bakanlığın ve Mülga 3030 sayılı Kanundan kaynaklanan denetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen, imar yükümlülüklerini ilçe belediyesi ile birlikte kullanan, … Büyükşehir Belediye Başkanlığının hizmet kusurlarının bulunduğu, Mülga 180 sayılı Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 9. maddesinin (g) bendinde de, afetle ilgili daimi iskan yerleşmelerinde imar planlarını ve alt yapı tesisleri planlarını ve bunlara ait etüd, harita, proje ve keşifleri yapmak veya yaptırmak, re'sen onaylamak veya onaylanmasını sağlamak, inşaat işlerini yapmak veya yaptırmak konularında Bakanlık Yapı İşleri Genel Müdürlüğünün yetkili olduğunun hükme bağlandığı, 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile de Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürütülen görevlerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına geçtiği, Avcılar İlçesi, … Mevkii, … pafta, … parsel sayılı taşınmazın … gün ve … sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile "Afete Maruz Bölge" ilan edilen alanda kalması nedeniyle uğranıldığı öne sürülen 10.000,00-TL maddi (28.02.2020 tarihli ıslah sonucu 345.000,00-TL), 60.000,00-TL manevi zararın yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 125. maddesinin 1. fıkrasında idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtilmiş, son fıkrasında ise, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kusur oranlaması yönünden;
Uyuşmazlıkta; İdari Dava Dairesince, Mahkeme tarafından dosya kapsamındaki bilirkişi raporundaki kusur oranlamasına ilişkin değerlendirmelere itibar edilmeyerek, "birbiri ile çelişik kararlar verilmesini önlemek ve hüküm birlikteliğini sağlamak adına, emsal diğer dosyalardaki kusur oranlarına dair bilirkişi incelemeleri de dikkate alınmak suretiyle" davacının %30, … Büyükşehir Belediyesi'nin %15, … Bakanlığı'nın %25, … Belediye Başkanlığı'nın %30 oranında kusurlarının bulunduğunun belirlenmesi ile hüküm kurulduğu anlaşılmakta ise de; temyize konu kararda emsal alınan dosyaların hangileri olduğunun belirtilmediği görülmektedir.
Bu durumda; dava konusu yapı özelinde tespit edilen ve dosya kapsamındaki 05.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen inşaat ruhsatı verildiği ve daha sonra temel üstü ruhsatı için başvuru yapılmadığı ve iskan ruhsatının bulunmadığı bilgileri de dikkate alınmak suretiyle, hüküm birlikteliğini sağlamak adına, mümkün olması halinde aynı yapıya ilişkin, aksi takdirde benzer durumda olan (ruhsata aykırılığı sebebi ile hakkında yapı tatil tutanağı düzenlenmemiş ve yıkıma yönelik encümen kararı alınmamış bulunan, 2981 sayılı Yasa kapsamında iskan ruhsatı da bulunmayan) binalara ilişkin açılan davalardaki kusur oranlamaları da dikkate alınmak suretiyle, (davaya konu binada bulunan bağımsız bölümü olan başka davacılar tarafından açılan ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı dosyasında verilen kararın kusur oranlamasına ilişkin kısmı, Dairemizin 12/05/2020 tarih ve E:2019/19301, K:2020/4187 sayılı kararı ile onanmış, yine ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararına karşı, yapılan istinaf başvurusu üzerine … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:… K:… sayılı kararın kusur oranlamasına ilişkin kısmını Dairemizin 19.04.2022 tarihli E:2022/1560, K:2022/4938 sayılı karar ile onanmıştır.) gerekli görülmesi halinde bu hususta ek rapor da alınması suretiyle hüküm kurulması gerekirken, farklı parsellerde yer alan veya davaya konu yapı ile benzer durumda bulunmayan yapılara ilişkin kusur oranlamasına dair tespitler bu dosya içinde de emsal kabul edilerek, maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden, kararda belirtilen kusur oranı ile hüküm kurulmasında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Manevi tazminat yönünden;
Manevi tazminatın, niteliği gereği zenginleşmeye yol açmayacak ve aynı binada diğer bağımsız bölüm maliklerince açılan yukarıda numaraları da belirtilen dosyalarda verilen miktardan farklı olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmekte olup, İdare Mahkemesince kabul edilen manevi tazminat miktarına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmadığı anlaşılmış olup yeniden bir manevi tazminat takdiri yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, bozmaya uyulması sonrasında, faiz başlangıcı tarihlerinin dava dilekçesiyle talep edilen kısım için dava tarihi, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi olarak belirlenmesi ve yargılama giderleri hususunda da yeniden karar verilmesi gerektiği tabiidir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddi ile anılan kararının kaldırılarak yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 19/04/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.