7. Ceza Dairesi 2021/19290 E. , 2021/15718 K.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na muhalefet suçundan sanık ..."un, anılan Kanun"un 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52/2. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair DENİZLİ 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/12/2016 tarihli ve 2016/539 esas, 2016/712 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 16/02/2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/03/2021 tarihli ve KYB. 2021/29314 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre,
1. Mahkemece sanığın kovuşturma aşamasında savunmasının tespit edilmediğinin anlaşılması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 195. maddesindeki istisnai durumlar dışında sanığın savunması alınmadan mahkûmiyet hükmü kurulmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde,
2. Adı geçen sanığın müştekinin bilgisi dışında nüfus cüzdanı fotokopisi ve kimlik bilgilerini kullanıp müşteki adına imza atarak sahte cep telefonu aboneliği sözleşmesi düzenlediğinden bahisle mahkûmiyetine karar verilmişse de, söz konusu abonelik sözleşmesi suretinin incelenmesinde Başaran İletişim-... isimli bir işyerine ait kaşe ve kaşe üzerinde bir imza bulunduğu, sanığın kanun yararına bozma talepli dilekçesi ile bahse konu sözleşmenin ..."ya ait Muhtar İletişim isimli firma tarafından yapıldığını belirtmesine rağmen, bahse konu hususlara ilişkin olarak hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan, sanık ve ilgili işyerinde çalıştığı bildirilen kişilerin imza ve yazı örnekleri temin edilerek sözleşme aslı ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, yargılama aşamasında da sanık aleyhine bir delil elde edilemeden, gerekçeli kararda sanığın önödeme önerisini yerine getirmediğinden bahisle atılı suçu adı geçen sanığın işlemiş olduğuna dair hiçbir delil ve gerekçeye yer verilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
3. Soruşturma aşamasında Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen ön ödeme emrinin şüphelinin mernis adresine doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmesini takiben düzenlenen iddianameyle açılan kamu davası sonucunda sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine 11/01/2011 tarih ve 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile eklenen "bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" hükmü karşısında, sanığın mernis adresine doğrudan 7201 sayılı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca yapılan ön ödeme teklifi tebliğinin usulüne uygun olmadığı nazara alınarak, sanığa usulüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, DENİZLİ 6. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 15/12/2016 tarihli ve 2016/539 Esas, 2016/712 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nun 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahkemesince yapılmasına, bozma nedenine göre kanun yararına bozma isteminin (2) nolu maddesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 23/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.