5. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/6983 Karar No: 2020/2236 Karar Tarihi: 12.02.2020
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2019/6983 Esas 2020/2236 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2019/6983 E. , 2020/2236 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Davacı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde değildir. Şöyle ki; İlk karar davalılar ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiş olup, ilk kararda tespit edilen kamulaştırma bedeli, kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden kesinleşmiştir. 1-Bu durumda ilk kararı temyiz etmeyen davalılar ... (1952 doğumlu), ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden kesinleşen bedel davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan; bozmadan sonra sadece ilk kararı temyiz eden davalıların payı hesaplanarak bu miktarın bloke ettirilip adı geçene ödenmesine yönelik hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, bozmadan sonra tespit edilen bedel üzerinden ilk kararı temyiz etmeyen davalıların payını da kapsar şekilde fark bedelin depo edilmesine ve bu bedele yasal faiz işletilmesine karar verilmesi, 2-İncelenen tapu kaydından, davalıların dava konusu taşınmazda 3/4 oranında paydaş oldukları, kalan 1/4 payın davacı idareye ait olduğu anlaşılmakla, bu oranda bedel ve tescile hükmedilmesi gerekirken, tam pay üzerinden hüküm kurulması,
3-Dava konusu taşınmazın ölü tapu maliki 1907 doğumlu ..."un mirasçısı oldukları halde, davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden tapu maliki olmadıklarından bahisle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harçların istenildiğinde iadesine, 12/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.