20. Hukuk Dairesi 2017/909 E. , 2018/1199 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 20/02/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, davalı Hazine vekili Av. ..., davalılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... ile davacı ... ile vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesi ile Antalya ili, ... ilçesi, ... mahallesi 868 ada 3 parsel sayılı taşınmazda yapılan inşaat dolayısıyla bağımsız bölümlere arsa payları tahsis edilirken bağımsız bölümlerin değerlerinin dikkate alınmadığını, ana taşınmazın değeri ile bağımsız bölümlerin değerleri arasındaki oranın o bağımsız bölümün arsa payını göstereceğini, yapılacak keşifle bağımsız bölümler arasındaki pay oranının düzeltilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 27/10/2014 tarihli ek raporlarında hesaplanan arsa payının kat mülkiyetinin kurulduğu 05/05/2009 tarihine göre orantılı olmadığı tespit edilen bilirkişi raporu hükme elverişli bulunarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve arkadaşları vekili ile davalı ...... ve arkadaşları vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, arsa payının düzeltilmesi istemine ilişkindir.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 3.maddesi hükmüne göre; "kat mülkiyeti, bu mülkiyete konu olan anayapının bağımsız bölümlerinden her birine kat irtifakının kurulduğu tarihteki, doğrudan doğruya kat mülkiyetine geçilme halinde ise, bu tarihteki değeri ile oranlı olarak tahsis edilen arsa payının ortak mülkiyet esaslarına göre açıkça gösterilmesi suretiyle kurulur. Arsa paylarının bağımsız bölümlerin değeri ile oranlı olarak tahsis edilmediği hallerde, her kat maliki veya kat irtifakı sahibi, arsa payının düzenlenmesi için mahkemeye başvurabilir." Kanun gereğince; arsa payı düzenlemesinin yeniden yapılabilmesinin ilk şartı, arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerleriyle oransız olarak belirlenmiş olmasıdır. Bu hususa dayalı istemlerde mahkeme tüm kanıtları değerlendirerek bağımsız bölümün değeri ile bölüme özgülenen arsa payını karşılaştırıp denklik sağlamaya çalışmalıdır. Söz konusu işlem yapılırken de bağımsız bölümlerin cinsi, bulunduğu kat, alanı, ısınma sistemi, aydınlanması, mimari kullanımı ve konumu, cephesi ve manzarası gibi hususlar değerlendirme için esas alınır. Değerlendirmeye esas alınacak tarihten sonraki imar durumu ile cins ve manzara değişiklikleri, bakım ve onarım çalışmaları nedenleriyle meydana gelen değer artış ve eksilmeleri dikkate alınmaz.
Somut olayda dava konusu taşınmazda 20.05.1980 tarihinde kat irtifakı 05.05.2009 tarihinde kat mülkiyeti kurulduğu, bilirkişi raporunda kat mülkiyetine geçiş tarihi olan 05.05.2009 tarihinde arsa paylarının orantılı olarak dağıtılmadığı belirtilmişse de; bağımsız bölümlerin değerinde ve dolayısıyla arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan bu nedenle arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmamıştır.
Dava konusu taşınmazda 2009 yılında kat mülkiyeti kurulduğu dikkate alındığında aradan geçen süre zarfında taşınmazda arsa paylarına herhangi bir itiraz olmadığı, bağımsız bölümlerin, kat mülkiyetinin kurulduğu tarihteki değerlerinin yukarıda açıklanan unsurları ve bu belirlemeye göre tapu sicilinde kayıtlı arsa paylarında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme ve gerekçe içermeyen soyut ve genel ifadeli bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması ayrıca 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/256 Esas sayılı dosyasının getirtildikten sonra bu davanın sonuçlarının etkisinin huzurdaki dava açısından değerlendirildiği bilirkişi raporu alındıktan sonra hüküm kurulması gerektiğinin düşülmemiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.630,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine temyiz harcının istek halinde iadesine 20/02/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.