11. Hukuk Dairesi 2017/4582 E. , 2018/309 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/05/2014 tarih ve 2010/701-2014/64 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 24.05.2006 tarihinde ... Atatürk Havalimanı kargo C terminalindeki sundurma ve gümrüklü antrepoların bulunduğu sahada yangın çıktığını, müvekkili tarafından nakliyat emtia sigorta poliçeleri ile sigortalanan emtiaların hasara uğradığını, hasarın tazmin edildiğini, davalının mali mesuliyet sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortaladığı Devlet Hava Meydanları İşletmesinin kusuru neticesinde zararın oluştuğunu, zira ..."nin gözetleme ve denetleme yükümü bulunduğunu, ileri sürerek 951.226,53 TL 13.870,51 EURO, 252.962,68 USD"nin davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının sorumluluğu ile aynı olduğunu, müvekkili tarafından sigortalanan ..."nin kusurunun takdirinin idari yargı tarafından yapılacağı gözetildiğinde müvekkilinin hakkında görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, halefiyete dayalı rücu davalarının doğrudan zarar veren şahsa karşı açılması ve bu davaların sigortalı ile ona zarar veren arasındaki yasal hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerektiği, davalı ... şirketinin bu ilişkide sigortalısı yanında ve iç ilişkide halefiyet ilişkisi gereğince taraf olması gerektiği, somut dava dosyası bakımından ise sadece davalı sigortalı şirketinin yeraldığı, bu durumda idare mahkemesinde görülecek davanın sonucunu beklenmesinde hukuki bir yarar olmadığı, ayrıca davalının halefiyetle üstlendiği veya üstleneceği sorumluluğunu gerektiren bir zarar ya da delil de bulunmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, nakliyat emtia sigortası kapsamında zararın, zarar vereni sorumluluk sigortası ile sigortalayan davalıdan rücuen tahsiline ilişkindir. Dairemizin 25.01.1989 gün 5101/2606 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sorumluluk sigortası yapan sigortacıya zarar gören veya halefinin doğrudan doğruya başvurabileceği kabul edilmiştir. Nitekim, 6102 sayılı ... 1478. maddesinde de sorumluluk sigortası ile sigortalayan sigortacıya doğrudan dava açılabileceği hususu düzenlenmiştir. Bu bakımdan, davacının dava hakkı olmadığına dair mahkeme gerekçesi isabetli görülmemiştir.
Ayrıca, davalının sigortalısının sorumluluğunu gerektiren bir zarar ya da delil bulunmadığı gerekçesiyle de davanın reddine karar verilmiş ise de, davalının sigortalısı ..."nin sorumluluğunun mahkemece tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi suretiyle idare mahkemesine gönderilen davada incelenecek ve davacının sigortalılarının emtiasının zarar görmesinde ..."nin sorumlu olup olmadığı belirlenecektir. Bu durumda idari yargıda görülen söz konusu davanın sonucu beklenerek, davalının sigortalısı sorumlu bulunduğu takdirde, davalı ... şirketinin düzenlediği poliçe hükümlerine göre davalının sorumluluğu ve miktarının değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle red kararı doğru görülmemiş, davacı yararına bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.