14. Hukuk Dairesi 2015/10536 E. , 2018/2656 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.11.2014 gününde verilen dilekçe ile yola elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 12.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
05.04.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
Dava, yola vaki elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde, davalının yol boşluğuna duvar çekmek suretiyle müdahale ettiğini ve bu nedenle davalı hakkında Kaymakamlık Makamı tarafından yol boşluğunun 48.53m2lik kısmına duvar çekip bu yeri sahiplenmek amacıyla yapmış olduğu tecavüzün önlenmesine karar verildiğini, ancak davalının haksız müdahalesine son vermediğini ileri sürerek, davalının vaki elatmasının ka"l suretiyle önlenmesini istemiştir.
Mahkemece, "davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine" karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 715 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi gereğince yollar kamunun yararlanmasına tahsis edilen orta malı niteliğindeki taşınmazlardır. Genel yollardan herkesin yararlanma olanağı bulunduğundan, yola vaki elatmanın önlenmesine ilişkin dava, yolun bulunduğu köy tüzel kişiliği tarafından açılabileceği gibi, yararlanma hakkı bulunan gerçek ve tüzel kişilerce de açılabilir.
Somut olayda; davacının, davalı aleyhine Kaymakamlık Makamına başvurusu üzerine 3091 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca yapılan soruşturma sonucunda, ... Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürlüğü 14.10.2014 tarih ve 2014/34 sayılı kararıyla, davalının, çıkmaz yolun 48.53 m2.lik kısmına taş duvar çekmek, orman alanının 76.63 m2.lik kısmına ağaç parçaları bırakmak suretiyle yapmış olduğu tecavüz ve müdahalenin önlenmesine karar verildiği, davacının, davalının yola vaki müdahalesine son vermediğini ileri sürerek, 17.11.2014 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Öte yandan; davalıya yapılan tebligatların Tebligat Kanununu ve ilgili Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak, doğrudan mernis adresinde TK.21/2 maddeye göre yapıldığından usulsüz tebliğ olup, usulüne uygun taraf teşkilinin sağlanmadığı; yine, 12.03.2015 tarihli ön inceleme duruşmasında davacının imzasının dahi alınmadığı beyanının çelişkili olduğu ve ön inceleme duruşmasının usulüne uygun olarak yapılmadığı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 140. maddesinde öngörülen hükümlere uyulmadığı görülmektedir.
O halde, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden; davadaki isteğin, yola vaki elatmanın önlenmesi ve yıkım taleplerine ilişkin olduğu açıktır. Başka bir ifadeyle; davacı, mülkiyet hakkına veya geçit, vb. gibi sınırlı ayni hakka dayanmadığı gibi, Kaymakamlık men kararında belirtilen orman alanıyla ilgili de istemde bulunmamıştır.
Öyleyse; davacının, yararlanma hakkına dayalı olarak yola vaki elatmanın önlenmesi ve yıkım davası açabileceği, yani aktif dava sıfatının bulunduğu gözetilerek, davalıya Tebligat Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca usulüne uygun tebliğler yapılmak suretiyle taraf teşklinin usulüne uygun olarak sağlanması, HMK"nın 140. maddesi hükümlerinin noksansız ve gereği gibi yerine getirilmesi suretiyle ön incememe duruşmasının yapılması, taraf delillerinin toplanması ve işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Hal böyle olunca, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun onama kararına iştirak edemiyorum.