20. Hukuk Dairesi 2017/10285 E. , 2018/1192 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 20/02/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan davacı ... vekili Av.... ile karşı taraftan davalı Hazine vekili Av.... ve davalı Orman Yönetimi vekili Av....geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 11/05/2011 tarihli dava dilekçesinde; ... ilçesi, ...köyü, Mart 1315 tarih 9 ve 17, Mart 1330 tarih 4 ve 7 numarada kayıtlı ... namı ile maruf taşınmazın, müvekkilinin murisi ... adına tapuda kayıtlı olduğunu, ancak Orman Yönetimi tarafından 1988 yılında Üsküdar Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve görevsizlikle Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilen dava sonucunda, mahkemece 15/06/2010 gün ve 2009/35- 2010/202 sayılı karar ile tapu kaydının iptaline, orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazın değerinin tespit edilerek, 10.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, Orman Yönetimi hakkındaki davanın husumetten reddine, Hazine hakkındaki davanın kabulüne, 10.000 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 24/06/2014 gün ve 2014/7658- 2014/18281 E.K. sayılı kararı özetle; "Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; ...köyünde bulunan Mart 1315 tarih 9 ve 17, Mart 1330 tarih 4 ve 7 sıra numaralı tapuda kayıtlı taşınmazların davacının murisi ...adına kayıtlı iken, taşınmazların bulunduğu yerde 1942 yılında yapılan orman kadastro çalışmaları sırasında orman sınırları içerisine alındığı, ... Çiftliği Devlet Ormanı olarak sınırlandırıldığı, dayanılan tapuların 1957 arazi kadastrosunda revizyon görmediği, Orman Yönetimince, ... mirasçıları aleyhine 29/06/1988 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açıldığı, Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/35 – 2010/202 E.K. sayılı kararıyla, tapu kayıtlarının iptali ile Devlet Ormanı vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden de geçerek 13/10/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tazminata konu taşınmazlar o tarihte yürürlükte bulunan 3116 sayılı Orman Kanunu hükümleri uyarınca yapılan orman kadastrosu çalışmaları nedeniyle Devlet Ormanı olarak sınırlandırılmış, bu sınırlandırmaya ilişkin belgeler 17/02/1943 tarihinde sözkonusu kanunda belirtilen şekilde usulüne uygun şekilde ilan ve tebliğ edilmiştir.
3116 sayılı Kanunun 7. maddesinde “sınırlandırmaya rızası bulunmayanların tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde mahalli mahkemelere müracaatla itiraz edebilecekleri, bu süre içerisinde itiraz söz konusu olmazsa komisyon kararının kesinleşeceği” hususu hüküm altına alınmıştır.
Dosya kapsamından; davacılar tarafından 1942 yılında yapılan orman kadastro çalışmaları sonucunda düzenlenen, taşınmazların ... Devlet Ormanı olduğuna yönelik sınırlandırmaya ilişkin, Kadastro Komisyonu kararına ve ilan edilen tutanaklara yasada öngörülen 3 aylık süre içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığı anlaşıldığından taşınmazların orman olduğuna yönelik sınırlandırma işlemi kesinleşmiş ve davacılara ait tapu kayıtları hukuki değerini yitirmiştir.
Kaldı ki, 4785 sayılı Kanun gereğince de, devletleştirilen ve iadeye tabi olmayan yerlerdeki eski tapu kayıtları hukuki değerini yitireceği gibi, taşınmazlar fiilen orman sayılan yerlerden olduğu için zilyetlikle kazanımına da yasal olanak yoktur.
Bu nedenle, TMK’nın 1007. maddesi gereğince hukuki değerini yitirmiş bir tapu kaydına dayanılarak tazminat talep edilemeyeceği gibi, taşınmaza 09.10.1956 tarihinden önce el atıldığından 221 sayılı Kanunun 1. maddesinde yer alan “6830 sayılı İstimlak Kanununun yürürlüğe girdiği 09.10.1956 tarihine kadar kamulaştırma işlerine dayanmaksızın Kamulaştırma Kanunlarının gözönünde tuttuğu maksatlara fiilen tahsis edilmiş olan gayrimenkuller, ilgili amme hükmi şahsı veya müessesi adına tahsis tarihinde kamulaştırılmış sayılır.” hükmü de gözetildiğinde 221 sayılı Kanun 12.01.1961 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, davacının kamulaştırmasız el atmaya dayanarak dava açma hakkının dahi aynı kanunun 3. maddesine göre 13.01.1963 günü sona erdiği gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir."şeklindedir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince tazmini istemine ilişkindir.
Hükmüne uyulan 5. Hukuk Dairesinin 2014/7658-2014/18281 E.K. sayılı bozma kararına; bu karara karşı, davacı tarafın karar düzeltme isteminin reddi yolundaki 20. Hukuk Dairesinin 2015/3005-2016/9748 E.K. sayılı kararına ve tüm dosya kapsamına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1630 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar Orman Yönetimi ve Hazineye verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 20/02/2018 günü oybirliği ile karar verildi.