Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7790
Karar No: 2019/2468
Karar Tarihi: 05.03.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/7790 Esas 2019/2468 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, 2011 yılındaki bir trafik kazasında yaralanmış ve %7 oranında malul kalmıştır. 20.000 TL manevi tazminatın ödenmesini ve temerrüt faizi istemiş, davalı ise reddetmiştir. Mahkeme davanın kısmen kabul edilmesine karar vermiş ve 10.000 TL manevi tazminatın ödenmesine hükmetmiştir. Davalılardan biri ölmüş olduğu için dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle bu davalıya yönelik talep reddedilmiştir. Ancak kararın gerekçesi ve hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmuştur. Bu nedenle kararın bozulmasına karar verilmiş, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine ise şimdilik yer olmadığına hükmedilmiştir.
HUMK'nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK'nın (karşılık) 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarında hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların açıkça gösterilmesi gerektiği, gerekçeli kararlarda ise tarafların iddia ve savunmalarının özeti, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu şekilde oluşturulan kararlarda çelişki bulunmamalıdır. HMK'nın 294/3 maddesi ise kısa karar ve hüküm fıkrası ile gerekçe arasındaki çelişkilerin giderilmesini zorunlu kılmaktadır.
17. Hukuk Dairesi         2016/7790 E.  ,  2019/2468 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacı vekili, 02/12/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacının yaralandığını, söz konusu kazanın davacının ... plaka sayılı motorsikletiyle seyir halindeyken, ..."ın kullandığı, ... adına kayıtlı bulunan ...plaka sayılı aracın çarpması şeklinde meydana geldiğini, davacının kaza nedeni ile %7 oranında malül olduğunu belirterek, 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Maddi Hata Nedeniyle Tavzihen; davalı ..."ın dava tarihi itibariyle ölü olduğu, davacı tarafından bu davalı ve haleflerine karşı başka bir talep bulunmadığı gözetilerek, davalı ..."a yönelik davanın davalının dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmekle, buna göre; hüküm kısmındaki davalılar ibaresinin davalı ... olarak düzeltilmesine, müştereken ve müteselsilen ibaresinin hükümden çıkartılmasına), karar verilmiş; karar davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
    1086 Sayılı HUMK"un 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın (karşılık) 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK"un 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasası"nın 141/3 maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut olayda, mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda; "1-Davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine" şeklinde karar verilmiş, gerekçeli kararın gerekçe kısmında ise, davalılardan ..."ın ölü olduğu ve dava ehliyeti bulunmadığı açıklanmak suretiyle sonuç olarak hüküm fıkrasında; "davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Maddi Hata Nedeniyle Tavzihen; davalı ..."ın dava tarihi itibariyle ölü olduğu, davacı tarafından bu davalı ve haleflerine karşı başka bir talep bulunmadığı gözetilerek, davalı ..."a yönelik davanın davalının dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmekle, buna göre; hüküm kısmındaki davalılar ibaresinin davalı ... olarak düzeltilmesine, müştereken ve müteselsilen ibaresinin hükümden çıkartılmasına," denilerek kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
    Bu durum HMK"nın 294/3 maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ve hüküm fıkrası ile gerekçe arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 05/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi