23. Hukuk Dairesi 2016/950 E. , 2018/4350 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde dava davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ile borçlu arasında düzenlenen rehin sözleşmesi ve girişilen takibin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin (derece kararının) iptaline, davacının alacağının 1. sıraya kaydının yapılmasına, davalıya düşen payın davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, rehin sözleşmesinin resmi bir belge olması nedeniyle muvazaalı olamayacağını, rehnin davacının haczinden önce tesis edildiğini, satış bedelinin rehinli alacağı karşılamaya yetmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 16.12.2009 tarih ve 2009/10649 Esas, 2009/11878 Karar sayılı ilamıyla bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine dair verilen karar, bu kez Dairemizin 15.10.2012 tarih, 2012/4407 Esas, 2012/6032 Karar sayılı ilamıyla, davalı, dava dışı borçlu ... ve ..."nin defter ve kayıtları incelenerek taraflar arasındaki borç ve alacak ilişkisinin vekaletname, kat"i satış sözleşmeleri, rehin senedi ve rehin sözleşmesinin tarih ve yevmiye numaraları da irdelenerek, net bir şekilde taraflar arasındaki ilişkiyi doğrulayıp doğrulamadığı yönünden değerlendirilmesi gerektiği belirterek bozulmuş, mahkemece bozma yönünde yapılan yargılama neticesinde davalının dava dışı borçlu ..."la aralarında mevcut olduğunu iddia ettiği alacak-borç ilişkisini ispatlayamadığı, rehin senedinin muvazaalı olarak düzenlendiği, davalı ile dava dışı borçlu ... arasındaki alacağın gerçek bir alacak olmadığı, dolayısıyla muvazaalı olarak rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.