Esas No: 2018/7422
Karar No: 2022/2739
Karar Tarihi: 20.04.2022
Danıştay 4. Daire 2018/7422 Esas 2022/2739 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/7422 E. , 2022/2739 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/7422
Karar No : 2022/2739
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Temizlik İnşaat Güvenlik San. Tic. Ltd. Şti.'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …, …, …, … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu ödeme emirleri öncesinde, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin bir kısmının, şirket kanuni temsilcisi …'na tebliğ edildiği, bir kısmının ise şirketin bilinen adresine posta ile gönderildiği, posta memuru tarafından ''ilgili şirketin adreste tanınmadığı'' şerhi düşülerek iade olunduğu ancak sonrasında yapılan işlemler ile ilgili bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, bu durumda cebren tahsili istenilen kamu alacaklarının kesinleştirilmesine ilişkin davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak tebliğ işlemlerinin gerçekleştirildiği hususu davalı idarece ispatlanamadığı gibi asıl borçlu şirket hakkında mal varlığı araştırılmasının da ödeme emri düzenlenmeden önce yapılması gerekirken, huzurdaki davanın açılması ve 15/11/2017 tarihili yürütmenin durdurulması savunma ara kararından sonra, kararın davalı idareye tebliği üzerine 28/11/2017 tarihinde davacı adına yapıldığı, ortada usulüne uygun kesinleştirilmiş bir kamu alacağından bahsedilemeyeceğinden, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık, öte yandan, dava konusu ödeme emirleri içeriği borçların büyük kısmının 2015/3 dönemine ait gelir (stopaj), katma değer ve damga vergisinden oluştuğu, davacının 06/03/2015 tarih ve 8773 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan … tarih ve … sayılı ortaklar kurulu kararı ile şirketteki hissesini devrederek ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonra 30/03/2016 tarihinde verilen pişmanlık talepli düzeltme beyannamesinden kaynaklandığı, dolayısıyla davacının şirket ortaklığı ve müdürlüğünden ayrıldığı dönemden sonra yapılan işlemlerden ve söz konusu amme alacaklarından sorumlu tutulmasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu tesis edilen işlemlerin yasal ve yerinde olduğu, hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 20/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı adına, ortağı olduğu şirketin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili için 6183 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada verilen kabul kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararı, davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu oldukları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları hüküm altına alınmıştır.
Ortakların şirket borcundan dolayı takip edilebilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak asıl borçlu şirket hakkında kesinleşmiş bir vergi borcunun bulunması ve usulüne uygun tüm takip yollarının tüketilmesine karşın, borcun tüzel kişiliğin mal varlığından tamamen veya kısmen alınamadığının açıkça ortaya konulması gerekmektedir.
Dosyanın ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nin birlikte incelenmesinden, asıl borçlu … Temizlik İnşaat Güvenlik San ve Tic. Ltd. Şti.'ne, davacı …'ın … tarih ve … sayılı ortaklar kurulu kararı ile %50 hisse ile ortak olduğu ve şirket kanuni temsilcisi olarak atandığı, 13/10/2010 tarihli 7668 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde bu durumun ilan edildiği, 26/02/2015 tarih ve 2015/01 sayılı ortaklar kurulu kararı ile de, şirketteki hissesinin tamamını …'na devrederek şirket ortaklığından ve şirket kanuni temsilciliğinden ayrıldığının 06/03/2015 tarih ve 8773 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği; davaya konu vergi borçlarının tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ve dava dosyasına ibraz edilen … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve …, …, … tarih ve …, … tarih ve …, … sayılı ödeme emirlerinin 19/04/2016 tarihinde şirket müdürü, …'nun … Mah. … Sok. No:… …/ … ikametgah adresinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Mahkemesince, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin bir kısmının, şirket kanuni temsilcisi …'na tebliğ edildiği, bir kısmının ise tebliğ edildiğine ilişkin bilgi ve belgelerin dosyaya sunulmadığından, cebren tahsili istenilen kamu alacaklarının kesinleştirilmesinin davalı idarece ispatlanamadığı ve asıl borçlu şirket hakkında mal varlığı araştırmasının, ödeme emri düzenlenmeden önce yapılmadığı, davacı adına yapılan mal varlığı araştırmasının ise dava açıldıktan sonra 28/11/2017 tarihinde yapıldığı gerekçesi ile davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığına karar verilmiş, söz konusu kararın istinaf kanun yolu incelemesi neticesinde Vergi Dava Dairesince, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ise de, davalı idarece, mükellefler hakkındaki mal varlığı araştırılmalarının elektronik ortamda yapıldığı dikkate alındığında, asıl borçlu şirket hakkında mal varlığı araştırması yapılmaması gibi bir durumun söz konusu olamayacağı, aksi değerlendiriliyor ise davalı idareden sorgulamaya ilişkin log kayıtlarının ara kararla istenerek araştırılması suretiyle karar verilmesi gerektiği, kaldı ki davacının da böyle bir iddiasının bulunmadığı göz önüne alındığında, asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ve dosyaya ibraz edilen ödeme emirlerinin tebliğinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunun'da özel düzenlemeyle yer verilen tebligat usulllerine uygun olarak yapılıp yapılmadığı, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacaklarının ait olduğu dönemler ile davacının asıl borçlu şirkette ortaklık sıfatına haiz olduğu dönemler dikkate alınarak sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, sorumlu olduğu dönem mevcut ise hissesi gözönünde bulundurularak takip edilip edilmediği, amme alacağının asıl borçlu şirketin malvarlığından tahsili yoluna gidilip gidilmediği ve amme alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı vb. hususların değerlendirilerek yeniden karar verilmesi gerektiğinden, temyiz isteminin kabulü Vergi Dava Dairesi kararının bozulması görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.