10. Hukuk Dairesi 2017/4972 E. , 2020/338 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, davalı Kurum tarafından sahte bildirim olduğu nedeniyle iptal edilen sigortalılık sürelerinin gerçek çalışmaya dayandığının tespiti ile yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitini talep etti.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili, eylemli ve gerçek bir çalışmanın bulunmadığını, kurum tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğunu ve tutanakların aksinin davacı tarafından ispatlanması gerektiğini iddia ederek, davanın reddini savunmuşlardır.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne, davacının 01.07.2011 - 31.12.2012 tarihleri arasında 210 gün fiilen çalıştığının ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar vermiştir.
B-BAM KARARI
...Bölge Adliye Mahkemesi kurum denetmen raporunun aksinin kanıtlanamadığı kanaatiyle davalı Kurumun istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yerinde olmadığı, dosyada dinlenen tanıkların iş yerinde çalıştığını beyan ettiklerini, çalışmasının gerçek ve fiili olduğunu, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
İnceleme konusu dosyada; Kurumun 26.09.2013 tarihli denetmen raporu ile; davacının 01.07.2011 - 31.01.2012 tarihleri arasında Adem İşler"e ait lahmacun ve pide salonunda geçen 210 gün hizmetinin gerçek ve fiili çalışmaya dayanmadığı tespit edilmiş ve Kurum tarafından davacının 210 günlük çalışması iptal edilmiştir. Ayrıca hizmetinin iptali üzerine emeklilik şartları da yerine gelmediğinden davacının yaşlılık aylığı da iptal edilmiştir.
Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalı, çalışmanın geçtiği iddia edilen iş yerlerine dair düzenlenmiş Kurum müfettiş raporu ve dayanak belgeler varsa dosya içerisine getirtilmeli, yine çalışmanın geçtiği iddia edilen işyerinden bildirimi bulunup iptal edilmeyen bordrolu tanıkların yeteri kadarının beyanlarına başvurulmalı, ilgili işyerinin hangi tarihten itibaren faal olduğu ile çalışma ruhsatı alıp almadığı araştırılmalı, işyeri işvereninin vergi kayıtları irdelenerek çalışan sayısı tespit edilmeye çalışılmalı, komşu işyeri bodro tanıkları ve işverenleri tespit edilerek beyanlarına başvurulmak suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenmelidir.
Somut dosyada; davacının çalıştığı iş yerinin...e ait 20-30 metrekare büyüklüğünde pide, lahmacun salonu olduğu, kurum raporu ile bu iş yerinden bildirimi yapılan 47 kişinin hizmetlerinin iptal edildiği, söz konusu iş yerinin 29.12.2010-31.03.2011 tarihleri arasında kanun kapsamında bulunduğu, söz konusu iş yerinin muhasebe işlemlerini yapan Sinem Katrancıoğlu"nun başka iş yerlerinden yaptığı bildirimlerin de iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı denetmen raporundaki ifadesinde iş yerinde garsonluk ve dışarıya servis işini yaptığını, çalışmalarının gerçek ve fiili olduğunu, kendisinin çalıştığı dönemde iş yerinde oğlu ..., ..., Sinem Katrancıoğlu, Elif Hanım ve eşi Aydın, Ramazan isimli kişilerin çalıştığını iş yerinin çevresinde iş hanlarının bulunduğunu ve buralara sipariş götürdüğünü, iş yerinde vardiyalı olarak çalıştıklarını beyan etmiş, Adem İşler Lahmacun salonuna ait davacının adının ve imzasının bulunduğu 10.08.2011, 13.12.2011, 04.01.2012 tarihli sipariş fişlerini dosyaya ibraz etmiştir.
İş yeri sahibi Adem İşler...C. Başsavcılığına verdiği şikayet dilekçesinde...Bölge Adliye Mahkemesi tarafından tanık olarak dinlenen ..."ın beyanından ve dosya içerisinde bulunan bilgilerden çalışmanın geçtiği iş yerinin 01.07.2011 - 31.01.2012 tarihleri arasında faal olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, iş yerine ait vergi kayıtları ilgili vergi dairesinden celp edilmeli, komşu iş yeri araştırması yapılarak re"sen tespit edilecek tanıkların davacının çalışması ile ilgili bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davacının beyanı alınarak kimlerle birlikte çalıştığı, çalışmasının nasıl olduğu, hangi iş yerlerine servis götürdüğü, ücretini nasıl aldığı gibi hususlar açıklığa kavuşturularak, beyanında belirttiği kişiler tanık olarak dinlenilmeli, tanık beyanları arasında çelişki olması halinde çelişki giderilmeli, bu şekilde çalışmanın gerçek ve fiili olup olmadığı tereddütsüz bir şekilde tespit edilmeli, elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.