3. Ceza Dairesi 2019/12229 E. , 2019/19913 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Sanığın müşteki Levent, Muzaffer ve Murat"ı kasten yaralama suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Hükmolunan adli para cezalarının tür ve miktarı, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2) Sanığın katılan ..."i kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25/04/2017 tarihli ve 2015/1167 Esas - 2017/247 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, sanığa 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesi hükmü gereğince ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen TCK’nin 87/1-d-son maddesinin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
b) Katılan hakkında, Denizli Devlet Hastanesi tarafından tanzim edilen 14.02.2014 tarihli raporunda, ""yaralanmanın yüzde sabit ize neden olmadığının"" belirtildiği, ancak Denizli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığ tarafından tanzim edilen 31.10.2014 tarihli raporunda; "sağ kaş medialinin 2 cm üzerinden başlayıp oblik seyirle sağ frontel bölgeye uzanan, çevre dokudan hafif çökük 6 cm"lik beyaz renkli nedbe dokusu, yüzde sabit iz niteliğindedir" tespitinde bulunulması karşısında; katılanın tüm tedavi evrakları, geçici ve kati raporları ile birlikte Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Dairesine sevkiyle yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği, hayati tehlike ile yüzde sabit ize neden olup olmadığı ve vücutta kemik kırığının hayati fonksiyonlarına etkisinin derecesi hususunda kesin raporu aldırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
c) Mahkemenin sanık hakkında ilk haksız hareketin kimin tarafından yapıldığının belirlenemediği yönündeki kabulüne göre, 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 2002/367 Karar sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, TCK"nin 3. maddesi uyarınca orantılılık ilkesi de dikkate alınarak asgari oranında indirim yapılması yerine yazılı şekilde (3/4) oranında uygulama yapılmak suretiyle eksik ceza tayini,
Kabule göre de;
d) Sanık hakkında hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK"nin 86/1 ve 87/1-d. maddelerinin uygulama maddeleri olarak gösterilmemesi,
e) Sanığın eylemi neticesinde müştekideki yaralanmanın, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olduğu ayrıca, kemik kırığının meydana geldiği olayda, birden fazla nitelikli hal ihlaline neden olan sanık hakkında TCK"nin 61. maddesi uyarınca, TCK"nin 3. maddesindeki yazılı orantılılık ilkesi de gözetilerek, TCK"nin 86/1. maddesi gereği temel cezaya hükmedilirken meydana gelen zararın ağırlığı ve kastının yoğunluğu da dikkate alınarak sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılmaması suretiyle eksik ceza tayini,
f) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerden 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi gereği sanığın kazanılmış haklarının dikkate alınmasına, 05.11.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.