10. Hukuk Dairesi 2018/2794 E. , 2020/328 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı Kurum 29.09.2010 tarihinde meydana gelen iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine ödenen gelirin ve cenaze giderinin tahsilini talep etti.
II-CEVAP
Davalılar vekili, kaza olayında bir kusurlarının olmadığını, ceza dosyasında sigortalının asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini iddia ederek, davanın reddini savunmuşlardır.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davanın kısmen kabulüne, kurum zararının %70"ne tekabül eden kısmının onay ve ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiştir.
B-BAM KARARI
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, usul ve esas açısından İlk Derece Mahkemesi kararını yerinde bulmak suretiyle; davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı Kurum, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yerinde olmadığı, kaza olayında sigortalıya kusur izafe edilemeyeceği yönünden, davalılar vekili ise eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, kazada sigortalının asli kusurlu, kendilerinin kusursuz olduğu, davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesi 1. fıkrası ile “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş olup, 21. maddenin 4. fıkrası ise 3. kişilerin sorumluluğu " İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir." şeklinde düzenlenmiştir.
Somut davada; davacı Kurum 29.09.2010 tarihinde meydana gelen iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine ödenen gelir ve cenaze giderinin tahsilini talep etmiş, mahkemece %70 kusur oranı esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyada alınan 04.11.2015 ve 15.05.2016 tarihli kusur raporlarında sigortalı %30, davalı işveren şirket %70 oranında kusurlu bulunmuş, davalı ... "nın kusuru davalı şirket kusuru içerisinde değerlendirilmiştir. Diğer yandan tazminat dosyasında alınan kusur raporunda sigortalıya %50, davalı işverene %50 oranında kusur izafe edilmiş, ceza dosyasında ise davalı ... Çobanoğulları ve sigortalı asli kusurlu bulunmuştur.
Somut dosyada kaza olayı; ...Belde mezarlığı yanında bulunan..."a ait direkteki lambanın sigortalı tarafından değişimi yapıldıktan sonra, lambanın yanıp yanmadığının kontrolü amacıyla sigortalı tarafından alçak gerilim hattı tellerine kanca atarak elektrik almaya çalışması esnasında elektrik akımına kapılarak vefat etmesi şeklinde meydana gelmiştir. Dava konusu kazayla ile ilgili tazminat dosyasında sigortalıya daha fazla kusur verilmesi ve ceza dosyasında alınan kusur raporunda sigortalının asli kusurlu bulunması karşısında kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi yerinde değildir.
Mahkemece, tazminat ve ceza dosyası da gözetilerek maddi olguyu belirleyen, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden ihlal edilen mevzuat hükümlerini, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçları irdeleyen, bu bağlamda işverenin, sigortalının ve 3. kişinin kusur aidiyet ve oranlarını gerekçeleriyle belirleyen, denetime elverişli kusur raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.