11. Ceza Dairesi 2017/15840 E. , 2018/1766 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında 2008 ve 2011 takvim yıllarında işlenen suçtan; Beraat,
2006 ve 2007 takvim yıllarında işlenen suçtan; mahkumiyet
2-Sanık ... hakkında 2006 ve 2011 takvim yıllarında işlenen suçtan; beraat
2007 ve 2008 takvim yıllarında işlenen suçtan; mahkumiyet
A) Sanık ... hakkında, 2008 ve 2011 yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından; sanık ... hakkında 2006 ve 2011 yıllarında sahte fatura düzenlemek suçları ile defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Kovuşturmanın her aşamasında kamu davasına katılma hakkı bulunan şikayetçi kurum ile vekiline duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmasına karar verilmesine rağmen, bu konuda çıkarılmış bir davetiyeye rastlanmadığı anlaşıldığından; iddianame örneği ile duruşma tarihi ve ve saati şikayetçi kurum vekiline tebliğ edilmeden, buna bağlı olarak CMK"nın 233. maddesi ile 234. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca şikayet ve delillerini bildirme ve kamu davasına katılma olanağı sağlanmadan, yazılı şekilde hükümler kurulmak suretiyle iddia hakkının kısıtlanması
Yasaya aykırı, şikâyetçi vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA,
B) Sanık ... hakkında, 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1- Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından, hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; her takvim yılına ilişkin faturalardan kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek dosya içine konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
2- Kabule göre;
a) Kamu davasına katılma hakkı bulunan şikayetçi kuruma usulüne uygun olarak davetiye çıkarılmadığı ve herhangi bir katılma talebi bulunmayıp katılma kararı da verilmediği halde şikayetçi kurumun katılan olarak gösterilmesi ve lehine avukatlık ücretine hükmolunması,
b) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA,
C) Sanık ... hakkında, 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1- Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından, hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; her takvim yılına ilişkin faturalardan kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek dosya içine konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi; sanığın İstanbul Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına yazmış olduğu 26.10.2011 tarihli dilekçesinde özetle, okuma yazmasının olmadığını, Bursa 10. Noterliğinde düzenlenen 13.06.2007 tarihli 022744 sayılı vekaletname ile şirket kurulduğunu ve kendisinin de bu şirkete müdür yapıldığını yeni öğrendiğini, şirketin adresini dahi bilmediğini, vekaletname ve azilname dışında herhangi bir resmi evraka imza atmadığını, elinde hiçbir defter ve belge olmadığını beyan etmesi; mahkeme huzurunda da atılı suçlamayı kabul etmediğini, Bursa 10. Noterliğinde arkadaşı olan Aşkın Badem isimli kişi ile birlikte manav dükkanı açmak amacıyla bu kişiye vekaletname ve 4000 TL para verdiğini, İstanbul"a hiç gitmediğini, şirketin kuruluşuna ilişkin herhangi bir imza atmadığını beyan ederek benzer şekilde savunma yapması; 31.03.2014 tarihli Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanı ..."ın hazırlamış olduğu bilirkişi raporunda, Bursa 8. Noterliğince düzenlenmiş olan 06.06.2007 tarih ve 6806 yevmiye numaralı şirket hisse devri sözleşmesinde ve Bura 8. Noterliğinde onaylanmış 06.06.2007 tarih ve 6790 yevmiye numaralı karar metni fotokopisinde atılı bulunan imzaların sanığın eli ürünü olduğunun tespit edilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından, sanığın savunmasında adı geçen..."in tanık sıfatıyla dinlenerek, sanığın söz konusu şirketi devralıp idare edip etmediği konusunda bilgisinin sorulması; ayrıca suç konusu faturalardaki yazı ve imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığına ilişkin imza ve yazı incelemesi yaptırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
2- Kabule göre;
a) a) Kamu davasına katılma hakkı bulunan şikayetçi kuruma usulüne uygun olarak davetiye çıkarılmadığı ve herhangi bir katılma talebi bulunmayıp katılma kararı da verilmediği halde şikayetçi kurumun katılan olarak gösterilmesi ve lehine avukatlık ücretine hükmolunması,
b) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 27.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.