Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2021/4340
Karar No: 2022/2282
Karar Tarihi: 20.04.2022

Danıştay 10. Daire 2021/4340 Esas 2022/2282 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2021/4340 E.  ,  2022/2282 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2021/4340
    Karar No : 2022/2282

    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1) …
    2) …
    3) …
    4) …
    VEKİLLERİ : Av. …

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacılar tarafından, yakınları Kr. Plt. Ütğm. …'ın Kara Havacılık Okul Komutanlığı emrinde görevliyken 17/12/2013 tarihinde periyodik bakım öncesi test uçuşu sırasında meydana gelen helikopter kazası neticesinde hayatını kaybetmesinde idarenin kusursuz sorumluluğu bulunduğu ileri sürülerek müteveffanın eşi … için 1.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 2.617,980,00 TL) maddi, 150.000,00 TL manevi, annesi … için 500,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 626.630,00 TL) maddi, 50.000,00 TL manevi, babası … için 500,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 904.179,00 TL) maddi, 50.000,00 TL manevi, kız kardeşi … için 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu olay nedeniyle davacılardan … 31/10/2014 tarihli, diğer davacıların da 20/11/2014 tarihli dilekçe ile davalı idareye başvurarak maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulundukları, söz konusu başvuruların davalı idarece cevapsız bırakılarak zımnen reddedilmesi üzerine davacılar …, … ve … tarafından Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesinin E:… sayılı dosyasında, diğer davacı … tarafından ise aynı Dairenin E:2015/438 sayılı dosyasında maddi ve manevi tazminat talepli davalar açıldığı, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin … tarihli ve E:…, K:… sayılı birleştirme kararı ile 2015/466 sayılı dosya esasının kapatılarak davanın 2015/438 sayılı dosya üzerinden görülmesine karar verildiği, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin Anayasa değişikliği ile kapatılması sonrasında da dava dosyasının Mahkemelerinin esasına kaydedildiği, yakınlarının kamu hizmetinin ifası sırasında görevinin neden ve etkisiyle yaşamını yitirmesi nedeniyle davacıların uğradığı zararın kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmini gerektiği, davacıların maddi zararlarının tespitine yönelik olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen 02/06/2016 tarihli raporda, 2330 sayılı Kanun kapsamında davacılara ödenen nakdi tazminat ile Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan ödemeler de dikkat alınmak suretiyle; davacılardan müteveffanın eşi … için 298.899,00 TL, annesi … için 17.725,00 TL maddi zararın hesaplandığı, babası …'ın herhangi bir maddi zararının bulunmadığının belirtildiği, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu gerekçesiyle davacıların maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile …'ın 298.899,00 TL maddi tazminat isteminin 1.000,00 TL'sinin davalı idareye başvuru tarihi olan 31/10/2014 tarihinden, 297.899,00 TL'sinin miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 11/06/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte hesaplanarak ödenmesine, …'ın 17.725,00 TL maddi tazminat isteminin 1.000,00 TL'sinin davalı idareye başvuru tarihi olan 20/11/2014 tarihinden, 16.725,00 TL'sinin miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 11/06/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte hesaplanarak ödenmesine, …'ın maddi tazminat isteminin reddine; davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile … için 90.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 31/10/2014 tarihinden, … ve … için ayrı ayrı 50.000,00 TL, … için 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 20/11/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; davacılar ve davalı idarenin istinaf istemlerinin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İdare Mahkemesi kararına esas alınan ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesince yaptırılan bilirkişi raporunda PMF yaşam süre tablosuna göre hesaplama yapıldığı, yargı yolu değiştiği nazara alınarak, TRH yaşam tablosunun yanı sıra Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 12/12/2018 tarih, E:2013/2, K:2018/2 sayılı kararı uyarınca uçuş tazminatları dikkate alınmak suretiyle yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda davacılardan …'ın 2.617.980,00 TL, …'ın 904.179,00 TL, …'ın 626.630,00 TL maddi zararının olduğu belirlendiği, raporun hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu gerekçesiyle … için 2.617.980,00 TL, … için 904.179,00 TL, … için 626.630,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava dilekçesinde istenilen miktarlar bakımından idareye başvuru tarihinden itibaren, miktar artırım dilekçesi ile artırılan kısımlar yönünden miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 09/09/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine; İdare Mahkemesince, davacılardan …a yaşadığı elem ve üzüntü nazara alınarak 90.000,00 TL, … ve …'a ayrı ayrı 50.000,00 TL …'a 25.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmişse de sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden, ayrıca 2330 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ödenen nakdi tazminatın maddi ve manevi zararların karşılığı olduğu belirtildiğinden, hükmedilen manevi tazminat miktarında isabet görülmediği gerekçesiyle takdiren … için 20.000,00 TL, … ve … için ayrı ayrı 15.000,00 TL, .. için 10.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 20/11/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davacılar tarafından, Bölge İdare Mahkemesince takdir edilen manevi tazminat tutarının yaşanan olay karşısında yetersiz kaldığı; davalı idare tarafından, dava konusu olayda davalı idarenin herhangi bir hizmet kusuru bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun somut verilere dayanmaksızın hazırlandığı, hükmedilen manevi tazminat tutarına idareye başvuru tarihinden itibaren değil karar tarihinden itibaren faiz işletilebileceği ileri sürülmektedir.

    TARAFLARIN SAVUNMALARI: Davacılar tarafından, davalı idarenin temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği; davalı idare tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Davacılar tarafından, yakınları Kr. Plt. Ütğm. …'ın Kara Havacılık Okul Komutanlığı emrinde görevliyken 17/12/2013 tarihinde 500 saatlik bakım öncesi test uçuşu sırasında meydana gelen helikopter kazası neticesinde hayatını kaybetmesinde idarenin kusursuz sorumluluğu bulunduğu ileri sürülerek müteveffanın eşi … için 1.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 2.617,980,00 TL) maddi, 150.000,00 TL manevi, annesi … için 500,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 626.630,00 TL) maddi, 50.000,00 TL manevi, babası … için 500,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 904.179,00 TL) maddi, 50.000,00 TL manevi, kız kardeşi … için 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
    İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
    Kusursuz sorumluluk, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlüdür. Bu bağlamda, kamu görevlilerinin görevini yaparken, görevi nedeniyle uğramış olduğu zararların da kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmini gerekmektedir.
    5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun mülga 53. maddesinde, en az 10 yıl fiili hizmet süresini tamamlamış iştirakçilere "adi malullük aylığı"; 55. maddesinde, görevin neden ve etkisiyle yaralanan iştirakçilere 53. maddeye göre hesaplanacak adi malüllük aylıklarına, malullük derecelerine göre %15 ila %60 oranında zam yapılmak suretiyle "vazife malullüğü aylığı" bağlanacağı kuralına yer verilmiştir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266. maddesinde, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir." hükmü düzenlenmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    A- Temyize Konu Bölge İdare Mahkemesi Kararının; Maddi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
    Bölge İdare Mahkemesince davacıların maddi zararlarının belirlenmesine yönelik yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen ve karara esas alınan raporda, davacılara bağlanan harp malüllüğü aylıklarının tamamı yarar kabul edilmeyip, adi malullük aylığını aşan kısmının yarar kabul edilmesi suretiyle davacıların destekten yoksun kalma zararları belirlenmiştir.
    Dosya kapsamında yer alan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısında, Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde Kr. Plt. Kd. Ütğm. olarak görev yapmaktayken meydana gelen helikopter kazası sonucunda hayatını kaybeden …'ın vazife (harp) malullü kabul edilerek 5434 sayılı Kanun'un 64. maddesine göre eşi ile anne ve babasına 1. derece harp malullüğü aylığının 15/01/2014 tarihinden itibaren bağlandığı, 5434 sayılı Kanun'un mülga Ek 78. maddesi uyarınca toplam 103.146,49 TL emekli ikramiyesinin eşi ile anne ve babasına ödendiği, ayrıca Ek 79. maddesi gereğince ek ödeme tahakkuk ettirildiği bildirilmiştir.
    Bakılan davada; Bölge İdare Mahkemesi kararına dayanak alınan 29/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda, ilgilinin görev aylığı veya emsali Kr. Plt. Ütğm.'in görev aylığı (uçuş tazminatı dahil) dikkate alınarak aylar itibarıyla alacağı görev aylığı ile vazife (harp) malullüğü aylığı karşılaştırılarak, aradaki farkın zarar olduğunun kabul edilmesi gerekirken, emsali Kr. Plt. Ütğm. görev aylığı (uçuş tazminatı dahil) ile harp malullüğü aylığının adi malullük aylığını aşan kısmı arasındaki farkın yarar olarak kabul edilip düşülmesi suretiyle hesaplama yapıldığı, bu çerçevede, ifa amacı taşıyan vazife malullüğü aylığının kalan kısmı görmezden gelinerek yapılan hesaplamanın ve bu itibarla bilirkişi raporunun, mahkeme kararına dayanak alınacak mahiyette olmadığı görülmektedir.
    Tazminatın amacı uğranılan gerçek zararın tazmin edilmesini sağlamaktır. Bu nedenle tazminat, zarar görenin zenginleşmesi veya zarar verenin cezalandırılması sonucuna yol açmamalıdır. Dolayısıyla hesaplanacak tazminatın azami miktarı gerçek zarar ile sınırlıdır. Öte yandan dinamik bir yapıya sahip olan tazminat hukuku çerçevesinde zarar ve yarar kalemleri belirlenirken, tazminat tutarının hesaplanabilmesi yerleşik yargı uygulamasında da kabul edildiği üzere hukuk bilimi dışında özel bilgi gerektirmektedir. Bu sebeple maddi tazminatın aktüeryal yönden hesaplanması gereken davalarda mahkemeler bilirkişinin görüşünün alınmasına ihtiyaç duymaktadır.
    Bu itibarla davacının zararının ortaya konulması için gereken hesaplamalarda gözetilmesi gereken ilke ve unsurlar, son dönem Dairemiz yerleşik içtihatları uyarınca aşağıda belirtilen şekilde olup, dava konusu olay nedeniyle davacıların uğradıklarını iddia ettiği maddi zararlar bu veriler ışığında bilirkişi tarafından yeniden hesaplanmalıdır.
    Aktif dönemde işlemiş dönem zararı, desteğin ölüm tarihinden bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, desteğin emsali Kr. Plt. Ütğm.'in aylar itibariyle (uçuş tazminatları dahil) aldığı görev aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenen harp malullüğü aylıkları dikkate alınarak, desteğin görev aylığı üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan harp malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin hesaplanmayacağı da dikkate alınmalıdır.
    Aktif dönemde işleyecek dönem zararı, bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihten desteğin yasal emeklilik yaşını dolduracağı tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde de, desteğin emsali Kr. Plt. Ütğm.'in aylar itibariyle (uçuş tazminatları dahil) alabileceği görev aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek harp malulüğü aylıkları dikkate alınarak, desteğin görev aylığı üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan harp malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destekten yoksun kalma zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) dikkate alınması gerekmektedir.
    Pasif dönemdeki zararı, desteğin yasal emeklilik yaşını tamamladığı tarih ile muhtemel ömrünün sonuna (TRH 2010 tablosuna göre) kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, yasal emeklilik yaşını tamamladığı ve yasal emekli olma koşullarına sahip olduğu farz edilen desteğin alacağı emekli aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek harp malullüğü aylıkları dikkate alanarak, desteğin emekli aylığı üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan harp malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerlerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontaya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) dikkate alınması gerekmektedir.
    Yapılacak hesaplamada, davalı idarece ödenen nakdi tazminat tutarı ile ödenmiş olması halinde tütün ikramiyesi tutarının yarar olarak kabul edilip, yeniden düzenlenecek rapor tarihindeki güncel değerinin de hesaplanan maddi zarar tutarından indirilmesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yapılacak hesaplamada, müteveffa henüz 1 yıllık evli olup destek payları belirlenirken 1. yıl müteveffanın kendisi için 2 pay, eşi için 2 pay, annesi ve babası için ayrı ayrı 1 pay ayıracağı, 2. yıl ilk çocuğunun doğacağı ihtimaline binaen müteveffanın kendisi için 2 pay, eşi için 2 pay, annesi, babası ve 1 çocuğu için ayrı ayrı 1 pay ayıracağı, ilk çocuğun doğumundan 2 yıl sonra 2. çocuğunun doğabileceği ihtimaline binaen müteveffanın kendisi için 2 pay eşi için 2 pay, annesi, babası ve 2 çocuğu için ayrı ayrı 1 pay ayıracağı ihtimali gözetilerek hesaplama yapılması gerektiği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
    Buna göre Bölge İdare Mahkemesince, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenecek rapora göre maddi tazminat istemi hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu kararın maddi tazminata ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
    B- Temyize Konu Bölge İdare Mahkemesi Kararının; Davacılardan …'ın Manevi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
    Temyizen incelenen kararın, davacılardan …'ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmı, usul ve hukuka uygun olup, taraflarca ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemektedir.
    C- Temyize Konu Bölge İdare Mahkemesi Kararının; Davacılardan …, … ve …'ın Manevi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
    2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun'un "Nakdi tazminat ve aylığın etkisi" başlıklı 6. maddesinde, "Bu Kanun hükümlerine göre ödenecek nakdi tazminat ile bağlanacak emekli aylığı uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığıdır.
    Yargı mercilerinde maddi ve manevi zararlar karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu kanun hükümlerine göre ödenen nakdi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıklar gözönünde tutulur." kuralı yer almıştır.
    Olayda, Nakdi Tazminat Komisyonu kararına istinaden eş …'a 32.578,98 TL, baba … ve anne …'a ayrı ayrı 19.909,38 TL nakdi tazminat ödenmiştir. Temyiz konusu Mahkeme kararında, ödenen nakdi tazminat tutarları da gerekçe gösterilerek …'ın 150.000,00 TL manevi tazminat isteminin 20.000,00 TL'sinin kabulüne, …'ın 50.000,00 TL manevi tazminat isteminin 15.000,00 TL'sinin kabulüne, …'ın 50.000,00 TL manevi tazminat isteminin 15.000,00 TL'sinin kabulüne, …'ın 25.000,00 TL manevi tazminat isteminin 10.000,00 TL'sinin kabulüne, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
    Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlamaktadır. Tam yargı davalarının ve manevi tazminatın belirtilen niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın, zararın ve varsa idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri hak ihlallerinin bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı olacak şekilde belirlenmesi, bununla birlikte olayın meydana geliş şekli, idari faaliyetin niteliği ve idarenin sorumluluk sebebi gözetilerek hakkaniyetli ve makul bir tutarı aşmaması gerekmektedir.
    Belirtilen niteliğinden dolayı sorumluluk hukukunun genel çerçevesinde manevi tazminatın miktarı, her bir somut olay ve birey yönünden yargı yerlerince farklı şekilde değerlendirileceğinden, manevi tazminat miktarının idare organlarınca takdir edilmesini sağlayacak şekilde yasayla belirlenmesi de müessesenin niteliği ile bağdaşmayacağından, yasa koyucunun bunu kanunda açıkça öngörmesini beklemek gerçekçi değildir.
    Bu itibarla, idarece ödenen nakdi tazminatın, Mahkemece takdir edilecek manevi tazminat tutarından indirilmesi gerektiği yolundaki gerekçede hukuki isabet görülmemiştir.
    Kaldı ki, davacılara ödenen nakdi tazminat, yukarıda açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma zararı hesabında denkleştirme unsuru, daha açık bir ifadeyle "yarar" kalemi olarak kabul edilerek mahsup edileceğinden; aynı ödemenin manevi tazminatın takdirinde de dikkate alınması mükerrer denkleştirmeye, dolayısıyla davacıların mal varlığında hukuka aykırı azalmaya neden olacaktır.
    Buna göre, dava konusu olay nedeniyle davacıların yakınlarının 29 yaşında şehit olması, …'ın genç yaşta, henüz 1 yıllık evliyken dul kalması, … ve …'ın evlatlarını genç yaşta kaybetmesi göz önünde bulundurularak davacıların tüm hayatları boyunca yaşayacağı acı ve üzüntü nedeniyle manevi varlıklarında meydana gelen zararın giderilebilmesi için makul ve hakkaniyetli bir miktarda manevi tazminata hükmolunması gerekirken Bölge İdare Mahkemesince … için 20.000,00 TL, … ve … için ayrı ayrı 15.000,00 TL, … için 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesi, fazlaya ilişkin istemlerinin reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacıların ve davalı idarelerin temyiz istemlerinin KISMEN REDDİ ile … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; davacılardan …'ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
    2. Davacıların temyiz istemlerinin KISMEN KABULÜ ile … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; davacılardan …, … ve …'ın manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmı ile maddi tazminat istemlerinin kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    3. Kararın bozulan kısımlarına yönelik olarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 20/04/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi