Esas No: 2021/2817
Karar No: 2022/2281
Karar Tarihi: 20.04.2022
Danıştay 10. Daire 2021/2817 Esas 2022/2281 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2021/2817 E. , 2022/2281 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/2817
Karar No : 2022/2281
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : …'a velayeten,
kendisine asaleten …
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, yakınları Kr. Plt. Bnb. …'ın Kara Havacılık Okul Komutanlığı emrinde görevliyken 17/12/2013 tarihinde periyodik bakım öncesi test uçuşu sırasında meydana gelen helikopter kazası neticesinde hayatını kaybetmesinde idarenin kusursuz sorumluluğu bulunduğu ileri sürülerek müteveffanın eşi … için 1.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 1.569.941,89 TL) maddi, 150.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 200.000,00 TL) manevi, kızı … için 1.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 756.720,05 TL) maddi, 100.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 150.000,00 TL) manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince davacıların miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edillmeksizin karar verildiği gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma kararına uyularak dosyanın tekemmülünün sağlandığı, davacıların maddi zararlarının belirlenmesine yönelik olarak yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde …'ın 1.569.941,89 TL, …'ın 756.720,05 TL destekten yoksun kalma zararının bulunduğunun belirlendiği, bilirkişi raporu hükme esas alınabilir nitelikte bulunarak davacıların maddi tazminat taleplerinin kabulü ile … için 1.569.941,89 TL, … için 756.720,05 TL olmak üzere toplam 2.326.661,94 TL maddi tazminat isteminin kabulüne, 2.000,00 TL'sinin davalı idareye başvuru tarihi olan 03/03/2014 tarihinden, 2.324.661,94 TL'sinin miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 21/02/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte hesaplanarak ödenmesine; dava konusu olay nedeniyle davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile … için 50.000,00 TL, … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 03/03/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; davalı idarenin istinaf isteminin reddine, davacıların istinaf istemlerinin kısmen kabulü, kısmen reddiyle, İdare Mahkemesi kararının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile … için 50.000,00 TL, … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine yönelik kısmı kaldırılarak, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile takdiren davacı … için 100.000,00 TL, … için 75.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 03/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, kararın maddi tazminatı istemlerinin kabulüne ilişkin kısmının onanmasına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, miktar artırım dilekçesinin davalı idareye zamanında tebliğ edilmemesi nedeniyle faiz başlangıç tarihinin dilekçenin Mahkeme kayıtlarına girmesinden yaklaşık olarak iki yıl sonrası olarak belirlenmesine davacıların katlanmasının hukuka aykırı olduğu, Mahkemenin hatasından kaynaklanan durum nedeniyle davacıların hak kaybına uğramaması adına miktar artırımına ilişkin kısma yönelik miktar artırım dilekçesinin Mahkeme kaydına girdiği tarihin esas alınması gerektiği, Bölge İdare Mahkemesince takdir edilen manevi tazminat tutarının yaşanan olay karşısında yetersiz kaldığı; davalı idare tarafından, dava konusu olayda davalı idarenin herhangi bir hizmet kusurunun bulunmadığı gibi kusursuz sorumluluğunu gerektirin bir durumun da bulunmadığı, hükmedilen tazminat tutarlarının yüksek olduğu, hükmedilen maddi tazminat tutarına dava tarihinden, manevi tazminat tutarına ise karar tarihinden itibaren faiz işletilebileceği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI: Davacılar tarafından, davalı idarenin temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği; davalı idare tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının manevi tazminata ilişkin kısmının onanması, maddi tazminata ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılar tarafından, yakınları Kr. Plt. Bnb. ...'ın Kara Havacılık Okul Komutanlığı emrinde görevliyken 17/12/2013 tarihinde periyodik bakım öncesi test uçuşu sırasında meydana gelen helikopter kazası neticesinde hayatını kaybetmesinde idarenin kusursuz sorumluluğu bulunduğu ileri sürülerek müteveffanın eşi ... için 1.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 1.569.941,89 TL) maddi, 150.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 200.000,00 TL) manevi, kızı ... için 1.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 756.720,05 TL) maddi, 100.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 150.000,00 TL) manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Kusursuz sorumluluk, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlüdür. Bu bağlamda, kamu görevlilerinin görevini yaparken, görevi nedeniyle uğramış olduğu zararların da kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmini gerekmektedir.
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun mülga 53. maddesinde, en az 10 yıl fiili hizmet süresini tamamlamış iştirakçilere "adi malullük aylığı"; 55. maddesinde, görevin neden ve etkisiyle yaralanan iştirakçilere 53. maddeye göre hesaplanacak adi malüllük aylıklarına, malullük derecelerine göre %15 ila %60 oranında zam yapılmak suretiyle "vazife malullüğü aylığı" bağlanacağı kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266. maddesinde, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir." hükmü düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A- Temyize Konu Bölge İdare Mahkemesi Kararının; Manevi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine Yönelik İdare Mahkemesi Kararına Karşı Yapılan İstinaf Başvurularının Kısmen Kabulüne Kısmen Reddine İlişkin Kısımının İncelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmı, usul ve hukuka uygun olup, taraflarca ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemektedir.
B- Temyize Konu Bölge İdare Mahkemesi Kararının; Maddi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine Yönelik İdare Mahkemesi Kararına Karşı Yapılan İstinaf Başvurularının Reddine İlişkin Kısımının İncelenmesi:
Dosya kapsamında yer alan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının … tarih ve E. … sayılı yazısında Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde Kr. Plt. Binbaşı oralak görev yapmaktayken meydana gelen helikopter kazası sonucunda hayatını kaybeden …'ın vazife malullüğü kabul edilerek 5434 sayılı Kanun'un 64. maddesine göre eşi ile kızına 1. derece harp malülüğü aylığının 15/01/2014 tarihinden itibaren bağlandığı, 5434 sayılı Kanun'un 89. maddesi uyarınca toplam 103.146,48 TL emekli ikramiyesinin eşi, kızı, anne ve babasına ödendiği, ayrıca Ek 79. maddesi gereğince ek ödeme tahakkuk ettirildiği bildirilmiştir.
Bakılan davada; Bölge İdare Mahkemesi istinaf isteminin reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına dayanak alınan 10/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda, ilgilinin görev aylığı veya emsali Kr. Plt. Binbaşının görev aylığı (uçuş tazminatı dahil) dikkate alınarak aylar itibarıyla alacağı görev aylığı ile vazife malullüğü ölüm aylığı karşılaştırılarak, aradaki farkın zarar olduğunun kabul edilmesi gerekirken, emsali Kr. Plt. Binbaşı görev aylığı (uçuş tazminatı dahil) ile vazife malullüğü ve adi malullük aylığı arasındaki farkın yarar olarak kabul edilip düşülmesi suretiyle ifa amacı taşıyan vazife malullüğü aylığının adi malullük aylığını aşan kısmı görmezden gelinerek hesaplama yapıldığı, yine destekten yoksun kalma zararı hesabındaki destek payları arasında (desteğin vefat ettiği tarihte hayatta olan) anne ve babasına yönelik pay ayrılmadığı, bu şekilde yapılan hesaplamanın ve dolayısıyla bilirkişi raporunun, mahkeme kararına dayanak alınacak mahiyette olmadığı görülmektedir.
Tazminatın amacı uğranılan gerçek zararın tazmin edilmesini sağlamaktır. Bu nedenle tazminat, zarar görenin zenginleşmesi veya zarar verenin cezalandırılması sonucuna yol açmamalıdır. Dolayısıyla hesaplanacak tazminatın azami miktarı gerçek zarar ile sınırlıdır. Öte yandan dinamik bir yapıya sahip olan tazminat hukuku çerçevesinde zarar ve yarar kalemleri belirlenirken, tazminat tutarının hesaplanabilmesi yerleşik yargı uygulamasında da kabul edildiği üzere hukuk bilimi dışında özel bilgi gerektirmektedir. Bu sebeple aktüeryal yönden maddi tazminat hesaplanması gereken davalarda mahkemeler bilirkişinin görüşünün alınmasına ihtiyaç duymaktadır.
Davacıların zararlarının ortaya konulması için gereken hesaplamalarda gözetilmesi gereken ilke ve unsurlar, son dönem Dairemiz yerleşik içtihatları uyarınca aşağıda belirtilen şekilde olup, bu veriler ışığında bilirkişi tarafından yeniden hesaplanmalıdır.
Aktif dönemde işlemiş dönem zararı, desteğin ölüm tarihinden bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, desteğin emsali Kr. Plt. Binbaşının aylar itibariyle aldığı uçuş tazminatları dahil görev aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenen vazife malullüğü aylıkları dikkate alınarak, desteğin görev aylığı üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan vazife malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin hesaplanmayacağı da dikkate alınmalıdır.
Aktif dönemde işleyecek dönem zararı, bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihten desteğin yasal emeklilik yaşını dolduracağı tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde de, desteğin emsali Kr. Plt. Binbaşının aylar itibariyle alabileceği uçuş tazminatları dahil görev aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek vazife malulüğü aylıkları dikkate alınarak, desteğin görev aylığı üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan vazife malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destekten yoksun kalma zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) dikkate alınması gerekmektedir.
Pasif dönemdeki zararı, desteğin yasal emeklilik yaşını tamamladığı tarih ile muhtemel ömrünün sonuna (TRH 2010 tablosuna göre) kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, yasal emeklilik yaşını tamamladığı ve yasal emekli olma koşullarına sahip olduğu farz edilen desteğin alacağı emekli aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek vazife malullüğü aylıkları dikkate alanarak, desteğin emekli aylığı üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan vazife malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerlerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontaya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) dikkate alınması gerekmektedir.
Öte yandan, yapılacak hesaplamada, müteveffa dava konusu olay tarihinde annesinin ve babasının hayatta olması gözetilerek destek payları belirlenirken; müteveffanın kendisi için 2 pay, eşi için 2 pay, annesi, babası ve çocuğu için ayrı ayrı 1 pay ayıracağı ihtimali gözetilerek hesaplama yapılması gerektiği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Buna göre Bölge İdare Mahkemesince, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenecek rapora göre maddi tazminat istemi hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu kararın maddi tazminata ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Ayrıca yeniden verilecek kararda faiz başlangıç tarihi yönünden son Danıştay İçtihatlarının dikkate alınarak faiz başlangıç tarihinin belirleneceği de açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların ve davalı idarelerin temyiz istemlerinin kısmen reddi ile … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
2. Davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulü ile … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; davacıların maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne ilişkin kısmına yönelik istinaf başvurularının reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Kararın bozulan kısmına yönelik olarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 20/04/2022 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.