Esas No: 2019/9148
Karar No: 2022/2719
Karar Tarihi: 20.04.2022
Danıştay 4. Daire 2019/9148 Esas 2022/2719 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/9148 E. , 2022/2719 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/9148
Karar No : 2022/2719
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …
VEKİLİ: Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, iş akdinin 08/02/2018 tarihinde imzalanan ikale sözleşmesi ile sona erdirilmesi üzerine kendisine ödenen ek menfaat tutarından ve rekabet etmeme yükümlülüğü karşılığında verilen ek ödemeden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin iptali ve tahsil edilen tutarın kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; çalışma ilişkisinin sona erdirilmesi üzerine işveren tarafından davacıya yasal bir zorunluluk olmaksızın yapılan ödemelerin ücret niteliğinde olmadığı ve 193 sayılı Kanunun 25. maddesi uyarınca gelir vergisinden müstesna tutulduğu, bu kapsamda davacıya yapılan ek ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasında hukuka uygunluk bulunmadığı ve tahsil edilen tutarın kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinafa konu kararın, ek menfaat adı altında yapılan ödeme üzerinden kesilen tutarın kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle iadesi yönündeki kısmı için 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinin bulunmadığı ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bu kısmının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte olmadığı; kararın, rekabet etmeme yükümlülüğü karşılığında verilen ek ödemeye ilişkin kısmına yapılan istinaf başvurusuna gelince; anılan bu ödemenin gerçek mahiyetinin tazminat olduğu, işsizlik sebebiyle ve sosyal güvenlik kapsamında yapılan bir ödeme olmadığı, aynı neviden bir işte çalışmaması karşılığında yapılan bu ödemenin, ilgili mevzuat hükümlerine göre ücret sayılan ödemelerin ortak özelliğini taşıdığı, dolayısıyla ücret olarak vergilendirilmesi gerektiği anlaşıldığından, bu tutar üzerinden tevkif edilen gelir vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, istinaf başvurusuna konu kararın bu kısmının kaldırılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kısmen kabul, kısmen reddine, Mahkeme kararının kısmen kaldırılmasına, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tararından, ikale sözleşmesine istinaden verilen ek ödeme üzerinden yapılan gelir vergisi kesintisinin hukuka aykırı olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI: Davalı idare tarafından, ikale sözleşmesine istinaden yapılan ücret niteliğindeki ödemeler üzerinden kesilen gelir vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacının, kararın, rekabet etmeme yükümlülüğü karşılığında verilen ek ödeme üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisine ilişkin kısmına dair temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, temyize konu edinilen kararın bu kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, kararın, ek menfaat tutarı üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin kısmına dair temyiz istemine gelince;
İşçi ile işverenin kendi aralarında bir anlaşma yapma yoluna giderek aralarındaki iş ilişkisini sonlandırmaları uygulamada ikale sözleşmesi olarak adlandırılmaktadır. İkale sözleşmesine ilişkin 4857 sayılı İş Kanunu'nda ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda herhangi bir düzenleme yer almamakta, bu sözleşme türüne ilişkin uygulama daha çok Yargıtay tarafından verilen kararlarla şekillenmektedir.
İkale sözleşmesi yapılırken, işçi ile işverenin anlaşarak ve özgürce belirleyecekleri koşullar çerçevesinde iş ilişkisini sonlandırmaları amaçlanmakta olup, sözleşmeye istinaden, işçi, ihbar tazminatı ve kıdem tazminatı talebinde bulunmaması, iş güvencesi kapsamında olsa bile işe iade davası açmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatından ve çalışılmayan döneme ilişkin ücret ve diğer haklarından vazgeçmesi karşılığında kayıplarını telafi edecek bir ödemenin yapılmasını sağlamakta; işveren ise, işçiye yaptığı ödeme sayesinde, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, işe başlatmama tazminatı ve çalışılmayan döneme ilişkin ücret ve diğer hakları ödeme yükümlülüğünden ve işe iade davası açılması yükünden kurtulmaktadır.
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde, gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tabi olduğu, gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu belirtilmiş; 2. maddesinde gelire giren kazanç ve iratların, ticari kazançlar, zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları ve diğer kazanç ve iratlar olduğu tadat edilmiş; 25. maddesinde de, gelir vergisinden müstesna olan tazminat ve yardımlar sayılmış, söz konusu maddenin 1.fıkrasının 1. bendinin olay tarihindeki halinde ise; ölüm, sakatlık hastalık (Değişik ibare:16/06/2009-5904 S.K./1.madde) ve işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dahil) verilen tazminat ve yapılan yardımların gelir vergisinden müstesna olduğu açıklanmıştır.
Aynı Kanunun 61. maddesinin 1. fıkrasında, ücretin, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu; 2. fıkrasında, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olmasının veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği; 3. fıkrasının (2) numaralı bendinde, evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatlerin ücret sayılacağı düzenlenmiş, ayrıca, Kanunun 94. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendinde de, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61. maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104. maddelere göre tevkifat yapılacağı kurala bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, çalışanlara ücret, ödenek, tazminat veya başka adlar altında yapılan ödemelerin ücret olduğu, yapılan ödemelerin olay tarihi itibariyle ancak 4857 sayılı İş Kanunu'nda tanımlanan tazminatlardan biri veya mahkeme kararına dayalı işe iade edilmeme tazminatı olması halinde gelir vergisinden müstesna tutulabileceği; bu haliyle davacıya "ek menfaat" adı altında yapılan ödemenin ücret niteliği taşıdığı açıktır.
Bu durumda, davacıya iş akdinin sona erdirilmesi üzerine yapılan ve ücret niteliği taşıyan ödemenin gelir vergisine tabi olduğu, dolayısıyla dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından, aksi yönde verilen Mahkeme kararının ek menfaat ödemesi üzerinden yapılan gelir vergisi kesintisinin yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin kısmı yönünden istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, rekabet etmeme yükümlülüğü karşılığında verilen ek ödeme üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının, ek menfaat tutarı üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 20/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı tarafından, iş akdinin 08/02/2018 tarihinde imzalanan ikale sözleşmesi ile sona erdirilmesi üzerine kendisine ödenen ek menfaat tutarından ve rekabet etmeme yükümlülüğü karşılığında verilen ek ödemeden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin iptali ve tahsil edilen tutarın kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle açılan davada verilen Vergi Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunu inceleyen Bölge İdare Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmiştir.
Davalı idarenin temyiz istemi yönünden;
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının, davacıya yapılan ek menfaat tutarı üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile kararın buna ilişkin kısmının onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının bu kısmına katılmıyoruz.
Davacının temyiz istemine gelince;
Davacıya rekabet etmeme yükümlülüğü karşılığında verilen ek ödemenin ücret niteliği taşımadığı, söz konusu ödeme üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı ve tahsil edilen verginin faizi ile birlikte davacıya iadesi gerektiği sonucuna varıldığından, davacının temyiz isteminin kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının, buna ilişkin kısmının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının bu kısmına da katılmıyoruz.