17. Hukuk Dairesi 2016/4401 E. , 2019/2451 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 05.03.2019 Salı günü davacı vekili Av.... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... hakında takipler başlatıldığını, takiplerin semeresiz kaldığını, mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazın 12.09.2013 tarihinde davalı ..."a onun da 22.01.2014 tarihinde davalı ..."ye devrettiğinden bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., taşınmaz bedelinin bir kısmını banka aracılığı ile birkısmını elden ödediğini, borçlu ile bir ticari faaliyetinin olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davacının aciz belgesi sunmadığını, taşınmazı bedelini ödeyerek aldığını borçlu ile bir yakınlık ve akrabalık olmadığını belirtmiştir.
Davalı ..., malllarını satarak borçlarını ödemeye çalıştığını belirtmiştir.
Mahkemece, davalı dördüncü kişi ..."nin kötüniyeti ispatlanmadığından onun hakkındaki davanın reddine, davalı ... yönünden ise taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında önemli oransızlık bulunduğundan davanın kabulü ile 172.792,00 TL"nin davalı ..."tan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2-Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.
Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
Somut olayda, tasarruf borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş ve 19.12.2013 tarihli haciz tutanağı İİK"nun 105.maddesi gereğince aciz belgesi niteliğindedir. Ancak dava konusu taşınmaz 12.09.2013 tarihinde borçlu tarafından davalı üçüncü kişi ..."a tapuda 52.500,00 TL bedel ile satılmıştır.Bilirkişiler taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerini 157.964,00 TL olarak belirlemiştir. Davalı ... 24.09.2013 tarihinde banka aracılığı ile borçluya taşınmaz satış bedeli açıklaması ile 52.500,00 TL göndermiştir. Bu bedel tapuda geçen 52.500,00 TL"ye eklendiğinde 105.000,00 TL olduğundan, taşınmazın satış bedeli ile gerçek bedeli arasında önemli bir oransızlık söz edilemez. Öte yandan davalı ..."ın borçlunun yakını olduğu veya borçlunun mali durumunu bilebilecek kişilerden olduğu da ispatlanmamıştır.
Davalı borçlu ile üçüncü kişi ... arasındaki tasarrufun iptali koşulları oluşmadığından, davalı ... yönünden bir değerlendirme yapılmasına da gerek bulunmamaktadır. Zira borçlu ile üçüncü kişi arasındaki tasarruf iptal edilmediğinden satış silsilesi kopmuş olup, dördüncü kişi...ye sirayet etmesi mümkün değildir.
Bu nedenlerle davanın bu davalı yönünden de reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, aşağıda yazılı 44,40 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 05.03.2019 oybirliğiyle karar verildi.