Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2667
Karar No: 2020/974
Karar Tarihi: 05.02.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/2667 Esas 2020/974 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/2667 E.  ,  2020/974 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29/03/2018 tarih ve 2015/196-2018/132 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin asıl davada davalı - karşı davada davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, 174119 sayılı “go ac özdemir company uluslararası+şekil” ve 2002/21178 sayılı “go-logistics global operations local solutions go+şekil” markasının müvekkili adına tescilli olduğunu, ancak davalı adına tescilli olan 2012/07173 sayılı “GO” markasının müvekkili markası ile iltibas yaratacak şekilde benzer olduğunu, markaların esas unsurunun GO ibaresi olduğunu, müvekkili markasının davalı markasının tescilinden çok daha önce kullanılmakta olduğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli olan 2012/07173 sayılı "GO" markasının 35. ve 39. hizmet sınıfları bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş; 18.11.2015 havale tarihli dilekçesi ile 39. sınıfa yönelik hükümsüzlük talebinden vazgeçmiştir.
    Asıl davada davalı vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını savunarak, asıl davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Karşı davada davacı vekili, davalı adına tescilli olup kullanılmayan 174119 sayılı go ac özdemir company uluslararası+şekil ve 2002/21178 sayılı go-logistics "global operations local solutions" go+şekil markasının KHK m.14 gereğince iptalini talep ve dava etmiş; 08.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı adına tescilli markaların tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesi yönünde talebini genişletmiştir.
    Karşı davada davalı vekili, karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava yönünden, taraf markaları arasında asıl unsur "GO" ibaresi yönünden ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, markaların tescil edildiği sınıflar itibariyle vasıf belirtme niteliği taşımadığından ayırtediciliğinin bulunmadığı gerekçesiyle, 2012/07173 nolu “GO” ibareli markanın 35.sınıfta (Büro hizmetler, ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri, açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ... hizmetler (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir) emtia sınıfları yönünden asıl davanın kabulü ile markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde TPMK Marka Daire Başkanlığı"na hükmün gönderilmesine, diğer sınıflardaki hükümsüzlük isteminin reddine, karşı dava yönünden ise, yargılamanın devamı sırasında Anayasa Mahkemesi"nin 06.01.2017 tarihli ve 29940 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 148/189 sayılı ilamları ile 10.01.2017 tarihli ve 29944 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun yürürlük tarihi dikkate alındığında, 06.01.2017 tarihi öncesinde açılmış tüm kullanmamaya dayalı hükümsüzlük/iptal davaları açısından yasal boşluk oluştuğu gerekçesiyle, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, asıl davada davalı - karşı davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin asıl davaya yönelik olan tüm temyiz itirazlarının reddiyle asıl davaya ilişkin hükmün onanması gerekmiştir.
    2- Karşı dava; kullanmama nedenine dayalı olarak karşı davalıya ait 174119 ve 2002/21178 sayılı markaların hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece, KHK hükmünün iptali nedeniyle davanın reddine ve yargılama giderlerinin karşı davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli ve 2016/148 E., 2016/189 K. sayılı kararı ile 556 sayılı K.H.K 14. maddesinin iptali nedeniyle dava yasal dayanaktan yoksun kaldığından mahkemece esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Diğer taraftan 6100 sayılı HMK 331/1 maddesinde "davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği" düzenlenmiş olup, somut uyuşmazlıkta dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları değerlendirilmeksizin yargılama giderlerinin doğrudan karşı davacı üzerinde bırakılması da isabetli bulunmamış, karşı davada verilen kararın karşı davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı vekilinin asıl davaya yönelik olan tüm temyiz itirazlarının reddiyle asıl davaya ilişkin hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik temyiz itirazının kabulü ile kararın karşı davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 18,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davaya yönelik asıl davada davalı-karşı davada davacıdan alınmasına, 05/02/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞIOY

    Karşı dava, davalı adına tescilli iki ayrı markanın kullanmama nedenine dayalı iptali istemine ilişkin olup davanın hukuki nedeni, bir başka söyleyişle, yasal dayanağı mülga 556 sayılı KHK’nın 14. maddesidir.
    Söz konusu KHK hükmü, Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarih ve 148-189 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve kararın RG’de yayımlanması üzerine Anayasamızın 153. maddesi çerçevesinde davanın hukuki nedeni ortadan kalkmıştır. Bu durumda, yasal dayanağı bulunmayan davanın esastan reddine hükmedilmesi gerekir. Nitekim, mahkemece de durum bu biçimde kabul edilmiş ve davanın reddine hükmedilmiş ve yargılama giderlerinin karşı davacıya yüklenmesine karar verilmiştir.
    Davanın açıldığı tarihte söz konusu KHK hükmünün mevcut olması, davanın reddi cihetindeki bu sonucu değiştirmeye elverişli değildir. Çünkü, Anayasa Mahkemesi kararının, dava nedeni ile dava konusu üzerinde bir etkisi yok ise de, söz konusu karar, davanın dayandığı hukuki sebebi ortadan kaldırmıştır. Nitekim, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları, bu nedenle, iptal edilen kanun yahut KHK hükmüne dayalı olarak açılan derdest (devam eden) davalara da kesin olarak etkilidir. Aksinin kabulü halinde, hukuka ve anayasaya aykırı bulunarak iptal edilen bir kanun veya kanun hükmündeki kararname hükmüne dayalı olarak hüküm kurulması gibi hukuk devleti ilkesine açıkça aykırı bir duruma yol açılması kaçınılmazdır.
    Yukarda da belirtildiği üzere, yasal dayanağı bulunmayan yahut açıklandığı biçimiyle hukuki nedeni bulunmayan bir davanın konusuz kaldığından, hatta ve hatta davanın esastan sonuçlanmadığından söz edilemez. Dava esastan görülmüş ve reddedilmiştir. Bu durumda, yargılama giderleri bakımından HMK’nın 331/1. maddesinin uygulanması olanağı bulunmamaktadır. Aksinin düşünülmesi ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle davanın konusunun kalmadığının kabulüyle buna dayalı olarak davanın açıldığı tarihte haklı nedenlere dayalı olup olmadığının belirlenmesi gerekliliğinin ileri sürülmesi, haklılığın iptal edilen KHK hükmüne dayalı olarak değerlendirilmesi zorunluluğu nedeniyle çelişkili bir yaklaşımı beraberinde getiriyor olmakla benimsenemez.
    Şu halde, aksine bir kanun hükmü bulunmadığı gözetildiğinde, HMK’nın 326/1. maddesi hükmü uyarınca, karşı davada yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen karşı davacıya yükletilmesi gerekir.
    Açıklanan nedenlerle, yerel mahkemece karşı davada davanın reddine dair verilen karara ve buna bağlı olarak yargılama giderlerinin karşı davacıya yüklenmesine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından karşı davacı yan vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile karşı dava bakımından da yerel mahkeme kararının onanması görüşünde bulunduğumdan, Daire çoğunluğunun karşı dava bakımından aksi yöndeki gerekçeye dayalı bozma kararına katılamıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi