10. Hukuk Dairesi 2018/5348 E. , 2020/316 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı Kurum ve davalılar ... ve ... vekilleri ile ... ve ..."in istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
...Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum ve davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı Kurum, 13.10.2009 tarihli iş kazasında sürekli iş göremez durumuna giren sigortalıya bağlanan peşin değerli gelir ile yapılan tedavi giderleri nedeniyle oluşan kurum zararının davalılardan rücuan tahsilini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalılardan ... ve ... vekilleri cevap dilekçesi vererek davanın reddini talep etmişlerdir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Sigortalının %38 sürekli işgöremezlik derecesi ve davalıların toplam %100 kusuru üzerinden taleple bağlı kalınarak;
“Davacının davasının kabulü ile,
1-22.978,85 TL peşin değerli gelirin gelir bağlama onay tarihi olan 28/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile,
2-18.711,51 TL hastane masrafından 12.457,24 TL"sinin 13.10.2009 tarihinden kalanının 26/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince kusur raporunun usul ve yasaya uygun bir şekilde alındığı, hesap raporunun dosya kapsamına ve kusur oranlarına uygun olarak düzenlendiği, 5510 sayılı Yasanın 21/4 maddesi gereğince üçüncü kişi durumundaki davalıların sorumluluklarına getirilen sınırlamanın dikkate alınarak tazminatın belirlenmesi gerekmekte ise de istinaf kanun yoluna başvuranların sıfatı ve istinafın kapsamı ile bu yanlışlığı talep edilen ve hükmedilen miktarlara göre görülmekte olan davada sonuca etkili görülmemesine, ilerde açılması muhtemel ek davada düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre davalı işverenler ile diğer davalılar vekilleri ile davacı Kurum vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerektiği kanaatiyle;
“Yalova İş Mahkemesinin 2015/282 Esas, 2017/224 Karar sayılı kararının usul ve yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı işverenler ile diğer davalılar vekilleri ile davacı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı Kurum vekili; pasif dönem zarar hesabı da yapılması gerektiği,
Davalı ... vekili; işverenlik sıfatlarının bulunmaması sebebiyle husumetten ret kararı verilmesi gerektiği, davalılardan ... ile aralarındaki sözleşmenin anahtar teslimi olup arada asıl-alt işverenlik ilişkisinin bulunmadığı, kurum müfettişlerince kendilerine bir kusur atfedilmediği, kazanın meydana gelmesinde kusurlu olanların kusuruyla kendileri açısından illiyet bağının kesildiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
1-Dava; 13.10.2009 tarihli iş kazası sonucu %38 oranında sürekli işgöremez durumuna giren sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirler ile yapılan tedavi yardımlarının rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 21. ve 76. maddeleridir.
5510 sayılı Kanunun 12. maddesinin 6. fıkrasında; “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü yer almaktadır.
Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenlerde asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Dosya içerisinde... ile ... arasında yapılan bir “Hizmet Alımı Sözleşmesi” var ise de... ile ... ve ... ile ... arasında yapıulmış bir sözleşme dosya içerisinde bulunmamakta, ...’ın sorumluluğunun nasıl belirlendiği denetlenememektedir.
Mahkemece, ... ile ... arasında sözleşme olup olmadığı araştırılıp varsa konusu belirlenmeli, yine ... ile ... arasında bir sözleşme olup olmadığı araştırılıp konusu belirlenmeli, bu kapsamda dava dışı... da dahil davalılar arasındaki ilişki irdelenmeli, kaza sebebiyle açılan ceza davası da gözetilip bu kapsamda yeniden kusur raporu alınmalı, yine yukarıdaki kapsamda yapılacak belirlemelere göre de yeni bir hesap raporu alınmalıdır.
2- Kabule göre de; davalılardan ...’ya hem işveren hem de kişisel kusuru nedeniyle ceza davasındaki mahkumiyetinden dolayı kusur verilmesi isabetsiz olup, yine bu kapsamda kişisel kusur yönünden %10 oranına göre 21/4 madde uygulanması, işveren kusuru yönünden de 21/1’e göre sorumluluk belirlenmesi hatalıdır.
O hâlde, davacı Kurum ve davalılardan ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ...Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."a iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.