14. Hukuk Dairesi 2018/18 E. , 2018/2607 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.06.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ya da tazminat talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 19.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, 1144 (172) parsel sayılı taşınmazın, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde ... Belediyesi adına ihdasen tescil edilerek, adı geçen belediyece ve daha sonra ... Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulaması sonucu, bu ihdas parseli üzerinde de 5569 ada 13 ve 14 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu; ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede ... Belediyesince yapılmış olan 37 no"lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek, tapu iptali ve hazine adına tescil ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını, olmadığı taktirde tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davalı belediyeler, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, ... Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ... ile ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine ve diğer davalılar yönünden açılan davanın kabulüne dair verilen kararın, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin, 30.06.2011 tarih, 2011/6283 Esas, 2011/7770 Karar sayılı ilamı ile " ..çekişme konusu 1144 parselin ihdas suretiyle ... Belediyesi adına tescil edildiği, Hazine adına sicil kaydının bulunmadığı gözetilerek davanın aktif husumet yokluğundan reddi gerekir" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı Hazine vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin, 28.11.2011 tarih, 2011/12032 Esas- 13992 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
Somut olayda, çekişme konusu 1144 parsel sayılı taşınmazın ... Belediyesince başka bir çok parselle birlikte 37 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, daha sonra aynı bölgede ... Büyükşehir Belediyesi tarafından şuyulandırma işlemi yapıldığı, ancak her iki imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dâhil edildiği görülmektedir.
Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazda yapılan imar uygulamalarının iptal edildiğini, sicilin dayanaksız hale geldiğini, dava konusu yerin Hazineye ait olduğunu, imar uygulamasından önce taşınmazın sicil kaydının ... Belediyesi adına yapılmasının yanılgıya dayalı olduğunu, esasen ihdas parselinin Hazine adına sicil kaydının oluşturulmasının dağıtım cetvelllerinde öngörüldüğü halde sicilin ... Belediyesi adına oluştuğunu ileri sürmek suretiyle aynı zamanda yolsuz tescile de dayanarak eldeki davayı açmıştır.
Gerçekten de; ihyası talep edilen taşınmazın tescil bildirim beyannamesinde Hazine adına sicilinin oluşturulması öngörüldüğü halde, tescil sırasında hataya düşülerek ... Belediyesi adına tescil edildiği, davacı Hazinenin mülkiyet hakkı sahibi olup, ... Belediyesi adına oluşan sicil kaydının TMK"nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve iptali gerektiği açıktır.
Öte yandan; sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemlerin idari yargı yerinde iptal edilip, kararların kesinleşmesi ile imar parsellerinin sicillerinin dayanaksız hale geldiği ve yolsuz tescil durumuna düştükleri tartışmasızdır.
Diğer taraftan bilindiği gibi; 3194 sayılı İmar Kanunu düzenlemeleri kamu düzenine ilişkin bulunduğundan kazanılmış hak olgusundan söz edilemez. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamında "Hazinenin imar öncesi kayıtların oluşumunda bir yanlışlık olduğu iddiası var ise öncelikle o kaydı düzelttirmesi gerekir" şeklindeki değerlendirme maddi hataya dayalı olup, sicil kaydı kapatılan parsel üzerinde işlem yapma olanağı bulunmadığı, taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğu gözetildiğinde, bozmaya uyulmuş olması imar kanunu hükümleri uyarınca davalılar lehine usulü kazanılmış hak oluşturmayacaktır.
O halde; mahkemece davanın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.