20. Hukuk Dairesi 2018/264 E. , 2018/1171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Alacak istemine ilişkin olarak açılan davada, Siirt 2. Asliye Hukuk ile Bingöl 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının dava dilekçesinde haksız fiile uğradığını iddia ettiği, HMK"nın yetkiye ilişkin hükümlerinde haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunun ifade edildiği, davalıların vermiş olduğu cevap dilekçesi ile süresi içerisinde yetki itirazında bulundukları gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
Bingöl 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ise dava taraflar arasındaki araç satış sözleşmesine ilişkin olup noterde yapılmış bir sözleşme olmadığından şekil şartı ile malül sözleşmelerin de geçersizliği dikkate alınarak sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasıdır. Bu sebeple mahkememiz hem davalının yerleşim yeri mahkemesi değildir hem de herhangi başkaca bir yetki kuralı uyarınca yetkili olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir.
HMK"nın 6/1. maddesi uyarınca "(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK"nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazını "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise "İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir. Son olarak; "Cevap dilekçesini verme süresi" başlıklı 127/1. maddesi ise "Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir" şeklinde düzenleme getirmektedir.
Somut olayda, davacı vekili, müvekkili adına kayıtlı ...plaka sayılı aracını ekonomik nedenlerle satmaya karar verdiğini ve çalışma arkadaşı ..."un bu konularda çevresinin olması, satın almak için araç arayan biri olduğunu söylemesi üzerine aracı ..."a satması için teslim ettiğini, ...2015 yılı Temmuz ayında ... ve oğlu...na araç bedeli olarak 65.000,00.-TL"ye anlaştıklarını, bunun üzerine ...aracı ...na 250,00.-TL kapora karşılığında teslim ettiğini, aradan geçen süre zarfında ne ödemenin yapıldığını, nede alıcılara ulaşıldığını, bunun üzerine ...l"ün ... ilçesine giderek şahısları bulduğunu, ... arabayı ... isimli şahsa sattığını, parayıda kendisinin vereceğini söyleyerek parayı almadan geri döndüğünü, geçen süre zarfında şahısların telefonlarını açmadığını ve irtibata geçmediğini, bu nedenlerle müvekkilinin hem aracı alamamasından hemde trafik cezaları vergi cezaları gibi sebeplerle de zarara uğratıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2015 yılı Temmuz ayından bu yana mahrum kalınan gelir, trafik ve maliye kayıtlarında doğmuş olan idari ve adli cezalar ve vergiler, araç bedeli olan 65.000,00.-TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamında, davanın, Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, davacının MERNİS yerleşim adres bilgisinin: "..." olduğu; davalıların bir kısmının MERNİS yerleşim adres bilgisinin: "..." olduğu; 6100 sayılı HMK"nın 6. maddesinde düzenlenen genel yetki kuralına göre yetkili mahkemenin: davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olan Bingöl Mahkemeleri olduğu ancak davalılarca yapılmış usulüne uygun bir yetki itirazı da bulunmadığı ve 6100 sayılı HMK"nın 10. maddesinde düzenlenen özel yetki kuralına göre yetkili mahkemenin, sözleşmenin ifa yeri mahkemesi olduğu, ifa yeri taraflarca kararlaştırılmadığından ve talep konusu para alacağı olduğundan, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinin ifa yeri olması nedeni ile uyuşmazlığın Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp çözümlenmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 19/02/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.