20. Hukuk Dairesi 2016/6730 E. , 2018/1169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 25/06/2014 havale tarihli dava dilekçesiyle, dava konusu Karabük ili, Eskipazar ilçesi, ... köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın atalarından kendilerine intikal ettiğini, kadimden beri atalarının ve devamında da kendisinin nizasız ve fasılasız olarak zilyet ve tasarruflarında olan bir yer olduğunu, taşınmazın bulunduğu mevkiinin köylerinde ... mevkii olarak bilindiğini, atalarının evlerinin geçmişte bu mevkiide olduğunun söylendiği gibi iz ve emarelerinin mevcut olduğunu, bunun da yaşının 80"in üzerinde olanlarca da bilinmekte olduğunu, taşınmazın doğu kısmının bahçe olarak kullandığını, geri kalan kısmının da tarla olarak kullandığını, bahçe kısmında kavak, kiraz, erik, elma, ceviz gibi meyve ağaçlarının bulunduğunu, bir kısmının ataları tarafından ekildiğini, bir kısmının da kendi tarafından dikildiğini, taşınmazın etrafının ve sınırlarının uzun yıllardan beri kısmen taşlarla ve avlu ile çevrili olduğunu, uzun süreli verim düşüklüğü, yabani hayvanların çoğalması nedeniyle buğday ve arpa ekiminin ekonomik olmadığından yapılamadığını, ancak sınırlarının korunarak ağaçların meyvesi ve odunundan yararlandıklarını, sürekli tasarruf altında olduğunu, taşınmazın bilmediği bir sebeplerden dolayı Orman Yönetimince orman toprağı vasfıyla Hazine adına tescil olduğunu, taşınmazın ormanla hiçbir ilişiğinin bulunmadığını, bu nedenle orman vasfıyla Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesi talebiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile; dava konusu Karabük ili, Eskipazar ilçesi, ... köyü, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin 24.06.2015 tarihli raporlarında (A) harfi ile kırmızı renkle 37.503,80 m2 ve (B) harfi ile mavi renkte 2.002,60 m2 olarak gösterdikleri kısmının iptali ile fen bilirkişilerinin (A) ve (B) harfi ile gösterdikleri yerler için adaya son parsel numarası verilerek tarla vasfı ile Eskipazar Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.01.2015 tarih, 2015/4 Esas - 2015/3 Karar sayılı veraset ilamındaki ..."in mirasçıları adına verasette iştirak oranına göre tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
1) Davalı ... Yönetimi vekilinin (A) ile gösterilen kısma ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, teknik bilirkişi raporlarına ve dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişisi beyanlarına göre dava konusu yerin orman olmadığının anlaşıldığı, bu şekilde öncesi orman olmadığı anlaşılan yerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olduğu, fen bilirkişilerinin raporunda (A) harfi gösterilen yerin mahalli bilirkişi beyanları dikkate alınarak davacı murisine ait olduğunun ve zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu belirtilmiş ise de çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen bölümüne ilişkin olarak orman ve ziraat bilirkişileri tarafından birlikte düzenlenen 29.06.2015 havale tarihli bilirkişilerin raporunda dava konusu taşınmazın (A) ile gösterilen bölümünün "" uzun yıllar yoprak işlemesi yapılarak tarımsal faaliyette kullanıldıktan sonra son 30 yıl civarında tarımsal faaliyette kullanılmadığı ve terk edilmiş tarla görünümünde olduğu "" bildirildiği anlaşılmıştır. mahkemece çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen bölümüne ilişkin iradi terk olgusunun oluştuğunun kabulü zorunludur. Bu bölüme ilişkin olarak davacıların davasının reddedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
2) Davalı ... Yönetimi vekilinin (B) ile gösterilen kısma ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, teknik bilirkişi raporlarına ve dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişisi beyanlarına göre dava konusu yerin orman olmadığının anlaşıldığı, bu şekilde öncesi orman olmadığı anlaşılan yerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olduğu, fen bilirkişilerinin raporunda (B) harfi ile gösterilen yerlerin mahalli bilirkişi beyanları dikkate alınarak davacı murisine ait olduğunun ve zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu edilen çekişmeli taşınmazın (B) ile gösterilen bölümüne sınırında Devlet Ormanı ve kuru dere bulunduğu halde, mahkemece yapılan keşifte jeoloğ bilirkişisi yer almamış, usûlüne uygun şekilde orman araştırması yapılmamış, zilyetlikle imar ve ihya koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususları da usûlünce araştırılmamıştır. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırıdır.
O halde; mahkemece, en eski tarihli ve 1985-1990"li yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile komşu parsellerin tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilip, halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir fen elemanı, bir jeoloğ ve bir ziraat bilirkişi yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden ya da orman içi açıklık konumunda olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyedlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyedlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyedlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyedliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar yararına zilyedlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, taşınmazın köylünün ortak kullanımında bulunan köy hizmet mallarından olup olmadığı saptanmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri tutanak içeriği ile çeliştiği taktirde 3402 sayılı Kanunun 30/1. maddesi gereğince tesbit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı köy yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri gözönünde bulundurularak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/02/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.