Esas No: 2020/8444
Karar No: 2022/3545
Karar Tarihi: 03.03.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/8444 Esas 2022/3545 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2020/8444 E. , 2022/3545 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki sahte olarak üretilen cebri icra yolu ile tescil yazısına dayanarak oluşturulan yolsuz tescil nedeni ile meydana gelen zararın haksız eylem failinden ve tapu sicilinin tutulmasında kusursuz sorumluluk esasına göre de Hazineden tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: davanın ... vd. yönünden açılmamış sayılmasına, davacı ..., davalı ... davalı ... aleyhine açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine, davacı ... yönünden davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/225 E. - 2016/438 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, sahte olarak üretilen cebri icra yolu ile tescil yazısına dayanarak oluşturulan yolsuz tescil nedeni ile meydana gelen zararın haksız eylem failinden ve tapu sicilinin tutulmasında kusursuz sorumluluk esasına göre de Hazineden tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın davalı Emin Kuzu vd yönünden açılmamış sayılmasına, davacı ... yönünden davalı ... davalı ... aleyhine açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine, davacı ... yönünden davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nce esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/225 E- 2016/438 K. sayılı kararının incelenmesinde,
Dosya kapsamına göre; davaya konu Bağcılar ilçesi Kirazlı Köyü 3054 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Bağcılar 1. İcra Müdürlüğü'nün 2005/6718 Esas sayılı dosyasına istinaden icra kaşesi- mührü- icra müdürünün imzası sahte olarak temin edilerek cebri icra yolu ile ...' a satışının yapıldığına dair sahte evrak düzenlendiği, sahte olarak üretilen cebri icra yolu ile tescil yazısına dayalı olarak dava konusu taşınmazın tapuda devir ve tescilinin davalı ... adına gerçekleştirildiği, davalı ... tarafından aynı gün ...'ya tapudan satış ve devrinin yapıldığı, davalı ...’un resmi kurumları kullanarak dolandırıcılık suçundan Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2007/56 Esas - 2009/25 Karar sayılı ilamı ile mahkumiyetine karar verildiği, tapu malikleri Mehmet Mutlu ve Ahmet Mutlu tarafından yolsuz tescile dayalı olarak ... ve ... aleyhine Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tapu iptal ve tescil davasının açıldığı, yapılan yargılama neticesinde Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/131 Esas - 2007/152 Karar sayılı ilamı ile davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile 1/2'şer oranda davacılar adına tesciline karar verildiği, hükmün Yargıtay aşamasından geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında; kişilerin mal varlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta; sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır. Bu itibarla yukarıda açıklandığı gibi sahtecilik yapılması nedeniyle davacının uğradığı zarardan TMK’un 1007. maddesi gereğince Devlet sorumludur.
Davanın açıklanan niteliğine göre; davalı olarak Hazinenin taraf gösterilmesi gerekirken, husumetin Hazine yerine temsilcide yanılma sonucu Bağcılar Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Maliye Hazinesine yöneltildiği, davacı tarafın asıl dava etmek istediğinin, Hazine olduğu belirgin olup, temsilcide yanılma hali bulunduğundan, bu durumun mahkemece re'sen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasıma yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak sağlanması, Hazine davaya dahil edilerek taraf oluşturulup, savunma ve delilleri sorulduktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davalı ... yönünden ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davacılar vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/225 Esas - 2016/438 Karar sayılı hükmünün açıklanan nedenlerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine,
03/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.