11. Hukuk Dairesi 2016/6177 E. , 2018/278 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19/02/2016 tarih ve 2015/604-2016/137 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı tarafa devrettiği ... Yatırım ve Pazarlama A.Ş."nin 5400 adet hisse bedelinin ödenmediği, ayrıca davalının sermaye artışı taahhüdünde bulunduğunu, sermaye artış bedelinin de müvekkili tarafından ödendiğini ileri sürerek, devredilen hisselerin bedelsiz olarak müvekkiline devir ve teslimini, olmadığı takdirde bahsi geçen hisse senetlerinin piyasa değerinin davalıdan tahsilini, bunun da mümkün olmaması halinde satış tarihindeki ödenmeyen hisse bedeli olan 135.000 TL"nin ve sermaye artışı taahhüdü nedeniyle ödenen tutarın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki, görev ve zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, tüm dosya kapsamına göre, davanın şirket hisse devri ve taahhüt edilen sermaye bedelinin ödenmediği iddiasından kaynaklandığı, hem 6102 sayılı ... m.476 (eski ... m.309) delaletiyle ... m.560 (eski ... m.309) hem de 6098 sayılı TBK m. 147/1-4 (eski BK m.126/1-4) hükümlerinde öngörülen zamanaşımına tabi olduğu, 6102 sayılı ... hükümlerinde zamanaşımı süresinin 2-5 yıl, 6098 sayılı TBK’da ise zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, somut olayda 5 yıllık zamanaşımı süresinin dava konusu işlemlerin yapılmış olduğu Mayıs-Haziran 2004 tarihinden itibaren davanın açılmış olduğu 17/03/2015 tarihine kadar geçtiği gerekçesiyle, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve işbu davanın sorumluluk davası olmaması nedeniyle 6102 sayılı ...’nin 476. ve 560. maddelerinin uygulama olanağı bulunmamakta ise de, tarafların dava konusu edilen hisse devrinden önce de şirket ortağı olmaları ve ortaklar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak görülecek davaların 818 sayılı Borçlar Kanunu m. 126 gereğince beş yıllık zamanaşımına tabi bulunmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı tarafın davalının sermaye artışı taahhüdünü ödediği iddiasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davalının ödemesi gereken sermaye artış payının da davacı tarafından 30.06.2004 tarihinde ödendiği ileri sürüldüğüne göre, somut olaya vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Vekaletsiz iş görmeden kaynaklanan alacaklar 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda ayrıca bir süre öngörülmediğinden sözleşmeden doğan alacaklar gibi on yıllık zamanaşımına tabi olup, zamanaşımı da borcun muaccel olduğu tarihden itibaren başlayacaktır. Bu durumda, bütün bu hususlar dikkate alınarak zamanaşımı hususu değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken bu alacak kalemi yönünden de zamanşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.