4. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/2383 Karar No: 2017/5561 Karar Tarihi: 09.10.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/2383 Esas 2017/5561 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2017/2383 E. , 2017/5561 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 06/08/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girmesi nedeni ile davanın görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliğine dair verilen 10/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, taksirle yaralama eylemine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girmesi nedeni ile davanın görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, kendisini taksirle yaralayan davalının ceza mahkemesince cezalandırılmasına karar verildiğini belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı; davacının daha önce açmış olduğu tazminat davasında verilen görevsizlik kararı ile kesin hüküm oluştuğunu, davacının davasının adli yargıda görülme imkanı bulunmadığını, muhatabın idare olduğunu, kesin hüküm, derdestlik itirazında ve zamanaşımı def’inde bulunduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davaya konu olayda davalının görevli bulunduğu sırada görevi nedeniyle gerçekleştirdiği eylem nedeni ile davacının yaralanmasına sebebiyet verdiği, görevli memurun hizmetten ayrılamayan eylemi nedeniyle meydana gelen olayın idarenin hizmet kusuru sayıldığı ve görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğu gerekçesiyle, uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi gereğince, idari yargı yerlerinde ancak ilgili idari kuruluş dava edilebilir. Bu yasal düzenlemeye göre, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri aleyhine idare mahkemelerinde dava açılamaz. Şu halde, davacı davasını gerçek kişi olan davalıya yönelttiğine göre, davanın görüm ve çözüm yeri adli yargıdır. Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 13/1. maddesi gereğince; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zarardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabileceğine göre; davalıya husumet tevcih edilmesi doğru değildir. Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek değerlendirme yapılıp karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.