
Esas No: 2018/5292
Karar No: 2022/2874
Karar Tarihi: 20.04.2022
Danıştay 8. Daire 2018/5292 Esas 2022/2874 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2018/5292 E. , 2022/2874 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/5292
Karar No : 2022/2874
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) … Üniversitesi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olan davacı tarafından, 2011 yılında doçentlik başvurusu yapmasından itibaren Ana Bilim Dalı Başkanı ve aynı bölümde görev yapan diğer iki öğretim görevlisi tarafından kendisine sürekli olarak psikolojik taciz (mobbing) uygulandığı iddiasıyla toplam 200.000,00TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ve soruşturma dosyasındaki tanık ifadelerinden, davacıya davalı üniversitede görev yapan üç hocanın, bulundukları statüleri kullanarak psikolojik taciz (mobbing) uyguladıklarının anlaşıldığı, uygulanan psikolojik tacize yönelik işlem veya eylem yapılması talebiyle davacı tarafından beş ayrı tarihte dilekçe verilmesine rağmen davalı idarece durumun düzeltilmesi amacıyla herhangi bir işlemin yapılmadığının görülmüş olması karşısında, davacıya yapılanların kamu hizmetiyle ayrılamaz nitelikte olduğu ve hizmet kusuru oluşturduğu anlaşıldığından, bu süre içerisinde duyduğu elem ve ızdırabın karşılığı olarak takdiren 30.000,00 TL manevi tazminatın davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı vekili tarafından, müvekkilinin mobinge maruz kaldığına dair davalı idare verdiği dilekçeler sonucunda ilgili kişiler hakkında açılan disiplin soruşturmasında soruşturmacı tarafından mobingin varlığı tespit edilerek kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesi önerilmesine rağmen davalı idarece herhangi bir işlem uygulanmadığı, görev yaptığı bölümdeki anabilim dalı başkanının hakkında haksız ithamlarla doçentlik almasını engellediği,… Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'nda alınan sağlık raporunda müvekkilinin ruhsal travma bulgularının aktarmış olduğu çalıştığı işyerinde psikolojik şiddet ve yıldırma davranışlarına maruz kalma öyküsü ile uyumlu bulunduğuna dair rapor düzenlendiği, dolayısıyla dosya kapsamında müvekkilinin mobinge maruz kaldığının sabit olmasına mahkemece karar verilmesine rağmen belirleenen manevi tazminat miktarının yeterli olmadığı, öte taraftan faiz başlangıcının idareye başvuru tarihi olması gerekirken Mahkemece dava tarihinden itibaren uygulanmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek davanın kısmen ret edilen kısmı yönünden bozulması istenilmiştir.
Davalı idare vekili tarafından, davacının iddia ettiği gibi kendisine karşı keyfi veya haksız herhangi bir uygulamanın yapılmadığı, tazminat sorumluluğunun doğabilmesi için ortada davalı idareye yükletilecebilecek bir kusurun bulunmasının zaruri olduğu, müvekkil idare işlemini ağır hizmet kusuru ile sakat veya kasten davacıya zarar verme amacıyla tesis edilmiş bir işlem olarak değerlendirmenin mümkün olmadığı, dolayısıyla davalı idarelerin hukuka aykırı bulunan her işlemi için maddi ve manevi tazminat ödenmesi olanagı bulunmadığı belirtilerek davacının temyiz isteminin reddi ile davanın kısmen kabulüne yönelik kısmının bozulması gerektiği belirtilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. Kesin olarak, 20/04/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
(X)- Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, her ne kadar davacının birlikte görev yaptığı anabilim dalı başkanı hakkında 5 kez şikayet dilekçesi verdiği ve verdiği dilekçeler üzerine davalı idarece başlangıçta herhangi bir işlem yapılmadığı görülse de; bu hususun tek başına davacıya mobing yapıldığı anlamına gelmeyeceği, diğer bir ifadeyle davacıya görev yaptığı birimde mobing uygulandığına dair somut, net ve inandırıcı deliller bulunmaması sebebiyle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile idare mahkemesi kararının kısmen kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşüncesiyle oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.