11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/8476 Karar No: 2018/1739 Karar Tarihi: 27.02.2018
Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/8476 Esas 2018/1739 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, Vergi Usul Kanunu'na muhalefet suçundan hüküm giymiştir. Ancak, mahkeme kararı, maddi konusunun fatura olması gerektiği ve faturaların vergi kanunlarına uygun olup olmadığına ilişkin yeterli araştırma yapılmadan verilmiş olduğu için bozulmuştur. Karara göre, faturaların Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesi gerekmekte, gerçekliğinin tespiti için öncelikle fatura asıllarından kanaat oluşturulması, şirketler hakkında karşıt inceleme yapılması, mal ve para akışını gösteren belgelerin incelenmesi, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yapılması gerekmektedir. İlgili kanun maddeleri Vergi Usul Kanunu'nun 227. ve 230. maddeleri olarak belirtilmiştir. Ayrıca, TCK'nın 53. maddesi Anayasa Mahkemesi kararı nedeniyle yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
11. Ceza Dairesi 2017/8476 E. , 2018/1739 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
Adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması gerektiği ve aynı takvim yılı içerisinde birden fazla fatura düzenlemesi sebebiyle TCK’nın 43. maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 1-Sahte fatura düzenlemek suçunun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de, faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; öncelikle suça konu fatura asıllarından her bir takvim yılı için kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, sanığın düzenlemiş olduğu faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığının ilgili vergi dairelerinden sorulması, yapılmış ise vergi raporlarının dosya arasına alınması, bu şirket yetkilileri hakkında sahte fatura kullanmaktan dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları kullanan mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması ve toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı; 2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.