3. Hukuk Dairesi 2017/8235 E. , 2018/186 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının kiracı olduğu ve yanındaki dükkanları 16.04.2014 tarihinde satın aldığını, davacı şirketin mobilya mağazası işlettiğini, dava konusu taşınmaz ve yanındaki taşınmazları birleştirerek mobilya teşhir mağazası ve deposu olarak kullanacağını, bu nedenle iktisap ve ihtiyaç nedeniyle kiralananın tahliye edilmesinin 12.05.2014 tebliğ tarihli ihtarname ile davalıya bildirildiğini, ihtiyacının gerçek ve samimi olup dava konusu dükkanının cadde üzerinde ve yapılacak işe uygun olduğunu belirterek kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu taşınmazın yapılacak işe uygun olmadığı, davacının halen depo olarak kullandığı yere eşdeğer olmadığı ancak küçük mobilyaların depo edilebileceği gerekçesiyle, ihtiyaç iddiasının gerçek, samimi ve zorunlu olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Borçlar Kanununun 350/1 maddesine göre konut ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davalarında tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.
Somut olayda; Dava konusu taşınmazın davacı tarafından 16.04.2014 tarihinde satın alındığı ve 12.05.2014 tebliğ tarihli ihtar ile ihtiyaç nedeniyle tahliyesinin talep edildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı şirket 22.12.2014 tarihinde açmış olduğu işbu dava ile satışını yaptığı mobilya mağazası eşyalarının teşhiri ve depolanması için kullanacağı bir depo ve teşhir mağazasına ihtiyacı bulunduğunu, satış mağazasına yakın ve cadde üzerinde olması nedeniyle uygun taşınmazın dava konusu taşınmaz olduğunu belirterek işyeri ihtiyacı sebebiyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazın hemen yanında bulunan aynı tarihte satın alınan taşınmaza ilişkin olarak 01.01.2015 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığı, davacının halen kiracı olarak kullandığı satış mağazasının ve deposunun dava konusu taşınmaza göre daha büyük ve avantajlı olduğu ve tahliye tehditi altında olmadığı belirtilerek ihtiyacın samimi olmadığı açıklanmış ise de ; davacı, tahliye davasının uzun sürme ihtimali ve taşınmazların birleştirilmeden kullanılamayacağından dava konusu taşınmazın yanında bulunan ve halen lokanta olarak kullanılan taşınmazın kira süresinin uzatıldığını ancak, bahsi geçen kiracıdan yazılı tahliye taahüdü aldığı gibi, kiracı ile istendiği zaman tahliye edileceği konusunda tarafların tam bir mutabakatının olduğunu bildirmiş, ve yazılı tahliye taahüdünü dosyaya sunmuştur. Davacının yargılamadaki beyan ve dilekçelerinden halen kirada mobilya satış mağazası olarak kullandığı iş yerini ve deposunu kapatmayacağı, buradaki faaliyetlerini sürdüreceği, kiralanana ise depo, teşhir ve satış yeri olarak ihtiyacının bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın yanında bulunan ve birleştirilerek kullanılacağı beyan edilen dükkanın kira süresinin uzatılması ise, taşınmaz hakkında yazılı tahliye taahhüdü alınması ve istendiği zaman çıkacağı şeklinde anlaşma yapılması karşısında ihtiyacın samimi olmadığını göstermez. Kaldı ki iş bu tahliye davasının yargılama süreci boyunca bahse konu taşınmazın boş olarak bekletilmesi de beklenilemez. Bu durumda, dosyada mevcut deliller karşısında davacının işyeri ihtiyacının gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle Mahkemece, kiracı olan davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesi gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün davacı taraf yararına HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.