Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/13740
Karar No: 2015/16500
Karar Tarihi: 19.11.2015

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/13740 Esas 2015/16500 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, tefecilik suçundan verilen beraat ve mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde, suçun yalnızca bir kişiye ödünç para verilmesiyle oluştuğunu ve zincirleme olarak işlenmesinin mümkün olduğunu belirtti. Sanık hakkında mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da zincirleme suçun uygulanabileceğine dikkat çekti. Dosyada yer alan iddialar arasında sanığın faiz karşılığı borç para verdiğinin iddia edilmediği, ancak M.. B..'in ifadesinde sanıktan faiz karşılığında borç para aldığını beyan etmesi nedeniyle sanık hakkında tefecilik suçu nedeniyle kamu davası açılıp açılmadığının araştırılması gerektiği vurgulandı. Kararda, Türk Ceza Kanunu'nun 5237 sayılı Madde 241 ve Madde 43 ile ilgili açıklamalara yer verilmiştir.
5. Ceza Dairesi         2013/13740 E.  ,  2015/16500 K.
  • SANIĞIN FAİZ KARŞILIĞI BORÇ PARA VERMESİ
  • TEFECİLİK
  • DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 241
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 43

"İçtihat Metni"

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık hakkında tefecilik suçundan verilen davanın reddine dair hükmün temyiz incelemesinde;
Gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen davanın reddine dair hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında tefecilik suçundan verilen beraat ve mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 241. maddesinde atılı suçun; "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,..." biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde bulunduğu, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen "Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır." hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu, aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında önemli miktarlardaki paranın karşılıksız verilmesinin de hayatın olağan akışına ve genel hayat tecrübelerine uygun düşmediği anlaşılmakla;
Salihli Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05/03/2010 ve 03/03/2011 tarihli iddianamelerde sanığın M.. B.."e faiz karşılığı borç para verdiğinin iddia edilmediği ancak dosya kapsamında mevcut M.. B.."in kollukça alınan 25/01/2011 tarihli ifadesinde sanıktan faiz karşılığında borç para aldığını beyan etmesi karşısında, sanık hakkında anılan şahsa yönelik tefecilik suçu nedeniyle kamu davası açılıp açılmadığı araştırılarak, dava açılmış ve karar kesinleşmemişse davaların birleştirilmesi cihetine gidilmesi, hükme bağlanmış ise onaylı suretlerinin denetime olanak verecek şekilde dosya içine getirtilmesi, dava açılmamış ise söz konusu eylemler nedeniyle sanık hakkında suç duyurusunda bulunulması ve kamu davası açılması halinde iş bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmesi, iddianame tarihlerine göre hukuki kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediği ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi