17. Ceza Dairesi 2019/7734 E. , 2019/9893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm ile 28/09/2012 ve 23/06/2015 tarihli ek kararlar temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suçun tarihine göre dosya görüşüldü:
21.10.2011 tarihinde, sanığın, yokluğunda verilen kararın mahkemeye bildirdiği adrese tebliğe çıkarıldığı ve tebligatın 22.11.2011 tarihinde muhatapla aynı konutta oturan eşine tebliğ edildiği, mahkemece kararın 30.11.2011 tarihinde kesinleştirildiği, sanığın 26.09.2012 havale tarihli dilekçesi ile “hakkındaki mahkumiyet kararının kendisine tebliğ edilmediğini,itiraz hakkını kullanabilmek için kararın kendisine tebliğ edilmesini istediğini” belirtmesi üzerine, mahkemece 28.09.2012 tarih ve 2011/189 Esas 2011/458 sayılı ek karar ile temyiz talebinin reddine karar verildiği, ancak dosya arasında bulunan infaz kurumu müdürlüğünden gönderilen 10.10.2012 tarihli müzekkere cevabının incelenmesinde mahkemenin 28.09.2012 tarihli ek kararının cezaevinde olan sanığa 5271 sayılı CMK"nın 35/son maddesi uyarınca kendisine okunup anlatılmadan tebliğ edilmesi nedeniyle usulüne uygun olmadığı ve kararı öğrenmesinden itibaren süresi içerisinde temyiz talebinde bulunduğundan Kocaeli 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2012 ve 23.06.2015 tarihli ek kararları kaldırılarak yapılan yapılan incelemede;
Sanığın inşaat alanı içerisinden inşaat malzemesi çalmak şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK’nın 142/1-e maddesinde düzenlenen suça uyduğu gözetilmeksizin, TCK’nın 142/1-b maddesinin uygulanması sonuç ceza değişmediğinden bozma sebebi yapılmamıştır.
Hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı CMK"nın 324/4. maddesine atıfta bulunan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20,00 TL"den az olduğu halde yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıktan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin miktarından az olması halinde Devlet hazinesi üzerinde bırakılmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görüldüğünden tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrasına göre, uzun süreli hapis cezası ertelenenler hakkında, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğu uygulanamayacağının gözetilmemesi,
2-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedenleri ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 Sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Yasanın 53/1-c. maddesindeki kendi altsoyu yönüyle hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin bölümün ve “5237 sayılı TCK"nın 53/1-b bendinin uygulanmasına” ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle,usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.