20. Hukuk Dairesi 2016/6937 E. , 2018/1159 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Yayık köyü 173 ada 10 parsel sayılı 37993,16 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden susuz tarla niteliğinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, adına tapu kayıtları bulunduğu gibi, zilyetlik koşullarının da oluşmadığı iddiasıyla dava açmış, Orman Yönetimi ise, kısmen orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece, Hazinenin davasının reddine, katılan ... Yönetiminin davasının kabulüne ve dava konusu parselin (A) ile gösterilen 11010,03 m2 yüzölçümündeki bölümünün orman niteliği ile Hazine adına (B) ile gösterilen 26983,13 m2 bölümünün ise tespit gibi davalı gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davacı Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29/05/2006 tarih ve 2006/6967-7444 E.K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ”Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı uygulaması sonucu dava konusu 173 ada 10 sayılı parselin (A) ile gösterilen 11010.03 m2 yüzölçümündeki bölümünün orman sayılan, (B) ile gösterilen 26983,13 m2 yüzölçümündeki bölümünün ise orman sayılmayan yerlerden olduğunu, açıkladığı halde, iade üzerine kadastro paftası ile memleket haritası ölçekleri denkleştirilerek birbirleri üzerine aplike edilmek suretiyle düzenlediği ek raporda anılan parselin (A) ile gösterilen 17987.009 m2 yüzölçümündeki bölümün orman sayılan, (B) ile gösterilen 9660.821 m2 ve (C) ile gösterilen 10340.542 m2 yüzölçümündeki bölümlerinin ise orman sayılmayan yerlerden olduğunu açıklamıştır. Ormancı bilirkişinin düzenlediği rapor ve ek rapor birbiriyle çelişkili olduğu gibi, hükme dayanak alınan rapor memleket haritası ile kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek birbiri üzerine aplike edilmediği için de denetlenememektedir. Bu nedenle, zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı iddiası da bulunan Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Denetlenemeyen bilirkişi rapor ve haritasına dayanılarak hüküm kurulamaz."" denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak, Maliye Hazinesini temsilen, Kulp Mal Müdürlüğü tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davasının reddine, müdahil davacı ... Müdürlüğünün açmış olduğu davanın kabulü ile; dava konusu Kulp ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde kain 173 ada 10 no"lu 37993,16 m2 yüzölçümündeki parsel hakkında tanzim edilen kadastro tespit tutanağının iptali ile; keşfe katılan fen bilirkişisi Şaban Yaman tarafından
tanzim olunan 27/05/2015 havale tarihli bilirkişi raporu ve ekli krokisinde (A) harfi ile göstermiş olduğu 16559,81 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 173 ada 10 parsel numarası ile orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile göstermiş olduğu 21433,35 m2"lik taşınmazın tespit gibi 173 ada son parsel numarası verilerek davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 173 ada 10 parsel sayılı taşınmazın (B) harfli bölümünün orman sayılmayan yerlerden olup, davalılar lehinede zilyetlik ile kazanım koşulları oluştuğu ve davacı Hazinenin dayanağı tapu kaydının da dava konusu 173 ada 10 parsel sayılı taşınmaza uymadığı belirlenerek hüküm kurulmuş olduğuna göre, mahkemece davanın kısmen kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; hüküm yerinde tespitin iptali yerine, tespit tutanağının iptaline karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 4. bendindeki “...kadastro tespit tutanağının iptali ile” ibaresi kaldırılarak, bunun yerine “... kadastro tesbitinin iptali ile” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 19/02/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.