6. Ceza Dairesi 2017/56 E. , 2017/907 K.
"İçtihat Metni"
Mağdur ...’a yönelik eylemleri nedeniyle sanık ... hakkında Beraat, sanıklar ... ... ve ... ... hakkında ayrı ayrı TCK.149/1-a,c, 62, 53. maddeleri uyarınca 9 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve yoksunluğa ilişkin İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 05.04.2012 gün 2012/172 Esas, 2012/63 Karar sayılı hükmün sanıklar ... ... ve ... ... savunmanları ile o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesi 03.03.2014 tarih ve 2013/29674 esas, 2014/4053 karar sayı ile;
“Sanık ... hakkında yağma suçu nedeniyle verilen beraat kararına yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Yakınan gündüz vakti ... bölgesinde Haliç tersanesi önündeki alt geçitten karşıya geçmek için merdivenlere yöneldiğinde, önünde yürüyen bir şahsın aniden dönerek bıçak dayadığını, merdivenlerin alt ve üst kısmında iki kişinin daha belirip malını zorla aldıklarını, merdiven altındaki şahsı tam göremediğini beyan ettiği,
Sanık ..."ın başka bir yağma olayından yakalandığı,
Sanık ... Avukat huzurunda bu suçu kabul ile suç arkadaşları ... ve ... isimlerini de bildirdiği, sanık ... aşamalarda bu beyandan dönmekle birlikte Mart 2006"da sanık ..."in Küçükçekmece"deki yakınlarında kaldığını açıkladığı,
Mağdurun 02.04.2006 tarihinde canlı ve çoklu ortamda sanık ... ..., 02.04.2006 tarihinde gıyapda resimden sanık ...... ... teşhis ettiği, olayın akabinde de tam göremediğini ifade ettiği kişinin sanık ... olup olmadığını bilemediğini ancak, yağma olayının üç kişi tarafından gerçekleştirildiği beyanı ile bu anlatımını her aşamada yenilediği, sanık ... Avukat huzurunda alınan 02.04.2004 tarihli beyan ve mahkeme aşamasında ise sanık ... sanık ... ile olan sosyal ilişkisine yönelik açıklaması dikkate alındığında, sanık ... olayın hemen akabinde alınan beyanında sanık ..."e suç atmasını gerektiren bir hal olmadığı, yakınanın olayın etki ve korkusu ile olaydaki üçüncü kişiyi tam göremediği için teşhis edememesinde bu anlamda, sanık ..."in suçun faili olmadığını göstermeyeceği dikkate alınmadan yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir” şeklinde bozulmasına oybirliği ile karar verilmiştir.
Bozma sonrası İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.10.2014 tarih ve 2014/256, 2014/268 sayılı kararı ile;
“Mağdur suç tarihi 21/02/2006 olan iddianamesi 10/04/2006"da tanzim edilen davada 26/04/2011 tarihinde sanık ile karşılaşmıştır. Buna rağmen huzurda bulunan diğer sanıklardan ... hiç tereddüt göstermeden olayda olduğunu belirtirken, huzurda bulunan sanık ..."i olay yerinde hatırlamadığını söylemiştir. Mağdur bunu söylerken tereddüt dahi göstermemiştir. Fotoğraf teşhislerinin ne kadar güvenilir olduğu şüphelidir. Özellikle polisin teşhis için aldığı fotoğrafa bakarak teşhise güvenmek yıllar sonra olsa dahi canlı teşhise tercih etmek mümkün değildir.
Mahkememizin başka dava dosyalarında mağdurun duruşmadaki beyanı aksine karar verdiği olmuştur, ancak bu mağdurun beyanı, anlatımı, olayların gelişimi özellikle sanıkların etkisi altında kalıp açıkça olmasada, şikayetçi olmadığını, huzurdaki kişinin sanık olmadığını ifade eden mağdurların kendisinin yaşadığı baskıyı belli ettiği durumlarda olmuştur. Davamıza konu olayda mağdur şikayetini geri alması için bir baskıya maruz kalmamıştır. Zaten İstanbul dışında yaşayan, TSK"da subay olarak görevli olan mağdurun baskıyla veya yalvarma ile beyanını değiştirecek hali yoktur. Bu nedenlerle mağdurun duruşmadaki beyanına itibar edilmiştir.
Hakkında karar kesinleşen sanık ... ... beyanına gelince; hakkında mahkememiz dışında Beyoğlu 1. ACM tarafından verilmiş adam öldürmeye teşebbüs, yağma suçlarından kesinleşen cezaları olan Yüksel"in hazırlık savunmalarında sanık ... ile tanışmış, onu tanımış olması mutlaka beraber suç işleyecekleri manasına gelmez.
Mağdurun kendisine karşı eylemde bulunanların üç kişi oldukları ve ... kesinlikle bulunduğu teşhisinden sonra; ... olaya gerçekten katılan üçüncü kişinin ceza görmesini önlemek, soruşturmayı savsatmak amacı ile sanık ..."in adını vermesi mümkündür. Bu durum,... ......... adını vermesinin ona suç atmasının gerekçesidir. Tabiki ismini bildiği bir kişinin adını verecektir. Suçluların suç ortaklarını gizlemek için kendilerini kolayca aklayabileceklerini bildikleri kişilerin ismini vererek soruşturmayı inandırıp kovuşturma aşamasında beyanlarından vazgeçmeleri ve suçlanan üçüncü kişinin gerçekten olay yerinde olmadığı için bu durumu kolaylıkla ispatlaması görülmeyen bir şey değildir. ... bu sayede üçüncü kişiyi yargılamadan kurtarmıştır.
Mahkememiz yukarıda açıklanan gerekçeler ile mağdur ..."ın beyanlarına itibar edip, hakkındaki ceza kararı kesinleşen sanık ... hazırlıktaki beyanlarına itibar etmediği için mahkememiz önceki sanık ... yönünden beraat kararında ısrar edip, yeniden beraat kararı vermiştir.” gerekçesi ile ilk hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Bu hükmün o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "bozma" istekli 16.10.2015 gün ve 2014/402713 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilen dosya;
5271 sayılı CMK"nın 307/3. madde ve fıkrasının 2. cümlesini değiştiren ve geçici 10.maddesini düzenleyen, 02/12/2016 gün, 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 36. maddesi uyarınca; "Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gelen ve henüz karara bağlanmamış olan dosyaların, öncelikle kararına direnilen Daire tarafından incelenmesinin zorunlu kılınması karşısında;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanlığının 07/12/2016 gün, 2015/883 Esas ve 2016/1081 sayılı kararı ile Dairemize gönderilen dosya, yeniden incelenerek değerlendirilmiş ve karara bağlanmıştır.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Oluş ve dosya kapsamına göre, sanık ... hakkında verilen beraat kararının, gerekçe ve sonuçları itibariyle yerinde görülmediğinden bozulmasına dair,
Dairemizin 03.03.2014 tarih ve 2013/29674 esas, 2014/4053 sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.10.2014 tarih ve 2014/256-2014/268 sayılı ilamındaki direnme kararı yerinde görülmediğinden,
CMK"nın 307/3.maddesi gereğince, mahkemenin direnme kararı konusunda karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 18.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.