17. Ceza Dairesi 2018/7347 E. , 2019/9890 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihlerine göre dosya görüşüldü:
I) Sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
5237 sayılı TCK"nun 43/1. maddesinde bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı suçun birden fazla işlenmesi zincirleme suç olarak kabul edilmiştir. Bu maddenin uygulanabilmesi için; a)Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi, b)İşlenen suçların mağdurunun aynı kişi olması, c)Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir. Aynı TCK"nun 43/2. maddesinde de aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda aynı hükmün uygulanacağı belirtilmiştir. Somut olayda 5237 sayılı TCK’nun 141/1. maddesinde düzenlendiği gibi hırsızlık suçu zilyede karşı işlenen suçlardan olmasına göre, suça konu farklı adreslerde bulunan A 101 ve BİM marketlerinin zilyetleri farklı kişiler olup, olayda farklı adreslerdeki A 101 marketlerine yönelik iki ayrı, yine farklı adreslerdeki BİM marketlerine yönelik iki ayrı suç oluştuğu gözetilmeden A 101 marketine yönelik tek suç ve BİM markete yöenlik tek suç işlendiğinden bahisle TCK’nun 43. maddesi uygulanarak, sanıklar hakkında eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2- Suçu birlikte işleyen sanıklardan neden oldukları yargılama giderlerinin “Ayrı ayrı” yerine, “Eşit olarak” alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ..."in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; TCK"nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların hükümlerden çıkarılması ile yerlerine TCK"nun 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına ibareleri eklenmek; hüküm fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin kısım çıkarılarak yerine “Sebebiyet verdikleri yargılama giderinin sanıklardan payları oranında ayrı ayrı alınarak hazineye gelir kaydına” cümlesinin yazılması sureti ile eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II) Sanık ... hakkında hırsızlık suçlarından ve sanık ... hakkında başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
1-Sanık ..."ın kovuşturma aşamasındaki beyanında, kendisine ait kimlik bilgilerinin ... isimli şahıs tarafından kullanıldığını, kendisinin Alaşehir"de hiçbir zaman bulunmadığı ve ifade vermediğini beyan ettiği, ... hakkında sanık ..."ın kimlik bilgilerinin kullanılması suçuna ilişkin olarak İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/538 Esas ve 2015/113 Karar sayılı kararı ile ... hakkında mahkumiyet kararı verildiği ve yine dosya içerisinde mevcut Salihli İlçe Emniyet Müdürlüğü"nün 03.07.2014 tarihli yazısı ile suç tarihi olan 30.09.2013 günü ..."ın kimlik bilgilerini kullanan şahsın, yapılan parmak izi çalışması üzerine ... olduğunun tespit edildiğinin belirtilmesi karşısında, sanığın atılı suçlardan beraati yerine delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 268/1. maddesinde yer alan “İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır” düzenlemesi nazara alındığında dava konusu olayda sanık ..."ın araç kiralama sırasında ..."ın kimlik bilgilerini vermekten ibaret eyleminde başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı ancak sanığın eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturma ihtimali dahilinde, kiralama sözleşme aslının dosyada bulunmaması ve mahkemece belgeyle ilgili bir inceleme yapılmadığının anlaşılması karşısında, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, kiralama esnasında sanığın herhangi bir sözleşme imzalayıp imzalamadığı, sözleşme mevcut ise suça konu belge aslı celp edilerek incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması, aldatma özelliğinin oluşup oluşmadığı karar yerinde tartışılıp değerlendirildikten sonra sanık ..."ın hukuki durumu ve suçun niteliğinin değerlendirilmesi gerekirken eksik soruşturma ve kovuşturmaya dayalı olarak sanık hakkında yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
3-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-Suçu birlikte işleyen sanıklardan neden oldukları yargılama giderlerinin “Ayrı ayrı” yerine, “Eşit olarak” alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
5- 5237 sayılı TCK"nun 43/1. maddesinde bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı suçun birden fazla işlenmesi zincirleme suç olarak kabul edilmiştir. Bu maddenin uygulanabilmesi için; a)Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi, b)İşlenen suçların mağdurunun aynı kişi olması, c)Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir. Aynı TCK"nun 43/2. maddesinde de aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda aynı hükmün uygulanacağı belirtilmiştir. Somut olayda 5237 sayılı TCK’nun 141/1. maddesinde düzenlendiği gibi hırsızlık suçu zilyede karşı işlenen suçlardan olmasına göre, suça konu farklı adreslerde bulunan A 101 ve BİM marketlerinin zilyetleri farklı kişiler olup, olayda farklı adreslerdeki A 101 marketlerine yönelik iki ayrı, yine farklı adreslerdeki BİM marketlerine yönelik iki ayrı suç oluştuğu gözetilmeden A 101 marketine yönelik tek suç ve BİM markete yöenlik tek suç işlendiğinden bahisle TCK’nun 43. maddesi uygulanarak, sanıklar hakkında eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin ve sanık ..."ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 26/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.