Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/6258 Esas 2019/3282 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6258
Karar No: 2019/3282
Karar Tarihi: 23.05.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/6258 Esas 2019/3282 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacılar, mirasçılar arasındaki mal paylaşımında babalarının dava dışı kişilere sattığı taşınmazların bedelinin davalının hesabına yatırıldığını iddia ederek, miras paylarına karşılık 10.000 TL tazminat talep etmiştir. Ancak deliller yetersiz olduğu için mahkeme davayı reddetmiştir. Temyiz edilen karar bozulmuş ve davacıların temyiz itirazı reddedilirken, davalının temyiz itirazı kabul edilerek kararın bozulması kararlaştırılmıştır. Bu kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. Maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesi uyarınca herkesin iddiasını ispatla mükelleftir denilerek, davacıların iddialarının yeterince ispat edilemediği belirtilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2016/6258 E.  ,  2019/3282 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

    Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan ...’in maliki olduğu ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını ölümünden kısa bir süre önce dava dışı ...’a satış suretiyle devrettiğini, satış bedellerinin tamamının davalı oğlunun banka hesabına yatırıldığını, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi terekesinden de para çıkmadığını, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla miras paylarına karşılık 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemişlerdir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."in maliki olduğu ... ada ... ve ... parsel (tevhid-ifraz işlemleri sonrası ... ada ... ve ... parsel) sayılı taşınmazlarını 11.02.2010 tarihinde dava dışı ..."a, ..."in de 22.04.2010 tarihinde dava dışı ..."a satış suretiyle temlik ettiği, 1933 doğumlu murisin 14.07.2010 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak tarafların kaldıkları, başkaca mirasçının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
    Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacılar, mirasbırakana ait ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların satışından elde edilen paranın davalının banka hesabına yatırıldığını ileri sürüp bu bedelden miras paylarına isabet eden miktarın davalıdan tahsilni istemişlerdir.
    Somut olayda, mirasbırakana ait dava konusu ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların 11.02.2010 tarihinde murisin bizzat katılımı ile dava dışı ..."a satış suretiyle temlik edildiği, aynı güm davalının Ziraat Bankası hesabına 135.000,00 TL yatırıldığı sabittir.
    Geri çevirme yoluyla ilgili bankadan bu paranın kim tarafından davalının banka hesabına yatırıldığı sorulmuş, ilgili banka, anılan paranın kim tarafından yatırıldığının saptanamadığını bildirmiştir. Mahkeme ise davalının hesabına yatırılan paranın, yukarıda belirtilen çekişme konusu taşınmazların satışının yapıldığı gün davalının hesabına yatırılmasını delil olarak kabul etmiş ve bu nedenle de davayı kabul etmiştir. Oysa varsayıma dayalı hüküm verilemeyeceği kuşkusuzdur. Davalı hesabına yatırılan 135.000,00 TL"nin mirasbırakana ait dava konuısu taşınmazların satışından elde edilen para olduğu usülunce kanıtlanmış değildir.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.