Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2022/539
Karar No: 2022/4991
Karar Tarihi: 20.04.2022

Danıştay 6. Daire 2022/539 Esas 2022/4991 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/539 E.  ,  2022/4991 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2022/539
    Karar No : 2022/4991

    TEMYİZ EDEN TARAFLAR : I- (DAVACILAR)
    1- …
    2- …
    VEKİLLERİ : Av. …

    II- (DAVALILAR)
    1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    2- … Belediye Başkanlığı - …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF : 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    2- … Belediye Başkanlığı
    3- …
    4- …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin 05/10/2021 tarih ve E:2021/88, K:2021/1595 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Mersin İli, Yenişehir İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın mevcut imar planında 5 yıldan daha fazla süreyle kullanım fonksiyonunun ''Belediye Hizmet Alanı'' (sonrasında Park Alanı) olması ve kamulaştırılmaması nedeniyle 30.000,00-TL (ıslah sonrası 1.207.010,18-TL) kamulaştırmasız el atma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan itiraz başvurusunun, … Bölge İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile reddedilmesi ve karar düzeltme isteminin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedilmesi sonrasında, davacılar tarafından Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru neticesinde verilen … tarih ve … sayılı kararla Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Mahkememize gönderilmesine karar verilmesi üzerine, yeniden yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne, Mersin İli, Yenişehir İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın toplam arsa değeri bakımından kamulaştırmasız el atma bedeli olan 4.449.489,00-TL'den davacıların hissesine düşen (davacı … için 430.943,59-TL+ davacı … için 776.066,59-TL) toplam 1.207.010,18-TL'nin ilk dava açma tarihi olan 17/04/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce müştereken ve müteselsilen davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca Mahkeme kararına yapılan istinaf başvurularının düzeltilerek reddine, Mahkemece hükmedilen 1.207.010,18-TL tazminatın, dava dilekçesinde belirtilen 30.000,00-TL'si için davanın açıldığı 17.04.2015 tarihinden itibaren, ıslah edilen 1.177.010,18-TL'si için ise ıslah dilekçesinin verildiği 22.10.2020 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalı idarelerce davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
    1-… Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; taşınmazın bölge parkı niteliğinde olmadığı, Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı gereğince sorumluluğun ilçe belediyesinde olduğu, sorumlu idare tespit edilmeden hüküm kurulduğu, imar programı yapma yetkileri bulunmadığı, davacının mağduriyeti söz konusu olmadığı, bedelin hatalı ve fahiş belirlendiği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    2- … Belediye Başkanlığı tarafından; davaya konu taşınmazın 1/1000 ölçekli Revizyon Uygulama İmar Planı ile Rekreasyon Alanı olarak dönüştürüldüğü ve kısıtlılığın kaldırıldığı, onay sürecinin devam ettiği, plan notunda imar hakkı verildiği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    3- Davacılar tarafından; faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği, adil yargılama hakkının ihlal edildiği, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faize hükmedilmesi gerektiği, bedelin düşük belirlendiği, emsalin hatalı belirlendiği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
    1-Davacılar tarafından, davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur.
    2-Davalı İdareler tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Mersin İli, Yenişehir İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın mevcut imar planında 5 yıldan daha fazla süreyle kullanım fonksiyonunun ''Belediye Hizmet Alanı'' (sonrasında Park Alanı) olması ve kamulaştırılmaması nedeniyle 30.000,00-TL (ıslah sonrası 1.207.010,18-TL) kamulaştırmasız el atma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
    İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü yer almaktadır.
    2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile eklenen Ek Madde 1'de; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması hâlinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.
    Birinci fıkra uyarınca dava açılması hâlinde taşınmazın ya da üzerinde tesis edilen irtifak hakkının dava tarihindeki değeri, mahkemece; bu Kanunun 15 inci maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılarak, taşınmazın hukuken tasarrufunun kısıtlandığı veya fiilen el konulduğu tarihteki nitelikleri esas alınmak suretiyle tespit edilir ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine hükmedilir.
    Bu madde kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılacak dava ve takiplerde, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara bu madde hükümleri, kesinleşen ancak henüz ödemesi yapılmayan kararlar hakkında ise geçici 6 ncı maddenin üçüncü, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri uygulanır.
    Bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca ayrılması gereken yüzde iki oranındaki ödenekler, yüzde dört olarak ayrılır. İlave olarak ayrılan yüzde iki oranındaki ödenekler, münhasıran bu ek madde ile geçici 11 inci ve geçici 12 nci maddeler kapsamında yapılacak ödemelerde kullanılır. Yapılacak ödemelerin toplam tutarının ilave olarak ayrılan ödeneğin toplamını aşması hâlinde, ödemeler, en fazla on yılda ve geçici 6 ncı maddenin sekizinci fıkrası hükmüne göre yapılır." hükmüne yer verilmiştir.
    2942 sayılı Kanuna 6745 sayılı Kanunun 34. maddesiyle "Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kalan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar. Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, bu madde kapsamında kalan taşınmazlara ilişkin dava ve takipler hakkında da uygulanır.” hükmünü içeren Geçici 11. madde eklenmiştir.
    ... İdare Mahkemesinin E:... sayısına ve ... İdare Mahkemesinin E:... sayısına kayıtlı dosyalarda, Geçici 11. maddenin; derdest olan davaların esası hakkında karar verilmesini engelleyici bir düzenleme olduğu, mülkiyet hakkı üzerindeki kısıtlamaların daha uzun sürmesine yol açtığı, yargı yetkisinin kullanılmasında genel hukuk ilkelerine uygun olmayan sınırlamalar getirildiği, bu sebeple ilgili kuralın mülkiyet hakkını, hak arama hürriyetini ve hukuk devleti ilkesini zedelediği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 5., 9., 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğundan bahisle itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiş, bu başvurular üzerine Anayasa Mahkemesinin 28.03.2018 tarihli, E:2016/196, K:2018/34 sayılı kararıyla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 6745 sayılı Kanunun 34. maddesi ile eklenen Geçici 11. maddenin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiştir.
    Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli, E:2016/181, K:2018/111 sayılı kararıyla da Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinin birinci fikrasının ilk cümlesi dışındaki kısımların da Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Anayasa Mahkemesince 13.10.2020 tarihli, Başvuru no:2018/25885 sayılı Yusuf Pekinsoy kararında,"Anayasa Mahkemesince 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine dayalı olan müdahalenin kanunilik ölçütünü taşıdığı değerlendirilmiş, ayrıca arazi ve arsaların düzenlemesi sırasında taşınmazın imar durumunun belirlenmesi yönündeki müdahalenin kamu yararına dayalı meşru bir amacının bulunduğu açıklanmıştır (Orhan Sütlü, §§ 28-31). Ölçülülük yönünden yapılan değerlendirmede ise uyuşmazlığa konu taşınmazın sağlık alanı olarak belirlenen imar durumu sonradan özel sağlık alanına dönüştürülerek taşınmazın kamu hizmeti alanına ayrılmasından vazgeçilmiş olduğu ve söz konusu müdahalenin taşınmazın özel amaçlarla kullanımını engellemediği vurgulanmıştır. Diğer taraftan başvurucunun imar planı değişikliğine karşı dava açma imkânının olduğu ve ayrıca imar durumu değiştirilinceye kadar olan dönem için başvuruya konu davada bir tazminat talebinin de bulunmadığı dikkate alınarak müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği kanaatine ulaşılmıştır. Bu sebeple müdahalenin, içerdiği kamu yararı amacı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı ve müdahalenin ölçülü olduğu kabul edilmiştir (Orhan Sütlü,§§ 32-43).
    Somut başvuruda da bu ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla başvurucunun, imar planı değişikliğine karşı dava açma imkânının olduğu ve ayrıca imar durumu değiştirilinceye kadar olan dönem için başvuruya konu davada bir tazminat talebinin de bulunmadığı dikkate alındığında müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği anlaşılmaktadır. Bu durumda müdahalenin içerdiği kamu yararı amacı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı ve müdahalenin ölçülü olduğu değerlendirilmiştir.
    Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir." denilmiştir.
    Yukarıda anılan 13.10.2020 tarihli, Başvuru no: 2018/25885 sayılı Yusuf Pekinsoy kararında Anayasa Mahkemesi, imar planında sağlık alanında olan taşınmazın sonradan imar planında özel sağlık alanına alınması durumunda taşınmazın kamu hizmeti alanına ayrılmasından vazgeçilmiş olduğunu, söz konusu müdahalenin taşınmazın özel amaçlarla kullanımını engellemediğini, diğer taraftan başvurucunun imar planı değişikliğine karşı dava açma imkânının olduğunu, ayrıca imar durumu değiştirilinceye kadar olan dönem için başvuruya konu davada bir tazminat talebinin de bulunmadığı dikkate alınarak müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği kanaatine ulaşmıştır.
    Anayasa Mahkemesinin özel sağlık alanı ile ilgili yukarıda anılan 13.10.2020 tarihli, Başvuru no: 2018/25885 sayılı Yusuf Pekinsoy kararı gözönünde bulundurulduğunda dava konusu taşınmazın yürürlükteki 1/1000 ölçekli uygulama imar planındaki durumunun göz önüne alınarak karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
    Uyuşmazlıkta; davalı idarelerden Yenişehir Belediye Başkanlığı'nın 26.11.2021 tarihli temyiz dilekçesinde, davaya konu taşınmazın … tarih ve … sayılı Mersin Büyükşehir Belediye Meclis kararı ile kabul edilen 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında ''Rekreasyon Alanı'' olarak işaretlendiği, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planına uygun olarak hazırlanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının 01.11.2021 tarih ve 188 sayılı Yenişehir Belediye Meclis Kararı ile kabul edildiği, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında da ''Rekreasyon Alanı'' olarak belirlendiği, onay sürecinin devam ettiği, hazırlanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Plan Notunun B.11.3. maddesinde davaya konu parsele imar hakkı verilerek kısıtlılığın kaldırıldığı, hususlarına yer verildiği görüldüğünden, davaya konu taşınmaza ilişkin güncel mülkiyet durumu ile yine taşınmazın yürürlükte olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planında hangi kullanım alanında kaldığı, imar planı değişikliği varsa, değişikliğe dava açılıp açılmadığı, açılmış ise sonuçlanıp sonuçlanmadığı, imar uygulaması yapılıp yapılmadığının araştırılması sureti ile taşınmaz üzerindeki kısıtlılık durumunun devam edip etmediğinin belirlenmesi, davacı tarafından aynı taşınmaza ilişkin, aynı taleple adli ya da idari yargıda açılmış başkaca bir dava olup olmadığının araştırılması sonrasında elde edilen sonuca göre yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
    Diğer yandan, bozmaya uyulması durumunda yeniden yapılacak yargılamada, davaya konu taşınmazda kısıtlılığın devam ettiğinin tespiti halinde, imar planında belirlenen kullanım şekillerine göre ayrı ayrı hangi idarelerin görev ve sorumluluğunda oldukları, yatırımcının hangi idareler olduğu, kamulaştırmanın ayrı ayrı hangi idarelerin yetkisinde olduğu araştırılarak, husumetin araştırma sonucuna göre sadece kamulaştırmadan sorumlu idareye/idarelere yöneltilerek karar verilmesi (sorumluluğu bulunmayan idarenin/idarelerin husumetten çıkarılması) gerekmektedir.
    Bu itibarla, davanın kabulüne ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 20/04/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi