Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2022/2454
Karar No: 2022/5056
Karar Tarihi: 20.04.2022

Danıştay 6. Daire 2022/2454 Esas 2022/5056 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/2454 E.  ,  2022/5056 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2022/2454
    Karar No : 2022/5056

    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) ...Köyü Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği
    VEKİLİ : Av. ...

    2- (DAVALI) ...Bakanlığı - ...
    VEKİLİ : Av. ...

    KARŞI TARAF : 1- ...Bakanlığı
    2- ... Köyü Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği

    İSTEMİN KONUSU : ...İdare Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararın esasa ilişkin kısmının davacı tarafından, vekalet ücretine ilişkin kısmının ise davalı tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ:
    Dava konusu istem: Trabzon İli, Hayrat İlçesi, ...Mahallesi Mevkii'nde ...Maden Enerji İnşaat Taahhüt Nakliyat Turizm Yemek Temizlik Güvenlik Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan ...ruhsat numaralı "A Grubu Andezit-Bazalt Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Projesi"ne ilişkin olarak davalı idarece verilen ...tarih ve ...sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararının iptali talep edilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dava konusu işlemin 26/12/2018 - 10/01/2019 tarihleri arasında Hayrat Kaymakamlığı ilan panosunda, 26/12/2018 - 17/01/2019 tarihleri arasında da Hayrat Belediye Başkanlığı tarafından hoparlör ile ilan edildiği ve yapılan bu ilanlara ilişkin olarak da ilan tutanaklarının düzenlendiği, bu durumda; dava konusu işlemin, ilgili yerleşim birimlerinde usulüne uygun olarak ilan edildiği, kaldı ki ÇED sürecinde mahalle halkı tarafından söz konusu projeye ilişkin görüş ve önerilerin mahalle muhtarı aracılığı ile başvurulmak suretiyle dile getirildiği, dolayısıyla gerek projeden gerekse bu projeye ilişkin olarak verilen ÇED Olumlu Kararından aradan geçen zamana rağmen daha önce haberdar olunmadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu sebeple de en geç askı ilan tarihlerinin bitiminden itibaren 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca 30 gün içinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 03/01/2022 tarihinde dava açıldığı anlaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.


    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; projeden etkilenecek olan ...Köyü'nde dava konusu işleme ilişkin hiçbir ilan/tebliğ yapılmadığı, dava konusu işlemden davacı dernek üyesinin başvurusu üzerine haberdar olunduğu, Kaymakamlık ve Belediye Başkanlığı tarafından ilan yapılmış olsa bile, bu durumdan hiçbir şekilde haberdar olunmadığı belirtilerek, hukuka aykırı olan Mahkeme kararının bozulması gerektiği iddia edilmiştir.
    Davalı tarafından ise; idare lehine vekalet ücretine hükmedilmediği belirtilerek, kararın bu kısım yönünden bozulması gerektiği iddia edilmiştir.

    SAVUNMALARIN ÖZETİ : Davalı idare tarafından; davacının temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuş, davacı tarafından ise savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Davacı derneğin, dava konusu işlemle meşru, güncel ve kişisel bir menfaati olmadığı, dolayısıyla dava açma ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından, süre aşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının bozularak, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A-2(i) maddesi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Trabzon İli, Hayrat İlçesi, ...Mahallesi Mevkii'nde ...Maden Enerji İnşaat Taahhüt Nakliyat Turizm Yemek Temizlik Güvenlik Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan ...ruhsat numaralı "A Grubu Andezit-Bazalt Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Projesi"ne ilişkin olarak davalı idarece verilen ...tarih ve ...sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı üzerine, bakılmakta olan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 125. maddesinde; "... idari işlemlere karşı açılacak davalarda süre yazılı bildirim tarihinden başlar." hükmü yer almış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Sürelerle İlgili Genel Esaslar" başlıklı 8. maddesinde; "... süreler tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar." hükmüne, aynı Kanunun "Dava Açma Süresi" başlıklı 7. maddesinin ilk fıkrasında; "Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür" hükmüne yer verilmiş, ivedi yargılama usulü başlıklı 20/A maddesinin 2. fıkrasında ise, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu hüküm altına alınmıştır.
    Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumsuz Kararı" başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasında; "Bakanlık, Komisyon çalışmalarını ve halkın görüşlerini dikkate alarak proje için "ÇED Olumlu" ya da "ÇED Olumsuz" kararını on (10) iş günü içinde verir ve bu kararı Komisyon üyelerine bildirir. Proje için verilen "ÇED Olumlu" ya da "ÇED Olumsuz" kararı Bakanlık ve Valilik tarafından askıda ilan ve internet aracılığı ile halka duyurulur." hükmüne yer verilmiş, aynı Yönetmeliğin Tanımlar başlıklı 4. maddesinin (y) bendinde ise; askıda ilan, gerçekleştirilmesi planlanan projenin ÇED süreci hakkında, projeden etkilenecek veya etkilenmesi muhtemel halkın yaşadığı yer/yerlerde, valilik, kaymakamlık ve muhtarlık binasında veya köy odasında bulunan askı ilan yerlerinde yapılan yazılı duyuru olarak tanımlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Yukarıda aktarılan hükümler uyarınca; idari davalarda dava açma süresinin başlangıç tarihi; idari işlemin tebliğ, yayın veya ilân tarihidir. Ancak yasada öngörülen bu durumların söz konusu olmadığı hallerde, davacının dava konusu işlemi öğrenme tarihinin iyiniyet kuralları çerçevesinde, olayın özelliği ve niteliği gözönünde tutulmak suretiyle yargı organınca belirleneceği kuşkusuzdur. İdari işlemin usulüne uygun tebliği ve bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilmesi; ilgililerin dava açma haklarını kullanmalarını ve açılan davanın da gereği gibi yargı mercileri önüne getirilebilmesini doğrudan etkiler. Bu anlamda; bir idari işlemin iptali istemiyle açılan davada usul ve esas yönünden hukuki denetim yapılabilmesi; işlemin içeriğinin tebliğe veya duyuruya ilişkin olarak düzenlenen belgeden kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça anlaşılabilmesi halinde mümkündür.
    Dava dosyasının incelenmesinden; dava konusu işlemin 26/12/2018 - 10/01/2019 tarihleri arasında Hayrat Kaymakamlığı ilan panosunda, 26/12/2018 - 17/01/2019 tarihleri arasında da Hayrat Belediye Başkanlığı tarafından hoparlör ile ilan edildiği, dava konusu "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararına konu projenin yer aldığı projeden etkilenecek veya etkilenmesi muhtemel halkın yaşadığı Trabzon İli, Hayrat İlçesi, ...Mahallesinde ise bir bilgilendirme/ilan yapılmadığı, temyize konu Mahkeme kararında ise; dava konusu işlemin Kaymakamlık ile Belediye Başkanlığı tarafından yukarıda belirtilen şekilde ve tarihlerde ilan edildiği, en son ilan tarihinden itibaren 30 günlük süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

    Yukarıda belirtilen mevzuat hükmünde de belirtildiği üzere, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün, ivedi yargılamada otuz gün olduğu, bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı veya ilanın yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı hükme bağlanmıştır. Bu kural, idari işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılır bir biçimde duyurulması ve bu işlemlere karşı idari yollara veya dava yoluna başvurmalarına olanak sağlama amacını taşımaktadır. Ancak, yazılı bildirim esas olmakla birlikte, kimi durumlarda bilgi edinilmesinin (ıttılanın) yazılı bildirimin sonuçlarını doğuracağı, dolayısıyla dava açma süresine başlangıç olarak alınacağı da Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
    Bu durumda, gerçekleştirilmesi planlanan projeden etkilenecek veya etkilenmesi muhtemel olan Yeniköy Köyünde dava konusu işleme ilişkin hiçbir bilgilendirme/ilan yapılmamış olması karşısında, karardan sonradan muttali (haberdar) olunarak açılmış olan davanın süresinde olduğu sonucuna varılmıştır.
    Nitekim, Anayasa Mahkemesince, çevresel etki değerlendirmesi olumlu (ya da gerekli değildir) kararının iptali istemiyle açılan davanın süre yönünden reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bireysel başvurularda; çevresel etki değerlendirmesine ilişkin mevzuatta, gerçekleştirilmesi planlanan projenin ÇED süreci hakkında, projeden etkilenecek veya etkilenmesi muhtemel halkın yaşadığı yer veya yerlerde ilan yapılmasının öngörüldüğü, bu ilan ile kararın yöre halkına duyurularak kişi ve kurumların süreç hakkında bilgilendirilmesinin amaç edinildiği, dolayısıyla ÇED olumlu kararı verildikten sonra yöre halkına yapılacak bilgilendirmenin halkın haberdar olmasını sağlayacak şekilde yapılması gerektiği, ilgililerden, projenin uygulanacağı yörelerde duyuru yapılmayıp şehir merkezlerinde yapılan ilanlardan bu süreci takip etmelerini beklemenin hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri bağlamında öngörülebilirlik sınırları içinde olmadığı, bu nedenle, dava açma süresinin henüz ilgililerin dava açma hakkından haberdar olmadığı ve somut koşullar çerçevesinde haberdar olduğunun kabulünü haklı kılan nedenlerin bulunmadığı bir dönemde (şehir merkezlerinde yapılan ilanlardan itibaren) işletilmeye başlamasının, mahkemeye erişim hakkına yapılan müdahaleyi ölçüsüz kılacağı sonucuna ulaşılarak hak ihlali kararları verilmiştir (Anayasa Mahkemesi'nin 25/12/2018 tarih ve Başvuru No:2014/14359; 10/03/2017 tarih ve Başvuru No:2013/5974 sayılı kararları).
    Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
    Öte yandan, bozma kararı üzerine verilecek kararda vekalet ücretine ilişkin de hüküm kurulması gerektiği tabiidir.



    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
    2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin temyize konu ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 20/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY (X) :

    Dava; Trabzon İli, Hayrat İlçesi, ...Mahallesi Mevkii'nde ...Maden Enerji İnşaat Taahhüt Nakliyat Turizm Yemek Temizlik Güvenlik Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan 201302175 ruhsat numaralı "A Grubu Andezit-Bazalt Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Projesi"ne ilişkin olarak davalı idarece verilen ...tarih ve ...sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı üzerine, davacı dernek tarafından açılmıştır.
    Davacı derneğe ait Tüzüğün "Derneğimizin Amacı ve Bu Amacı Gerçekleştirmek İçin Dernekçe Sürdürülecek Çalışma Konuları ve Biçimleri" başlıklı 3. maddesinde; "Dernek Yeniköy Köyünün madden ve manen kalkınması için köylüler arasında birlik, beraberlik, dayanışma ve yardımlaşmayı sağlamak, yol, su, elektrik, ev, okul, cami, sağlık ocağı, park, bahçe, mezarlık ve kütüphane gibi hizmetlerin yapılabilmesi için çalışmalar yapmak, fakir ve düşkün ailelere yardımda bulunmak, hastalık ve ölüm hallerinde masrafları karşılamak, dernek üyelerine istirahat yeri temin etmek için lokal temin etmek, g.menkul satın almak, bağış ve hibeleri kabul etmek ve sosyal düzeyini yükseltecek her türlü çalışmalara katılmak ve katkıda bulunmak amacı ile kurulmuştur" denilmektedir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar, iptal davası olarak tanımlanmaktadır.
    2577 sayılı Kanunun 3. maddesinde; dilekçelerde gösterilmesi gerekli hususlar belirlenmiş, 14'üncü maddesinin 3'üncü fıkrasında; dilekçelerin sırayla a) görev ve yetki, b) idari merci tecavüzü, c) ehliyet, d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) süre aşımı, f) husumet, g) 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden inceleneceği belirtilmiş, 15. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, dilekçelerde 14. maddenin 3/c bendine aykırılık görülmesi halinde davanın reddine karar verileceği, hükme bağlanmıştır.
    İdari yargılama hukukunda ehliyet, kişinin medeni hakları kullanabilme yeteneği yanında, idari dava açmakta menfaati olmasını; diğer bir anlatımla iptali istenilen idari işlem ile kişisel, meşru ve güncel bir menfaatinin ihlal edilmiş bulunmasını da ifade etmektedir. Bu bakımdan idari işlemin hukuk düzeninden kaldırılmasında, açıklanan nitelikte menfaati bulunmayan kişinin idari dava açma ehliyetinden de söz edilemez.
    İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan birisi olan "dava açma ehliyeti", her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade etmektedir. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen subjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.
    Davacı derneğe ait Tüzüğün incelenmesinden ise; derneğin köylüler arasında birlik, beraberlik, dayanışma ve yardımlaşmayı sağlamak, yol, su, elektrik, ev, okul, cami, sağlık ocağı, park, bahçe, mezarlık ve kütüphane gibi hizmetlerin yapılabilmesi için çalışmalar yapmak, fakir ve düşkün ailelere yardımda bulunmak, hastalık ve ölüm hallerinde masrafları karşılamak gibi sosyal amaçlar için kurulduğu, çevrenin geliştirilmesi, çevre sağlığının korunması ve çevre kirliliğinin önlemesine yönelik amaçlarının bulunmadığı, dolayısıyla iptali istenilen işlem ile davacı dernek arasında yukarıda tanımlandığı şekilde kişisel, güncel ve meşru bir menfaat ilişkisinin olmadığı, bu nedenle dava açma ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Bu durumda; davacı derneğin, dava konusu işlemle meşru, güncel ve kişisel bir menfaati olmadığı, dolayısıyla dava açma ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından, süre aşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının bozularak, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A-2(i) maddesi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi