12. Hukuk Dairesi 2020/5625 E. , 2021/1551 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından, borçlu aleyhine başlatılan kira alacağı nedeniyle haciz ve tahliye talebiyle ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine yapmış olduğu şikayet başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 06.05.2019 olarak düzeltilmesini talep etmesi üzerine, mahkemece; şikayetin kabulüne karar verildiği, alacaklının bu kararı istinaf ettiği, bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
7201 sayılı Kanun"un 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK"nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur.
Somut olayda, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ mazbatasının incelenmesinde; muhatabın tevziat saatlerinde bulunmaması nedeniyle tebligatın muhtara bırakıldığının bildirildiği, ancak Tebligat Kanunu 21. maddesi gereği gerekli araştırmaların yapılmadığı anlaşıldığından, tebliğ işleminin usulsüz olduğu görülmektedir.
Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK"nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur.
Öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından şikayetçi borçlunun bildirdiği tarih esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu"nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez
Somut olayda, ödeme emrinin müşteki borçluya 20.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın usulsüz olduğu, borçlu tarafından öğrenme tarihinin 06.05 2019 olarak beyan edildiği ancak davalı alacaklı vekili tarafından ... 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/332 E. sayılı tahliye davasının dava dilekçesinde dava konusu icra takibinin de dosya numarasıyla belirtilmiş olduğu, iş bu dava dilekçesinin borçluya 20.04.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, davacının sulh hukuk mahkemesine sunduğu süre uzatım talepli dilekçesinde "dava dilekçesi tebliğ edilmekle, davadan haber olduğunu" beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Borçlunun daha evvel sulh hukuk mahkemesinde görülmekte olan tahliye davasında mevcut dava dilekçesine göre hakkında yapılan takipten haberdar olmasına rağmen; bölge adliye mahkemesince, tahliye davasına ilişkin dava dilekçesinde iş bu davaya konu icra dosyası nedeniyle tahliye talebinde bulunulmadığı, bu nedenle o davada yapılan dava dilekçesi tebliğiyle dava konusu takibi öğrenmediğinden bahisle, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde yapıldığı kabul edilmiş ise de; yukarıda belirtildiği üzere bahsi geçen tahliyeye ilişkin dava dosyasına esas dava dilekçesinin incelenmesinde; tebligat usulsüzlüğü şikayetine konu takip dosyası numarasının yer aldığı, dolayısıyla şikayet edenin sulh hukuk mahkemesi dilekçesi tebliği ile hakkındaki takipten 20.04.2019 tarihinde haberdar olmasına rağmen 7 gün içinde şikayette bulunmadığından öğrenme tarihine göre yapılan usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 10.03.2020 tarih ve 2019/2048 E. - 2020/489 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK"nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK"nin 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/02/2021 gününde oy birliği ile karar verildi.