18. Ceza Dairesi 2019/868 E. , 2019/7597 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1-2, 52/2, 43 ve 62. maddeleri gereğince 1.875,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 16/11/2009 tarihli ve 2009/843 esas, 2009/907 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanunu’nun 125/1-2, 43, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.860,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18/04/2018 tarihli ve 2018/67 esas, 2018/418 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “1-Yargıtay 2. Ceza Dairesi"nin 03/02/2014 tarihli ve 2013/23474 esas, 2014/2417 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve zamanaşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı kabul edilerek yapılan incelemede,
Adı geçen sanık hakkında 04/06/2004 tarihinde işlemiş olduğu hakaret suçu nedeniyle İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 16/11/2009 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 03/02/2010 tarihinde kesinleşmesinden sonra 20/07/2012 tarihinde sanık tarafından yeni suç işlendiği ve bu suça ilişkin İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 23/10/2012 tarihli ve 2012/1219 esas, 2012/1007 sayılı kararı ile kurulan mahkumiyet hükmünün 29/11/2017 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde, sanık hakkında duran zamanaşımı süresinin ikinci suçun işlenme tarihi olan 20/07/2012 tarihinde yeniden işlemeye başladığı, suç tarihi olan 04/06/2004 tarihi ile hükmün açıklanarak mahkumiyet kararının verildiği 18/04/2018 tarihleri arasında 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 5271 sayılı Kanun"un 231/11. maddesinde yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar.” şeklinde düzenlemeye göre mahkemesince sanık hakkındaki hüküm açıklanırken açıklanması geri bırakılan hükümde değişiklik yapılmaksızın mevcut haliyle açıklanması gerektiği, somut olayda, İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 23/10/2012 tarihli kararıyla sonuç ceza olarak sanık hakkında 1.875,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün bu haliyle açıklanması gerektiği gözetilmeden, farklı bir uygulama yapılıp hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
1- 5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesinde "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir." hükmüne yer verilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda, denetim süresi içinde yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18/04/2018 tarihli ve 2018/67 esas, 2018/418 sayılı kararıyla sanığın Türk Ceza Kanunu"nun 125/1,43 ve 62. maddeleri gereğince 1860 TL adli para cezası ile mahkumiyetine karar verilmiştir.
CMK’nın 231/11. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, önceki hükümden farklı olarak hakaret suçundan 1860 TL olarak açıklanması hukuka aykırıdır.
2- İncelenen dosyada yer alan iddianameye göre, sanık ... hakkında, 04/06/2004 tarihinde işlenen tehdit ve hakaret suçlarından, 765 sayılı TCK’nın 191/2, 482/2. maddeleri uyarınca kamu davası açıldığı görülmektedir. 765 sayılı TCK"nın 482/2. maddesinde öngörülen cezanın üst sınırına göre, olağan zamanaşımı süresi beş yıl, olağanüstü zamanaşımı süresi ise yedi yıl altı aydır. Bu sürenin 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesine göre sanığın lehine olduğu anlaşılmaktadır.
Suç tarihinin 04/06/2004 tarihi olduğu nazara alındığında ve ayrıca sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşme tarihi olan 03/02/2010 tarihi ile sanığın denetim süresi içerisinde işlediği suç tarihi olan 20/07/2012 tarihleri arasındaki iki yıl beş ay on yedi günlük durma süresi de eklendiği halde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun yürürlük ve uygulama şekli hakkında Kanun"un 9. maddeleri karşısında; sanığa yüklenen suçun yasa maddesinde öngörülen cezaların türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nın 102/1-4 ve 104/3. maddelerinde belirlenen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından, TCK’nın 73/4 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan, sanık ... hakkında, İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18/04/2018 tarihli ve 2018/67 esas, 2018/418 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Bozma nedenine göre karardaki hukuka aykırılığın, aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrası uyarınca Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; sanık ... hakkında, hakaret suçundan açılan KAMU DAVASININ, sanık yararına olduğu anlaşılan 765 sayılı TCK"nın 102/1-4 ve 104/3. ve 5271 sayılı CMK"nın 223. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 17/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.