Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/1158 Esas 2014/1220 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1158
Karar No: 2014/1220
Karar Tarihi: 24.02.2014

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/1158 Esas 2014/1220 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı, iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine itiraz etti. Mahkeme, davanın kabulüne karar verdi. Ancak, dosyada bulunan adi yazılı sözleşmeye göre, taşeronun adi ortaklık olduğu ve tüm ortakların takip yapıp dava açması gerektiği belirlendi. Davacının tek başına icra takibi yapamayacağı ve bu davayı açamayacağı dikkate alınarak, diğer adi ortağın muvafakatının sunulması için davacıya uygun bir süre verilmeli, sunulmadığı takdirde ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, HGK’nın 17.01.1990 gün 13-457 Esas, 2 Karar sayılı kararı da atıfta bulunuldu. Kararın belirlenmesinde yer alan kanun maddeleri belirtilmemiştir.
15. Hukuk Dairesi         2013/1158 E.  ,  2014/1220 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Eskişehir 3. Asliye Hukuk Hakimliği
    Tarihi :20.11.2012
    Numarası :2012/414-434

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    - K A R A R -

    Dava, iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyada bulunan 27.11.2008 tarihli "SÖZLEŞME" başlıklı adi yazılı sözleşmeye göre; taşeronun E.. B.. ile M..K..B.."dan oluşan adi ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Adî ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından icra takibinin adî ortaklığı oluşturan tüm ortaklar tarafından yapılması ve davanın da tüm ortaklar tarafından açılması gerekir. Zira, ortaklar davada mecburi dava arkadaşı durumundadırlar. Birlikte icra takibi yapılmadığı yada dava açılmadığı taktirde, diğer ortakdan muvafakat alınması suretiyle taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Aksi takdirde usulüne uygun bir icra takibi yapıldığından ve dava açıldığından söz edilemez (HGK."nun 17.01.1990 gün 13-457 Esas, 2 Karar sayılı kararı).
    Öte yandan, husumet mahkemece re’sen dikkate alınması gereken bir konu olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmelidir.
    Mahkemece davacının tek başına icra takibi yapamayacağı ve bu davayı açamayacağı dikkate alınarak, diğer adi ortak M...K..B..."un davacı tarafından yapılan icra takibine ve açılan bu davaya muvafakatının bulunduğuna dair muvafakatnamenin sunulması için davacıya uygun bir süre verilmeli, verilen bu süre içersinde muvafakatname sunulursa işin esası hakkında hüküm kurulmalı, sunulmadığı taktirde ise, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.