7. Ceza Dairesi 2021/25351 E. , 2021/15641 K.
"İçtihat Metni"
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa muhalefet suçundan sanık ..."in, anılan Kanunun 3/18, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, 2.180,00 Türk lirası vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile katılan kuruma verilmesine dair Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/11/2018 tarihli ve 2018/472 esas, 2018/613 sayılı kararının, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 05/02/2020 tarihli ve 2019/25 esas, 2020/186 sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleşmesini müteakip, 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 62. maddesi ile değişik 5607 sayılı Kanunun 5. maddesinin 2. fıkrası ile 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanuna eklenen 3/22. (ikinci cümle) maddesine göre uyarlama yapılmasına yönelik infaz savcılığının talebinin kabulü ile anılan suçtan sanığın 5607 sayılı Kanunun 3/18, 3/22, 5/2-a, 5237 sayılı Kanunun 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 20,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, katılan vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ilişkin Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/11/2020 tarihli ve 2020/482 esas, 2020/416 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ve anılan kararın ortadan kaldırılmasına ilişkin mercii Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/03/2021 tarihli ve 2021/136 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 22.06.2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.07.2021 tarihli ve KYB. 2021/84289 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Benzer bir olayla ilgili Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 25/06/2019 tarihli ve 2019/1832 esas 2019/3352 karar sayılı ilamında yer alan, "İnfaza esas alınacak olan uyarlama kararı ile uyarlamaya konu kesinleşmiş hüküm tüm sonuçları ile ortadan kalkacağından, uyarlama sonucu verilen kararda vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de karara bağlanması gerektiğinin düşünülmemesi," şeklindeki açıklama dikkate alındığında, uyarlama kararı ile birlikte önceki hükmün geçerliliğini kaybedeceği nazara alınarak, uyarlama kararında ilk kararda hükmedilen miktarı geçmemek ve tahsilde tekerrür olmamak üzere yeniden vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerekmesi karşısında mercii kararının bu yönden isabetli olduğu gözetilerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, itiraz mercii Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan uyarlama yargılaması sonucunda önceki kesinleşmiş ilâmdaki yargılama gideri ve vekalet ücretinin infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde uyarlamaya ilişkin kararda da aynen gösterilmesi gerektiğinden bahisle itirazın kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de, sadece vekalet ücreti yönünden itirazın kabul edilmesi durumunda, tespit edilen hukuka aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden merciince katılan lehine vekalet ücretine hükmedilebileceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle, kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Kanun yararına bozma, adalet, kamu yararı, eşit ve istikrarlı uygulama düşüncesi ve uyarma amacıyla kabul edilmiş olup, her aykırılıkta ve hakimin takdirine bağlı konularda bu yola başvurulamaz.
İncelenen dosya içeriğine göre; 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 62. maddesi ile değişik 5607 sayılı Kanunun 5. maddesinin 2. fıkrası ile 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanuna eklenen 3/22. (ikinci cümle) maddesi uyarınca yapılan uyarlama yargılaması sonucunda, sanığın 5607 sayılı Kanunun 3/18, 3/22, 5/2-a, 5237 sayılı Kanunun 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 20,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, katılan vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ilişkin Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/11/2020 tarihli ve 2020/482 Esas, 2020/416 sayılı kararına karşı katılan Gümrük İdaresi vekilinin itiraz etmesi üzerine, Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 31/03/2021 tarihli ve 2021/136 Değişik iş sayılı kararı ile, önceki kesinleşmiş ilamdaki yargılama gideri ve vekalet ücretinin infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde uyarlamaya ilişkin kararda da aynen yer alması, uyarlama yargılamasından sonraki yapılan yargılama giderinin ise sanığa yüklenemeyeceği gerekçe gösterilerek, itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ve bu karara yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, CMUK"nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına kararın bozulmasına dair talebinin REDDİNE, 22/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.