Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19104
Karar No: 2017/7133
Karar Tarihi: 19.10.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/19104 Esas 2017/7133 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2016/19104 E.  ,  2017/7133 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... Duru gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR-
    Davacı vekili, davalıdan alınan çekicinin ilk seferinde motor arızası verdiğini, serviste yapılan kontrolde aracın motor bloğunda, satıştan önce motorun yağ deliğinde tadilat yapıldığı ve başka bir yağ deliğini tıkaması nedeniyle komprosör ve eks antrik milini kırdığının tesip edildiğini, hasarın satıcıdan kaynaklandığını, sürücü kusuru bulunmadığını iddia ederek aracın onarımı için yapılan harcamalar ile kazanç kaybının faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, tesbit raporunun kabul edilemiyeceğini, davacının aracın kontrolünü yaptırarak hatasız ve arızasız teslim aldığını, meydana gelen arızanın davacının kullanım hatasından meydana geldiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemce alınan 1. ve 2. bilirkişi raporundaki çelişkiyi giderir yeni rapor aldırılmasının gerekmesine karşın davacı vekilinin 23.03.2016 tarihli oturumda kendilerinde dosyanın yeterince aydınlandığının, ortada çelişkili bir rapor olmadığı bu nedenle yeniden bir bilirkişi incelemesi yapıtrılmasını talep ve kabul etmediklerini mevcut dosya kapsamındaki deliller uyarınca karar verilmesini talep ettiği, bu nedenle raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediği, davacı talebi dikkate alındığında dosyadaki mevcut deliller ışığında ispat yükünün davacıda olup, davacı tarafça iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satışa konu 2. el yarı rümork çekicinin ayıplı olduğu ve bu ayıptan dolayı davalı satıcının sorumlu bulunduğu iddiasından kaynaklanmaktadır.
    Davalı savunmasında, dava konusu 2. el aracı hasarsız ve arızasız olduğunu kontrol ettirerek teslim aldığını, iddia edilen arızanın davacının kullanım hatasından meydana geldiğini belirtmiştir.
    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK"nun 23/1-c maddesine göre ticari satışlarda; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme soncunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, TBK"nun 123. maddesinin 2. fıkrası uygulanır.”
    6098 Sayılı TBK"nun 223. maddesinin 2. fıkrasında ise; “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa hemen satıcıya bildirilmelidir. Bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
    6102 sayılı TTK"nun 18/3. maddesine göre; “Tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden düşmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığı ile taaahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.”
    Dairemiz istikrarlı uygulamasında, ayıp ihbarlarının da (fesih sonucunu doğurabilceğini düşünerek) belirtilen yasa hükmündeki usullerle yapılması gerektiğini kabul etmektedir. Başka bir anlatımla Dairemiz uygulamasına göre tacirler arasındaki ayıplı mal satışından kaynaklanan uyuşmazlıklarda ayıp ihbarının tanıkla ispatı kabul edilmemektedir. Ne var ki 6098 sayılı TBK"nun 225. maddesinde ağır kusurlu olan satıcının, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulumayacağı, satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hükmün geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
    Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; Dava öncesi delil tespiti yaptırıldığı ve yargılama sırasında iki kez rapor alındığı, hem delil tespit raporunda hemde mahkemece alınmış olan raporlarda satışa konu araçta meydana gelen arızadan dolayı aracın ayıplı olduğu bilirkişilerce saptanmıştır. Mahkemece alınmış olan bilirkişi raporları arasındaki fark bu ayıbın satıştan önce mi sonra mı oluştuğu yönündedir. Ayıbın satışan önce mevcut olması halinde yukarıda belirtilen ayıp ihbar sürelerine ilişkin hükümler çerçevesinde değerlendirme yapılmaldır. Satıştan sonra ortaya çıkması halinde ise yine yukarıda belirtilen 6098 sayılı TBK"nun 225. maddesi hükmünün olayda uygulanıp, uygulanamayacağı hususlarının tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmektedir.
    Mahkemece bu yönler üzerinde hiç durulmadan eksik inceleme sonucu somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.480 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 19/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi