20. Hukuk Dairesi 2017/10967 E. , 2018/1149 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ile davalılar Türkiye Taşkömürü Kurumu ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi vekili, 15.12.2009 havale tarihli dilekçesiyle, Bartın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/10 - 130 sayılı acele elkoyma kararı ile 977 parsel sayılı taşınmazın davalı idare adına tapuya tesciline karar verildiğini, ancak; davaya konu taşınmazın 1965 yılında tapulama mahkemesinin kararı ile orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle kadastro tesbit harici bırakıldığını iddia ederek, Bartın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/10 - 130 sayılı, taşınmazın davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline dair verilen kararının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Orman Yönetimi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi istemleriyle dava açmış, mahkemece, kamulaştırma kararının iptali davasında idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2012/5970 -13386 E.K. sayılı kararıyla “Mahkemenin benimsediği şekilde uyuşmazlığın kamulaştırma kararının iptali istemine ilişkin olduğu yönündeki kabule katılma olanağı yoktur. Somut davanın, kamulaştırma kararının iptali istemiyle açılmadığı kuşkusuzdur. Ancak, davacı Orman Yönetimi vekili 15.12.2009 havale tarihli dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın davalı idare adına tapuya tesciline dair verilen Bartın Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının iptalini istemiştir. Bilindiği üzere, kesinleşmiş bir mahkeme kararının iptali, kısmen veya tamamen değiştirilmesi ancak yargılamanın yenilenmesi yolu ile mümkün olabilir. Ancak, dava dilekçesinin bütününden talebin yargılamanın yenilenmesi olmadığı, dava ve talebin esasında taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline ilişkin olduğu, ancak; vekil tarafından hatalı olarak mahkeme kararının iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, dava dilekçesindeki beyana değer verilerek, davanın mahkeme kararının iptali dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi talebi olduğu kabul edildiği takdirde de, dava adli yargının görevi içindedir. Ayrıca, somut davanın idari bir tasarrufa karşı açılmadığı da tartışmasızdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119/1-ğ maddesine göre, açık bir şekilde talep sonucunun dava dilekçesinde bulunması gereken hususlardan olduğu, 119/2. maddesine göre ise, dava dilekçesinde talep sonucunun açık olmaması halinde, hâkimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği ve bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Mahkemece, belirtilen kanunî düzenleme uyarınca gerektiğinde davacı Orman Yönetimi vekiline talep sonucunun açıklattırılması, taşınmazın tapu kaydı getirtilip, tarafların sunacakları deliller toplanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yanlış hukuki nitelendirme ile davanın kamulaştırma kararının iptaline yönelik olduğu yönündeki kabule dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. ” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile dava konusu Bartın ili Amasra ilçesi Kum mahallesi 977 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ... ve harita mühendisi Hakan Kalender tarafından hazırlanmış 16/04/2015 havale tarihli raporda yer alan krokide (D) harfi ile işaretli 217,59 m²"lik kısmın dava konusu taşınmazdan ifrazı ile birliğin son parsel numarası verilerek orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı kurum tarafından esasa yönelik olarak, davalı Hazine tarafından ise vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 25.08.1992 tarihinde ilân edilerek kesinleşen sınırlaması evvelce yapılmış ormanlardan mahkeme kararları uyarınca orman olan yerlerin orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın (D) harfi ile gösterilen kısmının orman vasfıyla Hazine adına tesciline, kalan bölüm yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, taşınmazın orman tahdit haritasına göre konumu net olarak tespit edilmemiş ve taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içerisinde kalıp kalmadığı belirlenmemiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece, çekişmeli taşınmaza ilişkin Tapulama Mahkemesinin 1961/1368 – 1965/6 sayılı dava dosyası ve var ise tapu kaydının üzerindeki şerhleri de belirtir son tedavül örneği temin edilerek dosya arasına alınmalı, ayrıca çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 25.08.1992 tarihinde ilân edilerek kesinleştiği anlaşılan sınırlaması evvelce yapılmış ormanlardan mahkeme kararları uyarınca orman olan yerlerin orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği bulunduğu yerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, büro orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli, tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, tapulama mahkemesinin 1961/1368 – 1965/6 sayılı dava dosyasının 6100 sayılı HMK"nın 303 maddesi uyarınca kesin hüküm oluşturup oluturmayacağı değerlendirilmeli, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi ile davalılar Türkiye Taşkömürü Kurumu ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/02/2018 günü oy birliği ile karar verildi.