2. Ceza Dairesi 2019/9148 E. , 2019/11233 K.
"İçtihat Metni"Nitelikli hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığı ihlal suçlarından suça sürüklenen çocuk ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 151/1, 116/1, 119/1-c, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 1 ay 10 gün hapis, 6 ay 20 gün hapis ve 1.320,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair BATMAN 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2011 tarihli ve 2009/131 esas, 2011/299 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 151/1, 116/1, 119/1-c, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 1 ay 10 gün hapis, 400,00 Türk lirası ve 1.320,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun"un 53. maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2014 tarihli ve 2013/395 esas, 2014/372 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 03/04/2019 gün ve 94660652-105-72-10589- 2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/04/2019 gün ve 2019/37529 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre,
1- Söz konusu kararın gerekçe kısmında, oluşa uygun şekilde suça sürüklenen çocuğun eylemi tamamlanmış hırsızlık suçu olarak kabul edilmesine rağmen, hüküm kısmında, ceza tayin edilirken fiilin “hırsızlığa teşebbüs suçunu” oluşturduğu belirtilerek kararda çelişki yaratılmasında,
2- Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 12/07/2018 tarihli ve 2016/5891 esas, 2018/8931 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/4. maddesinde yer alan, “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, fiili işledikleri sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında, konut dokunulmazlığını ihlâl ve hırsızlık suçları yönünden aynı Kanun’un 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarına hükmedilmesinde,
3-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 34/1 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay"ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün neden açıklandığına ilişkin gerekçeyle yetinilip, konut dokunulmazlığını ihlâl, hırsızlık ve mala zarar verme suçları yönünden gerekçesiz olarak yazılı şekilde karar verilmesinde,
4- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106/4. maddesinde yer alan, "Çocuklar hakkında hükmedilen adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde, bu ceza hapse çevrilemez. Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." hükmü ile aynı Kanun"un 106/11. maddesinde yer alan, "İnfaz edilen hapsin süresi, adlî para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adlî para cezasının tahsili için ilâm, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir. Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adlî para cezası tahsil edilir." şeklindeki düzenlemelere aykırı olarak, konut dokunulmazlığını ihlâl ve mala zarar verme suçlarına ilişkin hükmedilen adli para cezalarının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğinin ihtar edilmesi suretiyle, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141, 5271 sayılı CMK"nın 34/1 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay"ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk ... hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün neden açıklandığına ilişkin gerekçeyle yetinilip yazılı şekilde gerekçesiz hüküm kurulması,
2- Dosya kapsamından, suça sürüklenen çocuğun eyleminin tamamlandığı ve mahkemece de uygulamanın bu yönde olduğu anlaşılmakla birlikte; hüküm kısmında suça sürüklenen çocuk hakkında “hırsızlık fiilini tamamlayamadığı, fiilinin teşebbüs aşamasında kaldığı” belirtilerek hırsızlık suçundan kurulan hüküm bakımından kararda çelişki yaratılması,
3- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 4. fıkrası gereğince fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında (hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarında) aynı maddenin 1. fıkrasında sayılan hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
4- 5275 sayılı Kanun"un 106/4. maddesinin “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez” şeklindeki düzenlemesine aykırı olarak, suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından tayin olunan adli para cezalarının ödenmemesi halinde, ödenmeyen adlî para cezalarının hapse çevrileceği ihtarının yapılması nedenleriyle kanun yararına bozma istemleri yerinde görüldüğünden, (BATMAN) 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 27.03.2014 tarihli ve 2013/595 E., 2014/372 K. sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 24/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.