14. Hukuk Dairesi 2021/752 E. , 2021/2429 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13/08/2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/02/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı adına kayıtlı 246 parsel sayılı taşınmaz lehine, davalılar adına kayıtlı 221, 227, 235, 236, 237 ve 223 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacı adına kayıtlı 246 parsel sayılı taşınmaz lehine; 235, 236, 237 ve 223 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine ziraat ve fen bilirkişilerinin 13/06/2013 tarihli raporuna ekli krokisinde yeşil renkli gösterilen güzergahtan 3. seçeneğe göre 4 metre genişliğinde geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.12.2018 tarih 2016/4027 Esas, 2018/9294 Karar sayılı ilamı ile, "Mahkemece 246 parsel sayılı taşınmaz lehine ve 235, 236, 237 ile 223 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilmesi yerinde ise de, 2,5-3 metre eninde geçit hakkı tesisine karar verilmesi gerekirken, gerekçesi açıklanmaksızın 4 metre genişliğinde geçit hakkı tesis edilmesinin doğru olmadığı" gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Somut olayda; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın kabulü ile, davacı adına kayıtlı 246 parsel sayılı taşınmaz lehine; 235, 236, 237 ve 223 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine ziraat mühendisi ile kadastro mühendisi bilirkişilerin 13/06/2013 tarihli raporuna ekli krokisinde yeşil renkli gösterilen güzergahtan 3 metre genişliğinde geçit hakkı tesisine, hükmün 2. bendinde de fen bilirkişisi tarafından hazırlanan 13/06/2013 tarihli krokinin kararın eki sayılmasına, karar verilmiş, Dairemizin 20.12.2018 tarihli bozma ilamına uyulduğu halde, gerekleri yerine getirilmeden, bozma sebebini oluşturan bilirkişi raporu esas alınıp, yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, hüküm fıkrasının 1. ve 2. bentleri arasında çelişki oluşturularak, infazı mümkün olmayacak şekilde hüküm kurulmuştur. Gerekçe ile hüküm fıkrasının" uyumlu olması zorunlu olduğu gibi, hüküm fıkrasının kendi bentleri arasında uyumlu olması da yasal bir zorunluluktur. Bu zorunluluk, "Hukuk güvenliği" ile "Adil ve güvenli yargılanma" ilkelerinin bir sonucudur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesi; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmünü amir olup, hüküm fıkrasının infazda tereddüt yaratmayacak şekilde oluşturulması gerekir.
Bu durumda mahkemece, geçit güzergahının bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) olacak şekilde, uzman bilirkişilerden hüküm kurmaya ve infaza uygun, denetime elverişli ölçekli kroki ve rapor alınarak sonucuna göre uyuşmazlığı sona erdirecek, infazı mümkün bir karar tesis edilmesi gerekirken, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmeden 4 metre genişliğinde yol belirleyen krokili rapora atıf yapılarak yazılı şekilde infaza elverişsiz karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre, saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Mahkemece, 25.05.2013 tarihinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen 13.06.2013 tarihli rapor ile geçit bedeli olarak belirlenen 6.576,00TL’nin depo ettirildiği hüküm tarihine yakın yeni ölçümlere göre belirlenecek rapora göre yeni bir değer tespiti yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi gereğince uzman bilirkişilerden rapor alınarak geçit irtifakının gerçek değerinin karar tarihine yakın bir tarihte belirlenip depo ettirilmesi gerekirken bozmaya konu 13.06.2013 tarihli rapora göre geçit bedelinin depo ettirilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.