Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/11840
Karar No: 2022/5022
Karar Tarihi: 20.04.2022

Danıştay 6. Daire 2019/11840 Esas 2022/5022 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/11840 E.  ,  2022/5022 K.

    "İçtihat Metni"

    H T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2019/11840
    Karar No : 2022/5022

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...Şehircilik İnşaat Ticaret Sanayi A.Ş.
    VEKİLİ : Av. ...

    KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Belediye Başkanlığı - ...
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Mersin İli, Bozyazı İlçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel (eski ...ada ...parsel) sayılı taşınmazda, mühürleme aşamasına kadar ruhsat ve eklerine uygun olarak inşa edilen yapının müteahhitlik karı ile birlikte tespit edilen toplam bedeli olan 674.664,37-TL'nin tarafına ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair ...tarih ve ...sayılı davalı idare işleminin iptali ile hukuka aykırı olarak tesis edilen davalı idare işlemi nedeniyle uğramış olduğu 1.000,00-TL'nin yasal faizi ile birlikte ödenmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:..., sayılı kararda; dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın, başvurunun reddine ilişkin ...tarih ve ...sayılı işleme ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-b maddesi uyarınca incelenmeksizin reddine, kısmen kabulü ile 1.000,00.-TL tazminatın davalı idare tarafından davacı şirkete ödenmesine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; davalı idarenin 1.000,00.-TL'lik kabule ilişkin kısmına yönelik istinaf talebi yönünden; idare mahkemesince her ne kadar davacının 1.000,00.-TL tazminat isteminin kabulü yönünde işin esası bakımından karar verilmiş ise de; uyuşmazlıkta davacının söz konusu tazminat isteminin bir idari eylemden değil, idarece yapının yapı tatil zaptı ile mühürlenmesi işleminden kaynaklandığı, şu halde dava açma süresinin 2577 sayılı Yasanın 12. maddesine göre belirlenmesi gerektiği, hâl böyle olunca davacının yapı tatil zaptı ile taşınmazının mühürlendiği ve yapı tatil zaptının davacıya tebliğ edildiği 27.08.2013 tarihinden itibaren, 2577 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca 60 gün içinde yukarıda anılan 11. madde uyarınca idari başvuru yaparak bu başvurunun cevaplanmasından itibaren kalan süre içinde ya da doğrudan 60 günlük dava süresi içinde dava açabileceği halde bu tarihler geçtikten sonra 21.08.2015 tarihinde açılan işbu davanın süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı, davacının mahkeme kararının incelenmeksizin reddine ilişkin kısmına yönelik istinaf talebine ilişkin ise, idare mahkemesince davacının maddi tazminat talebinin reddi işleminin 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi kapsamında tesis edilen bir ön karar niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın bu kısmının incelenmeksizin reddine karar verilmiş ise de, yukarıda da bahsedildiği üzere davacının işbu davadaki tazminat talebinin bir idari eylemden değil, yapı tatil zaptı ile mühürlemeye yönelik idari işlemden kaynaklandığı, bu nedenle davada 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinin olaya tatbik edilemeyeceği, davacının bu yöndeki başvurusunun Yasanın 12. maddesi uyarınca yapılan bir başvuru olduğu hususunun kabulü gerekeceği sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca idavacının istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen açıklama yapılmak sureti ile reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın bu kısmının süreaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davanın süresinde açıldığı ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Mersin İli, Bozyazı İlçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel (eski 333 ada ...parsel) sayılı taşınmazda, mühürleme aşamasına kadar ruhsat ve eklerine uygun olarak inşa edilen yapının müteahhitlik karı ile birlikte tespit edilen toplam bedeli olan 674.664,37-TL'nin tarafına ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair ...tarih ve ...sayılı davalı idare işleminin iptali ile hukuka aykırı olarak tesis edilen davalı idare işlemi nedeniyle uğramış olduğu 1.000,00-TL'nin yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemi ile görülmekte olan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın "Yargı Yolu" başlıklı 125. maddesinde; "... idari işlemlere karşı açılacak davalarda süre yazılı bildirim tarihinden başlar." hükmü yer almış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Sürelerle İlgili Genel Esaslar" başlıklı 8. maddesinde; ".... süreler tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar." aynı Kanunun "Dava Açma Süresi" başlıklı 7. maddesinin ilk fıkrasında; "Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür" hükmüne yer verilmiştir.
    Yine 2577 sayılı Kanunun 10. maddesinde; "ilgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay İdare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi halinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler. 11. maddesinde, "1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. 2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. 3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.
    " ve "İptal ve tam yargı davaları" başlıklı 12. maddesinde, "İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11. madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır." hükmü yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İlgilisi tarafından idareye yapılan bir başvurunun 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında mı, yoksa 11. maddesi kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiği konusunda karar verebilmek için başvurunun içeriğine ve hangi amaçla yapıldığına bakmak gerekmektedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesi, daha önceden idarece tesis edilmiş olan idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi amacıyla yapılacak başvurulara ilişkindir. Bir başvurunun 11. madde kapsamında değerlendirilebilmesi için yeni bir hukuki durum oluşması zorunluluğu bulunmamakta, tam tersine yeni herhangi bir gelişme bulunmasa dahi işlemin bir kez daha gözden geçirilmesi amacıyla yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte, oluşan yeni hukuki durum veya daha önceden tesis edilen işlemin yeniden değerlendirilmesini gerektirecek yeni bir gelişme olması durumunda yapılacak başvurunun 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında değil, 10. maddesi kapsamında değerlendirilmesi, dava açma süresinin de buna göre belirlenmesi gerekmektedir. Öte yandan, oluşan yeni hukuki durumdan başvuru sahibinin yararlanıp yararlanamayacağı işin esasına ilişkin bir konu olup, başvuru sahibinin oluşan yeni hukuki durumdan yararlanamayacak olması, bu taleple yaptığı başvurunun süresinde olmadığı sonucunu doğurmaz. Başvurunun 10. madde ya da 11. madde kapsamında değerlendirilecek olmasındaki temel kriter, başvuru sahibinin hangi amaçla başvuru yaptığı hususudur.
    Yukarıda yer verilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının mühürleme aşamasına kadar ruhsat ve eklerine uygun olarak inşa edilen yapının müteahhitlik karı ile birlikte tespit edilen toplam bedeli olan 674.664,37-TL'nin tarafına ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair 23.06.2015 tarih ve 2262 sayılı davalı idare işlemi ile bu işlem nedeniyle uğramış olduğu 1.000,00-TL'nin yasal faizi ile birlikte ödenmesi isteminin İYUK 11. madde kapsamında birlikte değerlendirilmesi gerektiği, uyuşmazlıkta davacının söz konusu tazminat isteminin bir idari eylemden değil, her iki işlemin de idarece yapının yapı tatil zaptı ile mühürlenmesi işleminden kaynaklanması nedeniyle dava konusu işlemlerin öncelikle süre yönünden değerlendirilmesi, süre yönünüden aykırılık bulunmaması durumunda ise işin esasına girilmek suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, davanın kısmen ret, kısmen de süre aşımı yönünden reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
    2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararının kaldırılarak yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddi yolundaki temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 20/04/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY (X):

    Dava, Mersin İli, Bozyazı İlçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel (eski ...ada ...parsel) sayılı taşınmazda, mühürleme aşamasına kadar ruhsat ve eklerine uygun olarak inşa edilen yapının müteahhitlik karı ile birlikte tespit edilen zararın tarafına ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair ...tarih ve ...sayılı davalı idare işleminin iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hukuka aykırı olarak tesis edilen davalı idare işlemi nedeniyle uğramış olduğu 1.000,00-TL maddi zararın yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemi ile görülmekte olan dava açılmıştır.
    Dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda yapılan parselasyon işleminin bir kaç kez iptal edildiği, imar planının da iptal edilmesi üzerine davacıya ait inşaatın 12.08.2011 tarihinde mühürlendiği, mühürleme işlemine karşı açılan davanın, önce ...İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla iptal edilmiş ise de bilahare bozma kararına uyularak ...tarih ve E:..., K:...sayılı ...İdare Mahkemesi kararı ile davanın reddine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmediğinin anlaşıldığı, davacıya yeniden verilen yapı ruhsatının, anılan iptal kararı uyarınca ve yargı kararı gereği olarak 2013 tarihinde kabul edilen yeni imar planına göre yapı yapılamayacak yerde kalması nedeniyle 19.08.2013 tarihinde iptal edildiği ve yapının tekrar mühürlendiği, mühürleme işlemine ve yapı ruhsatının iptaline ilişkin ...tarih ve ...sayılı işleme karşı da dava açıldığına dair bir beyanın bulunmadığı, davacı tarafından ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ...Değişik İş sayısına kayıtlı olarak değer tespiti yaptırıldığı, 21.10.2013 tarihinde bilirkişi heyetince rapor düzenlendiği, keşif tarihi itibariyle C Blok için 1.100.477,30 TL değer tespiti yapıldığı, ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ...Değişik İş sayısına kayıtlı olarak A ve B blok için değer tespiti yaptırıldığı, 21.10.2013 tarihinde bilirkişi heyetince rapor düzenlendiği, keşif tarihi itibariyle A ve B blok için 151.558,88 TL değer tespiti yapıldığı, aradan iki yıl geçtikten sonra davacı vekili tarafından 25.05.2015 tarihli dilekçe ile tamamlanamayan yapıların değerinin ve yoksun kalınan müteahhitlik kârının davalı idareden talep edildiği, 29.06.2015 tarihinde tebliğe edilen ...tarih ve ...sayılı Belediye Başkanlığı işlemi ile talebin reddedildiği, bu ret işlemi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı, bu bilgilerin dışında taraflarca yapıların yıkıldığına dair bir beyanlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Dava konusu olayda zararın dayandırıldığı husus, davacı tarafından yapılan inşaatlarının idarece mühüelenerek durdurulması ve tamamlanarak elde edilecek kârdan mahrum kalmaya yönelik olduğu görülmektedir. Böyle olunca da zararın doğumu inşaatların mühürlenmesi ve yapı ruhsatlarının iptal edilmesi işlemleri başlamakta dolayısıyla tazminat isteminin dayanağı idari işlemlerin icrası olmaktadır.
    İdari işlemin icrasından kaynaklanan zararlar için olsun (2577 sayılı İYUK md 12), ya da idari eylemlerden kaynaklanan zararlar için olsun (2577 sayılı İYUK md 13) 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesine göre idareye başvuru hususu düzenlenmiştir. Bu başvuru üzerine verilen cevap işlemi ile başvurunun reddedilmesi veya kısmen kabul edilmesi gibi işin esasının değerlendirilmesini birbirinden ayırt edilmesi hukuken mümkün değildir.
    Ancak olayda bakılan davanın, bir işlemin icraası nedeniyle açılan tam yargı davası olarak incelenmesi gerektiğinden, öncelikle davanın süre aşımı yönünden değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı tarafından zararın doğumuna neden olan imar planı değişikliği, en son mühürleme ve yapı ruhsatı işlemlerine karşı dava açılmadığından bakılan davada idari başvuru süresinin yapıların mühürlendiğinin ve yapı ruhsatlarının iptal edildiği hususlarının tebliğ edildiği 27.08.2013 tarihinden hesaplanması gerekmektedir. Bu tarihten itibaren idari dava açma süresi içinde davacının zararın miktarının tespiti için ...Asliye Hukuk Mahkemesine başvuruda bulunduğu ve bilirkişi raporlarında zarar miktarlarının hesaplandığı da görülmektedir.
    Bu durumda, idari işlemin icrasından kaynaklanan zararın tazmini için işlemin tebliğ edildiği 27.08.2013 tarihinden itibaren idari dava açma süresi içinde tam yargı davası açılması veya 2577 sayılı İ.Y.U.K. 'un 11. maddesi uyarınca yine idari dava açma süresi içinde idari başvuru yapılıp reddedilmesi üzerine süresi içinde davanın açılması gerekirken bu süreler geçirildikten çok sonra 25.05.2015 tarihinde yapılan başvurunun reddedilmesi üzerine açılan davada süre aşımı bulunduğu sonucuna varılmıştır.
    Öte yandan davacıya ait yarım kalan inşaatların idarece yıkılması durumunda oluşan zararlara karşı dava açma süresinin yeniden değerlendirileceği de tabidir.
    Açıklanan nedenlerle, bakılan davada süre aşımı bulunduğundan, temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi kararının belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi