14. Hukuk Dairesi 2018/41 E. , 2018/2548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.05.2002 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, ... tarafından açılan davanın reddine dair verilen 07.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi asli müdahil ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalılar adına kayıtlı bulunan 101 ada 29 sayılı parselin, öncesinde köy orta malı olduğunu , tapu kaydının iptali ile köy tüzel kişiliği adına kayıt ve tescilini istemiştir.
Asli müdahil ... vekili ise; taşınmaz ve içerisindeki su çeşmesi köyün ortak kullanımında olduğundan taşınmazın tarım alanına dönüşmesi mümkün ise ... adına tescilini talep etmiştir.
Davalılar, davacının dava açma ehliyeti olmadığını ve taşınmazın içerisinden çıkan suyun özel mülk konusu olduğunu, taşınmazın köye ait yerlerden olmadığını, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının dava açma ehliyeti olmadığından davası reddedilerek taşınmazın ... adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar ve davacı temyiz etmiştir.
Dairemizin 18.10.2011 tarih ve 2011/9490Esas ve 2011/12273 Karar sayılı ilamı ile “ davacının dava açmakta hukuki yararı olduğu ve dava konusu yerin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesinde belirtilen“Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır” şeklinde tanımı yapılan orta malı taşınmaz mallardan olduğu, bu tür yerlerin anılan madde gereğince, sınırlandırılarak, parsel numarası verilerek, yüzölçümü hesaplanıp özel sicil defterine yazılması gerekirken taşınmazın doğrudan ... adına tesciline karar verilmesi doğru görülmediği” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; “asli müdahil ..." nin davasının reddine, davacının davasının kabulü ile 101 ada 29 sayılı parselin mera vasfı ile orta malı olarak sınırlandırılmak sureti ile özel siciline kaydına” karar verilmiştir.
Hüküm, asli müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma kararının gereği tam olarak yerine getirilmemiş, ... tarafından açılan dava reddedilmiştir.
Dava köy halkından olan gerçek kişi tarafından açılmıştır. Köy adına dava açmak ve açılan davayı takip etme yetkisi ile köy aleyhine açılan davalarda köyü temsil yetkisi 442 sayılı Köy Kanununun 37/7 maddesi uyarınca köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Dolayısıyla, o köyden bazı kişilerin köyün menfaatini ileri sürerek şartları oluşmadan köy adına veya köyü temsilen dava açma yetkileri bulunmamaktadır. Davacı Ali" nin şahıs olarak bu tür davaları açma ehliyeti yoktur. Mahkemece davacının aktif dava ehliyeti olmadığına dair verilen ilk karar doğrudur. Ancak bozmaya uyularak verilen son kararda özel sicile yazılmasına karar verilmesine rağmen ..." nin davası reddedilmiş, davacı tarafından açılan dava ise kabul edilmiştir. Mahkemece, Ali tarafından açılan davanın aktif dava ehliyeti olmadığından davanın reddine, ... yönünden ise davanın kabulü ile özel siciline yazılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Asli müdahil ..." nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıran taraflara geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.4.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.