3. Hukuk Dairesi 2016/13074 E. , 2018/120 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının borç olarak aldığı parayı ödememesi nedeniyle davalı aleyhinde icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile alacağın % 20"sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı; davacı ile ... olduklarını, babalarından kendilerine intikal eden ...ün üçüncü kişiye satışının iptali istemiyle açıtığı davadan vazgeçmesi karşılığında davacının kendisine yaptığı ödemeyi kabul ettiğini, dava konusu parayı ödünç almadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, davalının ... İcra Müdürlüğü"nün 2013/1505 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağının % 20"si oranındaki tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davalının icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Somut uyuşmazlıkta; davacı, ödünç verilen bir miktar paranın ödenmediği iddiasında bulunmuş davalı ise, davacının parayı muristen intikal eden ... üzerindeki hakkından vazgeçmesi karşılığında verildiğini savunmuştur.
Bu itibarla; alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hüküm kısmının 1. fıkrasında yer alan "... asıl alacağının % 20"si oranındaki tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, " ifadelerinin çıkarılarak, bunun yerine "yasal şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine" ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.